38-Adaletsiz Savaş

141 10 1
                                    

Düşünmeliyim.Bir çıkış yolu,belki bir kaçış yolu...Gizlice çıkmak gibi bir ihtimal pek yok.Çünkü o hep başımızda dikiliyor.Nasıl olduysa bir kere dışarıya çıktım ama onda da gidip dans etmeyi tercih ettim.Çünkü Distopya'ya yardımsız veya plansız gidebilmem imkansız gibi bir durum.Tabi dans ettiğime de deydi.Çok özlemişim.Fakat sonrasında yaşadıklarım pek iç açıcı değil.Daha doğrusu garipti.Kehribar'ın beni takip etmesi,ders almam için beklemesi falan.Neden ders almam gerektiğini de anlamış değilim orası ayrı ironi.Beni kovduğunda ne yapabilirim ki!Daha sonrasında ise benim ile konuşmaya çalışması...Ondan pek beklenen bir durum değil ve bunu ona söylediğimde kalkıp gitti.

Ya ben kaçma planı yapıyordum.Ne ara kehribara geldim?Neden onu düşünüyorum ki!O bu kadar kaba ve sinir bozucuyken neden?Evet o garip,sinir bozucu,kaba,dengesiz,düşüncesiz,itici birisiydi.Fakat tam bana doğru bir adım atmışken neden onu tersledim ki?

Aslında tam amacım onu terslemek de değildi.Garip geldi bir anda yaptıkları.Ama bana bir adım gelmesine rağmen söylediklerimden sonra koşarak uzaklaştı.Sanırım gidip onunla konuşmalıyım.Yada konuşmaya çalışmalıyım.

Yavaşça yerimden kalktım.İlk önce Yankı'nın yanına gidip bir bardak su içmeliydim.Çünkü dilim damağım birbirine yapıştı.Sahi en son ne zaman yemek yedim.Geçen gün kehribarın kabaca getirdiği yemekten sonra bir şey yemedim ve gerçekten acıktım.Neyse şu suyu bir içeyim de daha sonra yiyecek bir şeylere bakarım.

Bize verdikleri odaya sessizce girdim ve Yankı'yı yine uyurken buldum.Bu kız nasıl bu kadar uyuyabiliyor!Neyse uyusun da büyüsün diye düşünüp kıkırdadım.Bunun üzerine Yankı hafifçe kıpırdandı ama uyanmadı.2 bardak suyu içtikten sonra kapıya gittim.Ama kapı yine kilitliydi.Mecburen balkona yürüdüm ve oradan da kehribarın odasına geçtim.Fakat giderken sessizce şikayet etmeyi de unutmuyorum.

''Ya bu çocuk ne kadar geri zekalı.Gidiyor bizim kapıyı kilitliyor.Balkondan geçilen kapıyı kilitlemiyor.Sanki biz oradan geçemiyoruz.Sadece işimiz zorlaşıyor.''

''Belki de canım işini zorlaştırmak istiyordur.''dedi ve ödüm koptu.

"Ayyys." dedim yerimden zıplarken.

O ise aynı yüz ifadesiyle bakarken çıkardığım sese gülmemek için kendini tutuyor gibiydi.

Ama cidden dalmıştım ve onu oda da göremeyince evi gezip bir yandan onu diğer yandan da mutfağı arıyordum.Girdiğim bir odadan tam çıkarken arkamdan gelince az daha altıma yapıyordum.

''O zaman sen psikopatsın?''dedim sırıtarak ve korktuğumu çaktırmamaya çalışarak.

''Olmamam için bir sebep var mı sence?''

''Yok gibi.Neyse ben sana bir şey diyeceğim.Yani-''

''Özür falan dinleyecek havamda değilim.''

''Havanı yesinler.Sanki özür dileyeceğim de.Sen benden özür dile.Niye ben senden özür dileyeceğim ki?''Aslında özür dileyecektim.

''Ya tabi.Ben senden niye özür dileyeyim?''

''Bizi evinde zorla tuttuğun için,evden kovduğun için,geri eve getirdiğin için,barda yaşattıkların için,kabalık yaptığın için...''

''Sen bir kaçaksın.Distopyalı olmana rağmen buradasın bu yüzden seni yasa dışı bir şekilde tutabilirim,seni evden kovmam iyilik niyetine geçer,geri evime almam ise senin minnet duyacağın bir şey,barda yaşattıklarımdan ders alman gerekirdi,kaba bir insanım ve bunun için özür dilemem ayrıca sizi evimde beslediğim için kendime bu hakkı veriyorum.''Vay anasını...Nasıl o kadar şeyi aklında tuttu anlayamadım.Ama bakış açılarımızın çok farklı olduğunu anladım.

Ütopya'ya Dokuz AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin