10-Aptal Aşık!

198 11 0
                                    

Multimediada Şimay.

.................................

Yoksa onlar da mı bizdendi? Hayır canım. Bizden olamazlar çünkü onlar Ütopya'lı. Ve Ütopya'lılar bizi ve bizde onları sevmeyiz.Onlar bizi fakir,fakir olduğumuzdan hırsız,kötü…falan filan görürler. 

Doğrusu fakir olduğumuz gerçeği var. Ama bu bizi hırsız yapmaz. Ve onlar bizi öyle gördükleri için bizde onları sevmeyiz. İşte böyle karşılıklı bir sevgimiz var. Ah ne güzel.

Asıl konuya dönelim. Onlar bizden olamazlar ama nasıl oluyor da bizden haberleri oluyor? Dost olmadığımıza göre düşman mıyız? Bilemiyorum. Ah bir dakika o zaman yukarıda ki yakışıklı çocuk da benim düşmanım durumuna düşüyor değil mi? Her zaman ki gibi Aras’a soracağım. Yine.

Ah Aras’ı unuttum. Herhangi bir şey görürsem anlatmamı o istemişti zaten. Neyse en azından o istediği için küçük duruma düşmeyeceğim. Evet aslında biraz saçma bir düşünce biçimi ama…Ne bileyim sanki daha ilk günlerden çok fazla sıkıştırmıştım. Ve kimseyi de ona soru sorarken görmemiştim. Tabii ki de ben hariç. Ama mantıklı düşününce onun görevi zaten bu.

Of neyse kafamda yine çok fazla soru birikti. Camımdan dışarıyı izliyordum. Doğrusu manzaram yoktu. Direk olarak baktığı yer bir hiçlikti. Evet hiçbir şey yok. Yerler beton ama bakımlı değil. İlk takıldığı zaman bu kadar kötü değilmiş sanırım.

Ama şuan bir sürü iz var. Dökülmüş içeceklerin,bazı çöplerin veya artıkların…Bir sürü iz var ve belki bazı kişiler için anlamları var. İşte manzaram böyle. Tabi manzara denilirse. Ama yinede camdan bakınmak bana fazlasıyla huzur veriyordu.

Ve BAMMM!!! Yine espiri kabiliyeti aşırı gelişmiş(!) Açelya’nın iğrenç şakalarından biri. Geçen gün tam odaya girdiğinde onu korkutmuştum. Ve doğrusu bu kadar korkacağını hiç düşünmemiştim. Bak ya aklıma geldi yine gülüyorum. O da öcünü almak için kaç gündür beni korkutmaya çalışıyor. Ama şu an aklıma ne kadar korktuğu geldiği için keni kendime sırıtıyorum.

Açelya şakasından korkmadığım için,hatta sırıtıp durduğum için çok sinirlendi. Ve odadan çıktı. Aman şuan hiç onun tribini çekemeyeceğim. Bende arkasından odadan çıktım. Tabii ki de ondan özür dilemeye gitmiyorum.Gardenya’ya gideceğim.

Kafam çok doldu ve Açelya yine on dakikalık triplerinden birine girdi. Neyse ki kin besleyen birisi değildi. Çoğu zaman evden Gardenya’ya gitmek için çıktığımda Açelya’da gelmek için ısrar eder. Tabii onu çoğunlukla bir şekilde ikna ederim. Şuan bana trip attığı için bunu teklif bile etmedi.Neyse işime gelir.

Oh. Sonunda ulaştım. Hemen ağacıma tırmanıp yerleştim. Yine uykum geldi. Ama bugün o yakışıklı çocuğu bekleyeceğim. Çok merak ediyorum. O benim düşmanım mı? Acaba buraya sık sık geliyor mu? Belki o gün sadece bir kereliğine gelmişti. Belki öylesine yürürken bulmuştu burayı ve bir daha gelmeyecek. Aslında milyonlarca seçenek var. Ama ben daha fazlasını düşünemeden uyuyakaldım.

Uyandığımda 1 saat geçmişti. Hemen yukarıya baktım. Of gelmemiş. Eyvah! Ya ben uyurken gelip gittiyse.Off ya her gelişimde uyuyakalmak zorunda mıyım?

Neyse saat altıya geliyor. Hava kararmak üzere. Annem yemek hazırlamaya başlar. Yapacak bir şey var mı diye bakındım. Ama yoktu. Bende kalkıp yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Anneme yemek hazırlamasın da yardım ettim. Hep birlikte yemek yedik ve Açelya ile birlikte odamıza çıktık.

Tabii ki Açelya’nın siniri geçmişti. Ama odaya koşarak benden önce girdi. Ah yine mi? Beni korkutmak için kapının arkasına geçmiş ve ben girince ‘‘BÖÖÖ’’diye bağırdı.

Ütopya'ya Dokuz AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin