16- Şekercim

163 10 0
                                    

Uyandığımda saat öğlene doğru geliyordu. Bir an pikniğe geç kalacaz diye teleşlandım ama daha Açelya okuldan gelmemişti bile.

Bugün sıra onların grubundaydı. Büyük ihtimamalle Aras bize yaptığını onlara da yapar ve gönderir. Dün Açelya'yla konuştum ve piknik işine çok sevindi. Tabii Batur'da geleceği içindir.

Acele etmeyip Açelya'yı beklemeye karar verdim. Birazdan burada olur.

Ama o gelene kadar ne giyeceğime karar verebilirdim.

En sevdiğim elbisemi giymeye karar verdim.Okulun ilk günü giydiğim.  Zaten ilk gün sınıftan kimse görmedi. Kimse hatırlamaz.

Saçlarımı düzleştirmeye karar verdim. Bunu tabii ki ütüyle yapıcaktım. Kendim yapmam zaman alır diye annemden rica ettim. Oda kabul etti. Ama nereye gideceğimizle, kimle gideceğimizle ilgili bir sürü soru sordu.

Tam saçım bitmek üzereyken Açelya geldi.

"Vayy oduncuğumuz süslenirmişte. Kimin için bu hazırlık." dedi Açelya ve kafasına bir toka fırlattım.

"Seni de görecez şebek" dedim ve üstümü giymek için yukarıya çıktım.

Ben elbisemi giyip son kez saçımı düzeltirken Açelya'da üstüne bir elbise giydi ve aşağı indik.

"Kızlar size bir sürpizim var." dedi annem. Neydi acaba? Merakla anneme baktık.

İki kutuyla geldi ve birini bana birini Açelya'ya uzattı. Kutuyu açtım ve içinden yazlık bir ayakkabı çıktı. Buna çok sevindim botlar çok sıcak tutuyordu tam kış botu değildi ama olsun. Koşup anneme sarıldım. Ve en az beş kere öpüp teşekkür ettim.

Açeya'yada çanta almıştı onun yazlık ayakkabıları vardı zaten. Annemin işleri ayda bir kere iyi giderdi ve sadece birimize bir şey alma şansı olurdu ve ben geçen ay Açelya'ya almasını söylemiştim. Ama bu ay ikimize de almıştı. Çok sevindim.

İkimizde annemizi son kez öperek dışarıya çıktık. Yeni ayakkabımı giymiştim Açelya'da çantasını takmıştı.

Biraz ilerledik ve karşıdan Çağın ve Batur göründü.

Batur orta boydaydı Çağın onda biraz kısaydı ama bence boyu normaldi hatta benden iki, üç santim uzundu bende çok kısa değildim. Hepimizin boyları orantılıydı.

Birbirimize yürürken Çağın bana baktı, bende biran baktım ama sonra  gözlerimi Batur'a çevirdim.

Yan yana geldiğimizde Batur:

"Çok şıksınız hanımefendiler." dedi ama hala Çağın'ın gözlerini üzerimde hissediyordum.

Ama başka bir şey daha fark ettim Çağın biraz durgun gibi. Keyfi yok sanki. Artık tanıyorum Çağın'ı. Az, çok anlıyorum.

"Teşekkürler Batur çok naziksin." dedi Açelya ama benim aklım Çağın'daydı. Neyi vardı acaba?

"Yürüyelim mi?" dedi Batur ve yürümeye başladık.

Batur ve Açelya arkada ben ve Çağın'da önde yürüyorduk. Çağın'a baktım yere bakıyordu.

Çağın yürürken hiç yere bakmaz ki. Ya bana bakar ya da gökyüzünü veya çevresini incelerdi. Gerçekten bu gün bir tuhaftı.

"Neyin var?" dedim ama beni duymadı bile.

"Çağın!" dedim tekrar.

"Hı..Pardon. Efendim?"

"Bir sorun mu var?"

"Hayır ne olabilir ki?" dedi. Yalan söylüyor!

"Peki öyle olsun." dedim. Üstüne gitmeyi istemedim.

Ütopya'ya Dokuz AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin