Merhabalar JayWon severler!
Nasılsınız? Umarım herkes iyidir.
Kendinize çok iyi bakın. Ve yorum yapmayı unutmayın!
Bölümü medyadaki parçayla okuyabilirsiniz.Sevgilerle❄️
...Hoseok Hyung/Wonnie
Hoseok Hyung: jungwon
sohee senin aradığını yanlışlıkla ağzından attı
saçma sapan şeyler demiştir kesin
sana her ne dediyse onun adına özür dilerim
inan haberim yoktu
otelden kısa bir süre ayrılmıştım sadece
çok üzgünüm
umarım bir sıkıntı yoktur
umarım iyisindir
bu saatte yazdığım için de çok çok üzgünüm
iyi uykular~[gönderildi: 02:38]✔️
***
Sıcak nefesimin ısıttığı bedenim battaniyenin altında ufacık kalmıştı. Sürekli uyuklayıp uyanmaktan öteye gidemiyor, aç mıyım yoksa yalnızca kafamda yemek resimleri canlanıyor diye mi böyle hissediyordum bilmiyordum.
Tek bildiğim canımın acıdığıydı. Yanan gözlerimi açık tutmak da oldukça zordu.
Yan taraftaki banyodaki musluktan odama kadar gelen su damlama sesi sinirlerimi bozuyordu. Öfkeyle bir nefes verip yatakta dikildim. Sabit durmayan başlığa yaslanırken acıyla inleyişimi durduramadım. Her yanım kırık gibiydi.
Biraz karanlıkta durup duvarı seyrettim öylece. Hiçbir şey yapmadan durmak için hasta olmam gerekiyormuş demek ki, diye düşündüm.Her şey mahvolmuştu.
Kafamda kurduğum zavallı planlar, kabullenmek istemesem de sahip olduğum hayaller ve diğer her şey boşa gitmişti.
O maili nasıl görmezdim? Kadının bana sorumsuz diyişi henüz kulaklarımda yankılanmayı kesmemişti bile.
Ben sorumsuz değildim.
Belki yetimdim, fakirdim, sahipsizdim ve hatta aptaldım ama sorumsuz biri değildim. Bunu o an haykıramamış olmak gururuma dokunmuştu. Hayatta kalmak için kendini benim kadar paralayan birisi sorumsuz olamazdı. Belki de çok fazla sorumluluk sahibiydim tam tersine. O nedenle de belirli şeyleri atlayabiliyordum. Ancak bu hayat şartlarımın bir getirisiydi. Ben sorumsuz değildim.
Dakikalar boyunca attığım mesajı düşündüm. Bu rezilliği de yaptığıma göre gururum tamamen ayaklar altındaydı. Nefes alamadım bir an sanki. Umursamadan edemeyeceğini yazmıştı en son bir saat kadar önce. O zamandan beri tekrar konuşmamıştık. Utanıyordum. Pek de alışık olmadığım bu hisle nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyordum.
Dış kapının zorla itildiğini duyduğumda düşüncelerimden sıyrılıp korkuyla ayaklandım. Zemin sanki ayaklarımın altından kayıyordu. Zorlukla duvara tutunup kenardaki kırık vazoya sıkıca tutundum sanki beni korumaya yetermiş gibi.
"Kim var orda!?"
Kapı bozuktu. Arkasına yasladığım eşyaları kolaylıkla itmişti.
"Benim, Jay. Korkma." Seslenişi birkaç saniye duraksamama sebep oldu. Koridor ışığını yaktığında ellerindeki poşetleri seçebildim. Kamaşan gözlerimi kısıp şaşkınlıkla baktım yüzüne. Onun bakışlarıysa elimdeki vazodaydı hala.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy In The Bubble|| JayWon
FanficO, küçük bir baloncuğa sığdırdığı iç dünyası kadar sanıyordu gerçek dünyayı. Daha henüz kurtulamadığı zincirlerine sıkı sıkıya bağlıyken ise beklenmedik bir anda karşılaştılar. Aslında hırsla hazırlandığı sınavların hiçbirine benzemiyordu bu. İşine...