24. Bölüm

118 4 0
                                    

Yemekleri yedikten sonra kızlarla dışarı çıktım. Bu gece deli gibi sarhoş olmak istiyordum.

Küçük tatlı bir puba gelmiştik. İçkilerimizi sipariş ettikten sonra:

"Anlat Merve." dedi Rüzgar.

"Neyi?"

"Niye burada olduğumuzla başlayabilirsin."

"Şimdiii.. asansörde yine onunla karşılaştım. Çok kafa karıştırıcı davranıyor. Bir dediği diğerini tutmuyor. Bir de ben, kendi yaptığımı saçma bulurdum. Onun buna verdiği apayrı boyutta saçma. Büyük bir saçmalık içindeyiz. Gerçekten kafayı yememe az kaldı." Bardakta kalanı kafaya diktikten sonra devam ettim "Ve hani diyordum ya biri gelip kapıyı çalıp durdu diye çalan kişi oymuş." Hepsi şaşkınlık ve hayret içinde bana bakıyordu.

"Shot alabilir miyiz?" dedi Maral. Bunu yapmasının sebebi konunun konuşulacak bir yanı yoktu resmen.

Birkaç shottan sonra gerçekten kafamız iyice gitmişti. Şansımıza pubta o gece karaoke gecesiymiş. Tabi ki de kalkıp söyledik bizden kaçar mı? O sırada pub daha da kalabalıklaşmaya başlamıştı. Alkolden aldığım tüm o özgüvenle:

"Çekilin tek söylicem." Mikrofonu elime alıp elimle ses gelip gelmediğini anlamak için vurdum. "Bir iki, bir iki, wow wow wow.. sesim geliyo mu.. heh tamam. Bu şarkı sizi kendine aşık edip sonra o aşkı başkalarına verenlere gelsin. O burada değil ama anlayana gitti mesaj. Ver müziği.." bu kısmı eğer kızlar videoya çekmiş olmasaydı asla inanmazdım böyle bir şey yaptığıma. Ama o an bir şey düşünmeye kafam yetmiyordu. Artık iyice geç olmuştu ve ben yürüyemeyecek hale gelmiştim. Dördümüz bir birbirimize sarılıp yürüyoruz, bir birbirimizden beş metre uzakta yürüyorduk.

Birbirimize uzak olduğumuz bir anda bir bank gördüm ve yorgunluktan oraya boylu boyunca uzandım. Kendi kendime boş boş konuştuğum bir anda bir gölge belirdi:

"Ne yapıyorsun burada?" Korkuyla irkilip hemen ayağa kalktım.

"Kimsin? Uzaklaş yoksa çok fena yaparım seni!" Bu laflarım üzerine kısa bir şekilde gülüp:

"Sakin ol, bu kafayla istesen de bir şey yapamazsın Mervecim." Faris ne arıyordu burada.

"Sen ne yapıyorsun burada? Nereden buldun beni? Üstüme çip falan mı yerleştirdin?" Bunları söylerken parmağımı ona doğru sallıyordum. O sırada dengemi kaybedip onun üstüne doğru sepelendim. Beni kollarımdan tutup daha çok kendine çekti.

"Ben seni nerede olursan ol bulurum." Dedi ve gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Bakma öyle."

"Nasıl?"

"Böyle işte.. aşık gibi."

"Olmadığımı nereden çıkarttın?"

"Olsaydın başka bir kadınla geceyi geçirmezdin." Bu sözümden sonra ellerinden kurtulup otele doğru yürümeye devam ettim. Bir an durup geri döndüm ve:

"Yaptığım bencilceydi, evet biliyorum. Ama senin bu yaptığın, özellikle de Bahar Hocayla olması, apayrı bir boyut. Ya sen değil miydin bu kadınla benim işim olmaz diyen? Yoksa benimle yatmak için söylediğin bir yalan mıydı?" dememle bana yaklaşarak:

"Sen ne saçmalıyorsun!? Ne Bahar'ı ne bahanesi? Sana aşık olduğum için yaptım her şeyi, sana delirdiğim için. Sensizlik beni hasta ettiği için yaptım. Ama sen hala bunun farkında değilsin, anlayamıyorsun. Sana aşkımı her saniye haykırdığım halde hala kendini düşünüyorsun. Yazık, kafana yazık senin." dedi ve gitti. Yere çöküp dediklerini sindirmeye çalıştım. Gözlerim dolmuştu ağlamamak için zor duruyordum. Kendime biraz da olsa geldikten sonra kalkıp otele yürüdüm. Neyse ki yakındı. Odaya girdiğimde Maral ve Nefes'in geldikleri gibi sızdıklarını fark ettim. Ben de aynısını yaptım.

Sabah olduğunda çok fena bir baş ağrısıyla uyanmıştım. Geceden tek hatırladığım şey Faris'le olan konuşmamız. Sözleri kafamda yankılanıyordu. Gördüklerime mi sözlerine mi inanayım ikileminde kalmıştım. Bugün plajı olan bir yere götüreceklerdi bizi. O yüzden çantalarımız hazır bir şekilde kahvaltıya indik.

Kahvaltıda gözüm onu aradı ama yoktu. Bugün de o mu gelmeyecekti? İçimden bir ses onunla konuşmam gerektiğini söylüyordu diğeri ise konuşmamam. 'Adam ortalıkta yok ki nerden bulup konuşacaksın? Odasına mı gitsem acaba..?' Bunu düşünürken çoktan odasına yol almıştım bile.

Kapısının önüne geldiğimde kapıyı çalmaya çok gergindim. Tam çalacakken kapı açıldı. Yine Bahar Hoca açmıştı kapıyı:

"Napıyorsun burada Merve?"

"Şey, ben Faris Hocaya bakmıştım. Diğer hocalar onu çağırdı da odasının burası olduğunu söylemişlerdi."

"Hee, ya biz onunla odamızı değiştirdik. O 310 numaralı odada kalıyor."

"Anladım, teşekkürler." diyip çabucak oradan uzaklaştım. 'Merve sen harbi gerizekalısın. Adama neler dedin ya.'

Onun kapısına geldiğimde hemen kapıyı çaldım. Kendimi affettirmem lazımdı. Kapıyı açtığında şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.

"Merve, ne yapı-" cümlesine izin vermeden boynuna sarılıp:

"Ben çok, çok özür dilerim söylediklerim için. Seni dinlemem lazımdı. Nolur affet beni." Bir süre böyle sessizce kaldık. Faris geri çekildi.

"Affettim, ama sen haklıydın Merve." anlamayan gözlerle ona bakıyordum. "Aramızdaki bu şey, 'biz' olmayacak. Sen haklıydın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

imkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin