Unutulmayan ayaz...
Gecenin sabahı
Haldun Meltem'den aldığı haberle yattığı yataktan sıçramıştı. Kızının Coşkun'un mekanını basıp ateşe vermesi ve Coşkun'u çağırması haberini duyunca içini saran endişe ile Ramo'ya adamlarını toplamasını söyledi. Artık buna bir son vermeliydi. Gerekirse Uluöz'leri ortadan kaldıracaktı.
"Bu a... ko... arabası daha hızlı gidemiyor mu?" diye bağırdı Haldun. Ama Kubi neredeyse 200 ile sürüyordu. "Az kaldı Haldun abi."
Ramazan yanındaki abisinin içinde kavrulan ateşini sezebiliyordu. "Abi! Sakin olman gerek. Coşkun seninle oynamak istiyor. Böyle yaparsan ona ist..." Haldun'un attığı bakış ile sözü yarıdan kesilen Ramazan başını cama çevirerek yeni doğmuş güneşin aydınlattığı göğe baktı.
"O....çocuğu sonunda istediğini aldı. B*k vardı beni kurtarmaya geldiniz. Mahzende o leş herifi görüp durdum ama en azından kızım güvendeydi."
"Fabrio'nun dediğine göre kendi gitmiş. Beril sandığın gibi kız çocuğu değil Haldun. Sen gittikten sonra erken büyümek zorunda kaldı. Hayat da ona pek hoş bir başlangıç sunmadı ama o doğduğu gün ne kadar güçlü bir kız olacağını gördük" dedi Metin. Sakin konuşuyordu. "Anlayacağın Beril kendi isteği ile gitmiş."
Haldun yakın dostuna yandan bakış atarken "10 yaşında da böyleydi. Ona güzel bir hayat sun derken deli bir kızı kastetmemiştim Metin" dedi. Yanağında beliren tebessümle telefona gelen mesaja baktı.
"10 dakikaya Coşkun'un evindeyiz. Biz gelmeden hareket etmeyin.!"
Elindeki telefonu Metin'e göstererek "Al. Bi de bu mafya liderimiz eksikti" dedi Haldun. "Bir de emir veriyor."
Metin dostunun tanımadığı huysuzluğuna gülerken "Beril annesine mi babasına mı çekti emin değilim" diye sahte bir merakla sordu.
"Kimseye benzemeseydi Metin. Sadece kendi olup güzel bir hayat yaşasaydı."
Yaş aldıkça hiç bu dünyaya girmeseydim diyordu Haldun. Gücün zehrine kapılan genç adam o zaman bunların farkına varmamakla birlikte sevdiği kadının onu uyarmalarına kulak asmadığı için şimdilerde daha çok pişmandı. Kızı sadece 20 yaşındaydı. 20 yaşında yapması gereken tek şey yaşıtları gibi üniversitede okuyup arkadaşlarıyla güzel vakit geçirmek diye içinden geçirirken Kubi "Geldik" dedi.
Haldun Meltem'den aldığı mesajı dikkate almadan direk arabadan inip kapıya dayandı. Adamlar arkasında yerini alırken o silahına davranan iki korumaya doğru yürümeye devam ediyordu.
"Aç kapıyı!"
Sarışın genç koruma arkasındaki adamlarından çekinse de Coşkun abisinin evini basmaya gelen bu sakalı ağırlaşmış adamın cesaretine gülmüştü. "Dayı var git yoluna burası boyunu aşar."
Çocuk silahını çekmeye kalmadan Haldun kapıdaki iki korumayı da ayağından vururken adamların şefi silah sesiyle kapıya fırlayınca şaşkınlığını gizlemeyerek Haldun'a baka kaldı. Ona silah çekmemişti çünkü bir zamanlar yanında çalıştığı Haldun'u tanıyordu. Kendi adamları ya da onunkiler fark etmez. Ona karşı çıkmak buradaki çoğu kişinin sonu olurdu.
Akıllıca davranan Galip başlarına üşüşen adamlarına sakin olmalarını söylerken Haldun'la göz göze geldi. "Kendine yer edinecek başka yer bulamadın mı Galip?" dedi Haldun. Silahı hala elindeydi.
Galip mahcup hissederek sessiz kalırken Meltem arabasından siyah takımı ve keskin bakışları ile ağır ağır Haldun'un yanına geldi. "Coşkun'a söyle Meltem Sala geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA VE KIZI
Mystère / Thrillerİntikam ile büyüyen taraflar, acıdan yeşeren bir çiçek ve geçmişin izleri...Karanlık bir dünyanın insanıysan ölüme ve dehşete hazırsındır.. . . . Karanlıkta büyüyen çocuklara aydınlığı anlatamazsın...