• İhanet •

324 13 0
                                    



- Abi ?!
'- Merhaba Mary .

Bütün korkularım susmuş yerini şaşkınlık ve anlayamadığım berbat bir his almıştı." Ne yani abim ... onlardan.. biri miydi ?? Ama neden? Bu yüzden mi bana mesleğini söylemiyor , irtibat kurmuyordu? Bu yüzden mi? Peki ya diğer abilerim onlar da bu işin içinde miydi yani?? Tüm hayatım yalan mıydı???..... "
- sen nede..
- Ahh abicim aptalı oynamayı kes lütfen.ikimiz de neden burada olduğumuzu biliyoruz. Yani şimdi..
Arkadaki "yaşlı" adamlardan bir tanesi patladı
- kasa nerede ? " bunlar neden bahsediyor böyle??
- Ne kasası, siz.. neden bahsediyorsunuz??
Diğer adamların en önünde"abimin de önünde "duran yaşlı adam konuştu - Ah bayan bence neden bahsettiğimizi gayet iyi biliyorsunuz ama bi deneyelim.
Bunu dedikten sonra masadaki o korkunç aletlerden muhtemelen en masumu olan bıçağa uzandı ve onu bacağıma sapladı.
Acıyla haykırdım, ancak abimin kılı bile kıpırdamadı . Bana donuk ve anlamsız bir şekilde bakıyordu ,hatta bundan zevk alıyor gibi bir hali vardı."Acı çekmemden zevk alıyor!" -Aaaaaaaahhh! Ağlamaya ve yalvarmaya başladım. - Lütfen , gerçekten hiçbir şey bilmiyorum . Ne kasası bilmiyorum , lütfen.
- (onaylamaz bir ses çıkardı) Oysa en yalan söylememen gereken yerdesin küçük! " küçük... bunu bir sıfat olarak değil de bir küfür olarak söylemiş gibiydi..."
Bunları söyledikten sonra karnıma bir yumruk indirdi. Acı ile haykırırken , bağlı olduğum sandalyeyle beraber yere düştüm.
- Tekrar sorucam, kasa nerede? Ağlıyordum . Bağırmak haykırmak istiyordum, ama yumruktan dolayı nefesim kesildiği için sesim çıkmıyordu. Bilmediğimi , neden bahsettiklerini ve abimin neden bu işte olduğunu da anlamadığımı söylemek istiyordum. Söylemek istiyordum ancak sanki sesimi yutmuştum . Ne kadar çabalasam da çıkmıyordu işte. Karnıma bir darbe daha yediğimde , kıvranmak istedim ama el ve ayaklarımı bağladıkları plastik kelepçeler buna izin vermiyordu .Aksine ben kıvranmaya çalıştıkça kol ve bacaklarımı kesiyor ,derime batıyordu . Ve bu o kadar can yakıcıydı ki ...
Ne yapmalıydım , onlara bilmediğimi nasıl anlatabilirdim?? "Hayır onlara asla anlatamayacağım"
Yaşlı adam daha fazla dayanamayacağımı anladı sanırım çünkü beni dövenlere durmasını işaret etti. Bir gram da olsa bir rahatlama yaşamayı beklerdim ama daha beteri oldu .
- yarın tekrar deneriz, belki o zamana kadar akıllanırsın! Dedi yaşlı adam ve bi baş işareti ile yerden kaldırıldım.
Kollarıma iki adam girdi ve beni biryere sürüklemeye başladılar. Nereye gittiğimizi bile soramadım çünkü bayılmak üzereydim . Gözlerim yavaş yavaş kapanıyor , bu korkunç yerin tersine beni huzura, boşluğa çağırıyordu... " Daha değil" dedim kendi kendime " daha ölüp ölmeyeceğimi bilmiyorum" .
***
Kollarımdaki adamlar, beni pis bir mahzene getirmişlerdi . Burada çok küçük ve aşırı kirli bir yatak dışında bir şey yoktu . " yatakta benim olmayan kahve rengi kan lekeleri de var ." Yatağa oturmak istemedim ancak arkamdaki adam sırtıma attığı tekme ile beni yatağa düşürdü, sonra da bu pis yerin kapısını arkamdan kitleyip çıktı." tek başımayım , yaralıyım, üşüyorum, açım..." bulunduğum bu rezil durumu unutmak , bir kabus olduğunu düşünmek istiyordum ancak bacağımdaki sızı ile gerçek hayata " hayatıma" geri döndüm.
Bakışlarımı kirli yataktan , bacağıma çevirdiğimde sapladıkları bıçağın hala yerinde durduğunu gördüm. " Çıkarmaya tenezzül bile etmemişler !!!"
Acıyla yüzümü buruşturdum ve sessiz bir küfür savurdum." o bıçak orada duramaz Mary." İç sesim ile boğuşurken bunun bir yandan doğru olduğunu biliyordum . " o bıçak orada kalamaz!" Dişlerimi sıktım ve bıçağın kabzasını tuttum. Ahhh şimdiden çok acıyor.
Derin bir nefes aldım ancak hiç alamamış gibiydim... 1....2..........3 . -Aaaaahhhhhhh...
Çığlığı kopardım. Ancak.. başarmıştım. kanım ile kırmızıya boyanmış bıçak elimden yere düştü "kimse görmeden onu yatağın altına saklamayı akıl ettim." Hızla kirli yatak çarşafından bir parça kopardım ve onu bacağıma sardım. Şimdi kendimi bırakabilirdim " bir süre" bir nefes daha aldım" bu sefer odanın tüm iğrenç ve mide bulandırıcı kokusunu içime çekmiştim..." Nefes nefese bir kaç soluk verdim ardından da kendimi tek "belkide ilk"kurtuluşa verdim ...

Başımdan aşağı soğuk su dökülünce mecburen soluk soluğa uyandım. " Bunu bana neden yapıyorlar??"
- Günaydın uyuyan güzel . " Yaşlıların " özellikle de size işkence yapan birinin" böyle demesi mide bulandırıcıydı"
- Bakın gerçekten bir şey.. " Bir ağır tokat daha"
- ah! Keşke sana inansam ... amaaa inanmıyorum. " yaşlı adamın sesi kulağımda çınlıyordu. Yapabileceğim , söyleyeceğim hiçbir şey yoktu... olsa bile bir tokat ya da yumruk ve ya tekme" en kötüsü o işkence aletleri dışında " hiçbir şey almıyordum.

3 gün sonra...
***
5 gün geçmişti.. hiçbir amacım, hayalim " yaşama umudum kalmamıştı. " ölmek istiyordum. Bu boktan yerden kurtulup sadece sessizliğe bürünmek istiyordum..."

Artık tek tük yüzümü buruşturmak dışında tepki de vermiyordum. " ağlayamıyordum..."
Ve bana bunu yapanlar da bunu anlamıştı , konuşmayacağımı " ne konuşabilirdim ki?" biliyorlardı . Yani .. artık işlerine yaramazdım. " en azından bu isteğim yerine getirilecek!"

Havanın vücudunuzu keseceği derecede soğuk olduğu günde "5.gün akşamı" bahçeye çıkartıldım . Bir mezarlığa... diz çöktürüldüm ve silahın soğuk namlusu başıma dayandı.. silah sesini bekledim. Bekledim ve sonunda... o silah sesi geldi. " ve bunu hissettim.", " kurşunun vücudum ile bir bütün olmasını hissettim." Ancak her şeyden önce beni öldürecek silah sesinden önce .. başka bir silah sesi duydum. Ve bu benim ölmemi engelledi. " tekrar bir umut duymama yardım etti."

Mafya Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin