Meltem Yurter, duvarları rengarenk olan sanatsal bibloların bulunduğu çalışma odasında eski bir ahsap masada düşünceli görünüyordu.
Kocası İvan'ın ölümü üzerinden 1 ay geçmişti. Geçmişini, Coşkun'dan uzaklaşıp kızını öldüğü yerde aramaya başlamasını, bozulan psikolojisi ile Haldun'un onu burada nasıl terk ettiğini, sokaktaki çaresizliği, nereye gitmeliydi kızını kocasını nerede aramalıydı, eski evine gitse Coşkun'un onu tekrar alabileceğini, ona güvenmediğini, kalacak hiçbir yeri yokken yollarının İvan'la kesiştiği zamanı, İtalya'ya gelişini, burada İvan'ın çok güçlü olduğunu anladığını, karısının ölümü üzerine küçük bebeği Lily'i hiç görmediği kızının yerine koyuşunu, zamanla Ivan'nın ona ilgi duymasıyla yaşadığı aşkı düşünüyordu.
Üvey oğlu Fabrio ve kardeşi Lily ile sanki çocukları gibi geçirdiği güzel zamanları, tüm geçmişi gözlerinin önüne gelirken ona kalan bu güç imparatorluğu içinde ne kadar çaresiz olduğunu düşünüyordu. Çok karanlık bir adam olsa da ona karşı çok güzel davranan kocası Ivan'ı kaybetmesiyle yıllar önce yaşadığı boşluğu tekrar yaşıyordu.
Kızının ve eski kocasından hiçbir iz bulamayışı canını sıkmaktaydı çünkü kocasının Türkiye ortağı Coşkun'un da hala onları aradığını biliyordu. Eski kocasından çok kızını o adamdan önce bulmalıydı.
Coşkun, Melo Sala yani Meltem'den şüphelenirken ona bir yem atmıştı. Gelen bu istihbarat üzerine kızını bulma ümidi onu hataya sürüklememesi için temkinliydi. Bu gücün Melo'ya kalmasının en büyük nedeni de buydu. Çünkü o kocası kadar güçlü ve acımasız birine dönüşmüştü. Fabrio ve Lily dışında kimseye merhamet göstermezdi.
İçeriye Fabrio'nun girmesiyle kendine gelen Meltem ona baktı. "Melo, adamlar Türkiye'de. Dani hazırlıkların tamam olduğu haberini verdi. Bizimle Türkiye'ye geliyor musun?"
Fabrio üvey annesini çok sevdiği için Meltem'in lider olmasına ses çıkarmamıştı. Sessizliği bazı adamlar tarafından konuşulsada o hepsinin ağızlarını kapatmıştı.
"Gel oğlum" dedi kadın.
"Bir şey mi oldu? İyi gözükmüyorsun."
Fabrio onun yanına gelip elini dizlerine koyup "Endişelenme Melo. O adamı alıp kızını bulacağız. Söz veriyorum" dedi.
"Sana güveniyorum Fabrio. Bu konuda hiç şüphem yok. Sadece yıllardır kurduğum kızımla kavuşma hayallerine bu kadar yakın olmam korkutuyor beni. Ya Coşkun çoktan onu konuşturup kızımı aldıysa. Baban burada olsaydı kimse bunun blöfünü bile yapamazdı bize "
Duygusallığını bir tek oğluna gösteren Meltem gözlerinden bir damla akarken Fabrio onu silip "Babam burda olsaydı senin ondan daha güçlü olduğunu söylerdi. Bu yüzden ya kalkıp benimle gelirsin ya da burada gelmemi beklersin" dedi.
"Uçak hazır mı? Tabii ki geliyorum" diyen Meltem gömleği ve yeleğini düzelterek ayaklandı.
"Güzel. İki saate uçuyoruz. Dani sana İstanbul'daki evi açıp temizletti. Sen bize o güzel browninden hazırlarken biz çoktan Haldun'u almış oluruz."
Küçükken Lily çok seviyor diye yaptığı keki sırf kardeşi için yemeye zorlardı kendini. Yoksa Fabrio'nun tatlıyla pek alakası yoktu. 29 yaşında genç bir adam olan Fabrio, çocukluk yıllarının kokusunu tanımladığı için o kekin pişmesinden çok hoşlanırdı.
"Lily de bizle geliyor. Bu yamyamlarla onu tek başına bırakamam. İşleri Orlando halleder."
"Tamam" dedi Fabrio ve havaalanına gitmek üzere malikaneden ayrıldılar.
🪢
"Daha önce Türkiye'ye gelmek istediğimde izin vermeyen annem şimdi zorla götürüyor" dedi Lily huysuzlanırken.
"Tamam işte bu sefer gezme fırsatın olur. Hatta işlerimi halledince beraber gezeriz güzelim."
Fabrio işler için İstanbul'a çok kez gelmişti ama kardeşinin ilk gelişiydi. Melo sayesinde Cat pat Türkçe konuşan Lily'nin aksine Fabrio Türkçe dahil 2 dil daha biliyordu.
"Kaç saat sürecek bu yolculuk? Uyumak istiyorum" dedi Lily. Özel uçaklarının koltuğuna yerleşirken.
"3 saate ineriz uyu sen."
Melo hala düşünceliyken Fabrio rahat görünüyordu çünkü bir adam almak onun için çok basit bir olaydı. Melo'yu düşünceli yapansa bu adamın 20 yıl önceki kocası olmasıydı...
Yaklaşık 3 saat sonrası İstanbul'a varan Sala ailesi ciddiyeti ile dikkat çekiyordu. Fabrio, Lily ve Melo'yu eve yollamak için araba ayarlarken ona çarpan kızla telefonunu düşürmüştü. "Pardon" demekle yetinen kızın arkasından bakarken sakinliğini korumaya çalışıp "Bir dahakine dikkat et!" dedi.
Kız ona seslendiğini düşünüp arkasını dönerken ellerini kısa sarı saçları arasında gezdirip konuştu. "mi dispiace"
Fabrio İtalyanca konuşması üzerine Türkçe karşılık verip "Dikkat edin bir dahakine" diye yineledi.
Kız gözlüklerini çıkardığında mavi keskin gözleri ile ona dik dik baktı. Bu bakış Fabrio'yu rahatsız ederken başka zaman olsa kimsenin ona böyle bakma cesaretinin olamayacağını düşündü.
Fabrio daha fazla sinirlenmemek için 5 dakikadır telefonda bekleyen Dani'ye İtalyanca acele etmesini söylerken kız ona yabancı taklidi yaptığı için italyan çıkmasına şaşırmıştı.
Bunun üzerine Fabrio yanından geçerken "Buona giornata" dedi. İyi günler...
Medya: Melo Sala - Meltem Yurter
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA VE KIZI
Gizem / Gerilimİntikam ile büyüyen taraflar, acıdan yeşeren bir çiçek ve geçmişin izleri...Karanlık bir dünyanın insanıysan ölüme ve dehşete hazırsındır.. . . . Karanlıkta büyüyen çocuklara aydınlığı anlatamazsın...