26-Sana İhtiyacım Var Salak Çocuk!

157 12 0
                                    

"Yeteneklerinizi Kontrol etme çalışmalarınıza devam edeceksiniz ama biraz çevreye bakınmalıyız her hangi bir şüphe çeken bir şey var mı diye. Bu yüzden biraz birbirimizden uzaklaşacağız. Ama sıra sıra. Ve bu gece buradayız. Biran önce çalışmaları bitirip. Uyuyacak yer ayarlamalıyız."

"Nerede yatacağız?" dedi Şimay.

"Ben tedbir alıp çadır getirdim ama çadırlarımız kısıtlı. Neyse bunu daha sonra hallederiz çok vaktimiz yok başlayalım." dedi Aras ve Şimay'a dönerek;

İlk seninle başlıyoruz.  Barlas'la birlikte iyice ilerledikten sonra sadece bizim olduğumuz kısma sis oluşturmanızı istiyorum."

"Neden Barlas?" dedi Şimay bıkkınca.

"Özel bir nedeni yok. Geçen sefer yağmurda dans ederken oluşturulan gruplar olsun dedim. Tekrar eş seçmek zor olur. Bir sakınca mı var?"

"Yok." dedi Şimay gözlerini devirerek.

"Peki başlayın o zaman. Her ne kadar çok zamanımız olmasa da kendini kasma. Odaklanmaya çalış. Rahatla."

"Peki." dedi Şimay ve Barlas'la beraber gözden kayboldular.

ŞİMAY'DAN

Bir salakla olmak zorunda olduğuma mı yanayım yoksa bir salakla bilmediğim bir ormanda olduğuma mı yanayım bilemedim.

Ben ona tiksinçle bakarken o benim aksime o çok sakindi hatta gözlerine biraz daha bakarsam sevgi görecektim neredeyse!

"Senden iğreniyorum." Dedim. Çünkü onda sevgi değil alay ve nefret görmeye alışkındım. Onu kızdıracaktım. Ama o sadece yüzüme baktı.

"Neden bu kadar salaksın?" dedim. Ama hala tepki yok.

"Bence senin beynin ikinci el. Hatta bir beynin yok. Beyni olan bir insan..." dedim ama Barlas aynı bakışları atmaya devam edince dayanamayıp;

"Neyin var senin?" dedim.

"Umurunda mı?" dedi. Neydi bu şimdi?

"Aa şimdide kız tribine mi başladın?" dedim ama o hala aynı şekilde bana bakıyordu.

"Böyle bakmayı kes de şu işi bitirip geri dönelim. Seninle aynı havayı soluduğuma bile lanet ediyorum." Barlas'tan kızıp bağırmasını beklerken o sadece hüzünle başını önüne eğdi. Neyi var bunun?

Neyse umurumda değil!

İyice ilerledikten sonra durduk. Ben odaklanmaya çalıştım Barlas ise etrafa bakacağını söyleyip yanımdan ayrıldı. Ona hayır gitme demeyecektim tabii ki ama bu tanımadığım yerde tek kalmak istemezdim ve üstelik yeteneğimi henüz tam kontrol edemiyordum. Olabileceklerden korkuyordum. Ama bir şey demedim. Oda dememi beklemeden gözden kayboldu.

Odaklan Şimay! Odaklan! Yapabilirsin! Ona ihtiyacın yok! O kim ki zaten!

Gözlerimi kapattım. Nerede olduğumu unutup gücüme odaklanacaktım bu kadar basit! Evet biraz başarmıştım. Hafif bir sis çökmüştü.

Hadi Şimay devam et. Yapabilirsin! Sen Şimay'sın!

Kimi kandırıyorum ki? Yok daha fazla yapamayacağım. Barlas gitmese ne olurdu sanki?

Sahi o nerede? Beni neden tek bıraktı? Nesi var?

"Barlas?" dedim kısık sesle. Ama ses yoktu.

"Barlas?" dedim daha yüksek bir şekilde. Ama hala yoktu. Tekrar bağırdım. Ama yok!

"Eğer bir şakaysa hiç hoş değil!" dedim bu sefer korkmaya başlamıştım. Ve korktukça sisler yayılıyordu.

"Barlas!"

Ütopya'ya Dokuz AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin