Mafya Gelin

"Artık korkarak yaşamak istemiyorum"

Mafya Gelin 24.BÖLÜM

Dedemin evi tam karşımdaydı. Oldukça bakımlı,yeni ve lüks duruyordu. Göz korkutucu... içimden böyle geliyordu. Korkuyordum ve sanırım bunu içimde saklamayı becerememiştim.
Endişeli bakışlarımı lüks evin görkemli demir kapısı ile buluştuğunda kendimi garip hissettim. Bu tanıdıktı..ben daha küçük yaştayken dedemin odasında durduğumu hatırlıyordum. Tüm odasını kaplayan devasa bir kitaplığı vardı ve kitaplarını hep belirli bi sıraya göre dizerdi. Basım tarihlerine ve yazarlarına göre... tek rafta sadece bir yazarın kitapları bulunur ve basım tarihlerine göre bir sıra belirlerdi. Bunun onda bi takıntı olduğunu düşünmeye başladığım olmuştu çünkü kitaplığına her yaklaştığımda fazla temkinli davranırdı.
Ve şimdi birazdan o odaya tekrar girecek olmam bana garip hissettiriyordu...
Tae-Mary..iyi misin?
-ah..evet biraz dalmışım...
Tae-(anlayışlı şekilde başını salladı)
M-eee ne bekliyoruz girelim hadi.
Tae-kapıdan elimizi kolumuzu sallayarak giremeyiz salak herif.
Mike-salak mı..aaaaaa alındım yani..
-(anlamaz şekilde karşımdaki iki adama baktım) sizin arkadaşlığınızı hala anlamıyorum??
Tae-benim de sorguladığım oluyor açıkçası..
Mike-ahh yapmayın hadi amaa biz et tırnak gibiyizdir(tae'nin boynuna kolunu dolayan mike cesur duruyordu)
Tae-o elini çek "kardeşim"
Mike-emrin olur kardeşim..(Tae'nin iğneleyici sözlerinden tırsmış gibi kolunu çekip biraz uzaklaştı)
-(hafifçe öksürerek konuyu toparladım) planın üstünden geçiyorum. Ben kapıdan girebilirim çünkü torunu oluyorum. Eve girdiğimde de sizi arka bahçedeki kapıyı açıcam ve oradan gireceksiniz.
Mike-olmuş bil.
Tae-tamam.

İkisinin de onayını aldıktan sonra görkemli kapıya yürüdüm ve girişteki bekçiye kendimi tanıtıp içeri girdim.
Bu beklediğimden kolay olmuştu..bekçinin sanki zaten beni bekliyor gibi bi havası vardı.. ama çok kafaya takmadan hızlıca arka bahçenin oraya gittim ve Tae ile mike'ı içeri aldım.
Tae-hızlı hareket etmeliyiz babamın da buradan haberinin olması an meselesi.
Mike-ben hala tam anlamadım..yani
Biz şimdi para mı çalıcaz??
Tae-hayır alabildiğimiz kadar parayı güvence altında alacağız.
Mike-yani burdan paraları alıp başka bir yere saklayacağız öyle mi?
-evet.
Mike-peki bu fıstığın mirası ne oldu??
-dedem ölmedi.
Mike-ah doğru ya şu yaşayan ölü dede ha?
Tae-hiç ciddi olamıyorsun.
Mike-ciddiyet sıkıcıdır dostum.
-(konuyu toparlamazsam bunlar böyle sabaha kadar didişir)çalışma odasından başlayalım.
Tae-(başı ile beni onayladı)
Mike-bana bi çekiç falan verin arkadaş. Ellerimle nasıl kırayım duvarları??
Tae ile beraber mike a sus artık bakışı attıktan sonra çalışma odasına doğru ilerledik.

     ***

Gözlümü koca kitaplığa dikmiştim ve Tae bi gariplik olduğunu anlamıştı.
Tae-..aşkım sorun ne??
-kitapların diziliş şekli yanlış.
Mike-nasıl yani..sen şimdi kafayı ona mı taktın fıstık?? Burada iki saattir kırdığımız duvarlardan para toplamaya çalışıyoruz sen gitmiş buna mı dikkat ettin??!
-dedem böyle dizmezdi...
M-ayh ne dedeymiş arkadaş ya! Burada kanter içindeyim!
Tae-artık sus ve sızlanma!

kendi kendine homurdanarak işine devam eden mike'ı umursamadım ve kitaplığa yaklaştım.
-her rafta tek bir yazarın eserleri olmalı...ve hepsi de yayın tarihlerine göre dizilmeliydi...ama burada öyle değil.
Tae-(tae'da bunu fark edip kaşlarını çattı)
-(ikinci rafta üç farklı yazarın kitabı vardı ve içlerinden birini çekip aldım)(kitabı yere doğru çevirip sallamaya başladığımda sanki sayfalarının arasından bir şey düşmesini bekler gibi bi isteğim vardı)
Mike-ayh gene ne yapıyor bu kız..mary az yardım etsen diyoru-
-şştt
Mike-sakın bana şşt deme!
-(gözlerim yere düşen zarftaydı ve Tae de bunu fark etmişti)
Tae-..o ne?
Mike-...(bu sefer mike da susmayı tercih etmiş yanımıza gelmişti)
-(yere eğilip zarfı aldım ve açacakken dışarıda yankılanan silah patlama sesi ile üçümüz de yerimizden sıçradık)
Tae-kahretsin geldiler! Mike silahını hazırla! Mary saklanacak bir yer bul!
-ben onca eğitimi boşuna görmedim.
Tae-mary adamlar silahlı dövüşün sırası değil!
-(kendi silahımı çıkarttım)(bunu birkaç gün önce mike bana vermişti)
Mike-işte bu kızım! Ateş et onlara!
Tae-ona silahı sen mi verdin!??
Mike-evet ben verdim ne olmuş!
Tae-benden izinsiz!
Mike-evet çünkü sevdiğin kıza güvenmiyorsun ama o başarılı ve silah da kullanabilir!

Tam Tae'de bir şey söyleyecekti ki susmalarını bağırınca odaklandılar.
Tae-(derin bi nefes alıp bana döndü) sadece kendini koru tamam mı?
-(başımı anladığımı söyler gibi salladım ve dağıldık)
O sırada kapının kırılma sesi ve sırf göz korkutmak için ateş ettikleri mermilerin sesi kulaklarıma doldu.
Gelmişlerdi..korkup onlardan saklanmamı sağlayan adamlar gelmişti. Tae'nin babası gelmişti ve ben artık korkarak yaşamak istemiyordum.