28-Kayıp

127 12 0
                                    

"Ütopya'dakiler gelmişlerdir. Bugünde etrafta dolaşmamalıyız. Utkan'ı ölü olarak gösterdik. Yani çabuk çabuk varlığımızdan şüphelenmezler." Dedi Aras. Ve bana bakarak devam etti;

"Talya senin Utkan'a bize tanımasına yardım etmeni istiyorum. Bugün ona arkadaşlık et."

"Peki." Dedim Utkan'a gülümseyerek.

"Yani bu gecede buradayız. Hepinizin ailesinin haberi var. Bugünlük serbestsiniz. Talya görüntü görene kadar istediğinizi yapın. Ama yeteneklerinizi sınamayı unutmayın" Dedi Aras.

Çağın'a beni sakinleştirmesinde teşekkür ederek Utkan'ın yanına gittim. Bizimkiler oturup bugün olanların kritiğini yaparken bizde ayrı bir yere geçip oturduk. Öncelikle sınıfımızı tanıtacaktım sonrada aralarına katılacaktık.

"Kaç yaşındasın?" dedim.

"On sekiz."

"Bizde Batur ve Itır hariç hepimiz on altı yaşındayız. Batur on yedi, Itır ise on dört." Dedim sırayla Batur ve Itır'ı gösterirken.

"Sizin güçleriniz ne?"

"Sınıfımızda iki grup var Empatlar ve Kinezistler. Empatlardan ben görme, kardeşim Açelya'nın hissetme, Barlas'ın tat, Atlas'ın duyma, Itır'ın ise koku alma gücü ver." Dedim tek tek herkesi göstererek.

"Bildiğim kadarıyla bunları her insan yapabiliyor." Dedi çarpık gülümsemesiyle.

"Tabii ki. Ama kimse bir başkasının gördüklerini göremiyor canım." Dedim gülerek.

"Anlamıştım zaten de senin anlatmanı düzeltim dedim." Dedi yine gülerek.

"Çok kötüsün."

"Öyleyim. Neyse devam et bakalım."

"Kinezistler ise Çise yağmuru, Batur rüzgarı." Dedim Çise ve Batur'u göstererek. Ve Şimay'ı gösterip;

"Şimay ise sisi kontrol..." dedim ama lafımı bölerek;

"Hıı şu sarışın ama sert kız." Dedi Şimay'ı incelerken. Demek ki Şimay'ın sertliği onunda dikkatini çekmiş ve belki de kendine yakın görmüştür.

"Şu da Çağın. Şimşek çocuk." Dedim gülerek. Oda gösterdiğim kişiye bakıp;

"Hıı şu sana aşık olan." Dedi.

"Bana aşık falan değil." Dedim hemen.

"O zaman neden sen sakinleşene kadar başında bekledi. Neredeyse ağlayacaktı." Dedi alayla.

"Çağın'ınla ben çok yakınız. Ama arkadaşız." Dedim.

"Öyle olsun bakalım." Dedi Utkan.

"Yani artık on kişiyiz ve Kinezistler beş kişi oldu. Yer çekimi çocuk" dedim gülerek.

"Bana yer çekimi çocuk demeyi kesecek misin?"

"Peki. Peki. Sen yeteneklerini kontrol edebiliyor musun?"

"Evet."

"Nasıl?"

"Nasıl nasıl?" dedi kafasını sallayarak.

"Yani nasıl başardın. Yani biri yardım etti mi?"

"Hayır. Yardıma ihtiyacım hiçbir zaman olmadı." Dedi asice.

"Peki bize neler yapabildiğini göstere bilir misin?" dedim yavru kedi bakışları atarak.

"Hayır."

"Ama lütfen."

"Hayır dedim prenses."

"Ben prenses değilim."

Ütopya'ya Dokuz AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin