• Yanlış Anlaşılma •

315 12 4
                                        


Eve asla dönemeyeceğim...

O gün yeni odamda ilk gecemdi ve çok da iyi geçtiğini söyleyemeyeceğim maalesef.
Korkudan ve bilinmezlikten neredeyse hiç uyumadım. " yatak her ne kadar yorgunluğumu almak ve beni derin diyarlara götürmek istese de buna izin veremezdim ."

                                   ***
Sabah iki saatlik uykum ile yataktan çıktım ve odadaki banyoda , aynada kendime baktım. Ah korkunç görünüyordum!
Saçlarımın yıkanmamış ve karışmış hali ile gece uyumamam birbiri ile uyuşmuş , beni vahşi bir hayvan gibi göstermişti!
Banyodaki eşyalara göz gezdirdim ve bir tarak buldum. Ancak bu saçıma dolanması dışında bir işe yaramadı .
Çekmeceleri karıştırmaya başladım . " her yeri talan etmiştim" ve bir makas buldum. Küçüktü ama iş görürdü.
Yavaşça saçlarıma götürdüm ..
" benim belime kadar gelen güzel ve parlak saçlarım" " şimdi beni bir hayvan gibi gösteren saçlarım..."
Saçımı tam kesicektim ki bi kapı açılma sesi geldi. korkuyla geriledim ve kayıp yere düştüm.
Benim düşüp çıkardığım inleme ile birlikte banyo kapısı hızla açıldı. " bana yumruk sallayan adam ..."
-Aaam iyi misin ?
-Uzak dur.
-Tamam ama onunla beni öldüremezsin, bil diye söylüyorum.
-... sen..seni öldürmek için değildi.
-inan kendini de kolay kolay öldüremezsin.
-ne ,ah hayır ben kendimi...
-şaka yapıyorum:) ama saçlarını kesme.
-sen nasıl..
bana doğru iki adım attı ve benim olduğum yere çömeldi.
-küçük bayan onu alabilir miyim." Bunu söylerken elimdeki küçük makası işaret etti."
Hiç düşünmeden makası ona verdim. " ilginç bir şekilde düşünme gereği duymamıştım"

-Harika şimdi kafanı banyoya ey ki şu hırpani saçların bi şampuan yüzü görsün:)
-Ne?! " neden bana iyi davranıyor ve yardım ediyordu ki?! Benim saçlarımdan ona ne ki?!"
-ben..ben böyle iyiyim.
-aah gerçekten mi ?    " hayır ..,hayır iyi değilim hem de hiç.."
Başımı yere eğdim daha fazla konuşmak istemiyordum.
-Bak ,konuşmana gerek yok. Bu bir haftan çok zor geçti farkındayım . Ama artık bitti . Daha fazla korkmana gerek yok.
Başımı yerden kaldırmadan konuştum.
- o zaman neden beni bırakmıyorsunuz ? , bırakın da gidiyim..
-çünkü değerlisin. Bunu gerçekten bilmiyor musun?
"Hayır" anlamında başımı salladım.
-Taamam ! Yeterince tadımız kaçtı bence .
Hadi.
"Neye hadi?" Der gibi baktım.
O da işaret parmağıyla saçını gösterdi" aslında benim saçım"
-bu..bunu ben de yapabilirim.
-Elinden aldığım makasa göre yapamayacağına inanmışsın.
Bakışlarımı tekrar yere indirdim.
-Bu arada ben Aaron . " elini uzattı ve kibarca güldü.( Mike'nin aksine )
Nedense gülünce onu memnun etmek istedim. Onun teklifini reddedersem biliyordum ki saçımı böyle bırakacaktım. Evet , evet tamamen bu yüzden teklifini kabul edicem.
Elini beni kaldırmak için uzattı. Ve onun elinden destek alarak yavaşça ayağa kalktım.
Yüzünde gülmese de memnun bir ifade belirdi . İlginç bir şekilde bu hoşuma gitti.
" Gerçekten ilginç!"

Başımı banyoya eğdim ve saçımı yıkamasına izin verdim.
Saçımı tam beş kere şampuanladı ve sonra da kuruttu.
Saçlarım artık" onun sayesinde"eskisi gibi güzel,sağlıklı,ve uzundu:)

-Teşekkürler ..
A-ıım..Teşekkürler Aaron.
Bir iç çektim ve -Teşekkürler Aaron . Dedim.
Ona ismi ile hitap ettiğimde gülümsemesi yüzüne yayıldı ve onu görünce benim de yüzümde küçük de olsa bir gülümseme belirdi...
                                   ***

Aaron beni kahvaltı yapmam için odadan çıkardı ve aşağı kata indirdi. " bulunduğum yer devasa ve güzel ,bir ev sanırım"

Kahvaltıda olanlar

A-ne kadardır açsın sen?
bunu sorunca nedense yüzüm düştü . O anda bana yaptıkları ve kim bilir daha neler yapacakları aklıma geldi.
Omuzlarım çöktü ve istemsizce ellerim midemdeki morlukları sardı .
A-hey hey  üzgünüm . Bunu sormamalıydım...
Ahh sana burayı gezdirmeme ne dersin ? Sonuçta bir süre buradasın.
-Ne kadar bir süre?
A- şöyle diyim , benimle yakın arkadaş olana kadar.
-bu kısa bir süre mi demek oluyor?
A-hahah . Hadi kalkın küçük bayan .
-Mary. Bana ...mary diyebilirsin.
A-tamam Mary :)

Aaron'la beraber bir süre kalacağım yeri gezdik.
Burası gerçekten çok güzel ve modern dizayn edilmiş bir yerdi. " ancak benim evim değildi"
Aaron arada bir bana şakalar yapıyor beni az da olsa gülümsetiyordu. " ancak bir daha kahkaha atamayacağım..."

İçimdeki bu karamsar sesi keşke götürebilsem . Ama bu sesin söyledikleri her ne kadar beni üzse de doğruydu.
                                   ***
O gün daha çok Aaron ile geçti.
Akşam odama çıktım ve yattım .
Dün alamadığım uykumu almayı deneyecektim.
Uykuya daldım...

Rüya..

Küflü bodrumun kokusu burnumu yakıyor, midemi altüst ediyordu. Ve karnıma inen bir yumrukla sertçe yere düştüm . El ve ayaklarımın bağlı olması kıvranlamı engelliyordu. Ve tekrar ve tekrar...ve tekrar..
Acı durmuyordu .çığlık atamıyor ,nefesim kesiliyordu.
                                   ***
Derin nefesler alarak uyandım . Ağlıyordum . Ve yatağımın başında karanlıkta benim omuzlarımı tutan kişiyi görünce çığlık atmak istedim . Ama yapamıyordum, nefes bile alamıyordum. Sadece ağlıyordum.
T-hey geçti , geçti ! Sakin ol . Lütfen. Mary . Derin nefes al sadece rüya..

Gözlerimdeki yaşlar ve karanlık görmemi engellese de onun kim olduğunu biliyorum.
O bunun"ağlamamı kabuslar görmemi ve vücudumun belli yerlerindeki morluk ile izleri kast ediyorum" sebebiydi. Belki de hepsinin sorumlusu..
Ama içimde bir şey onun yanımda kalmasını istiyordu..
-Lü-lütfen.. gitme. "Bildiğiniz hıçkırıklarla hüngür hüngür ağlıyordum ."
T-bir yere gitmiyorum . Yanındayım. Geçti .. mary . Buradayım... Dedikten sonra bana sarıldı. -O or@#*#*# seni bir daha incitmesine inan asla izin vermeyeceğim!

Son söylediklerini tam anlamasam da sinirliydi. Ve bu bana değildi..Onun kolları arasında küçücük kalıyordum.. ve bu " nedense" beni rahatlatıyordu..  Kafamı iyice ,daha ismini bile bilmediğim ve benim psikolojimi altüst ettiren adamın boynuna gömmüş ağlıyordum. "Ahh psikolojim gerçekten mahvoldu..."
                                   ***
Sabah
Çok rahat ve dinlenmiş hissediyordum. Gözlerim her ne kadar balon kadar olsa da..
Göz kapaklarımı araladım ve .. karşımda..
-aaaaaaaaahhhhhhhhhhhh!
T- ne oldu ne bir şeyin mi var?! " çığlığımla birden uyandı"
-sen..sen ne cüretle benim elimi tutup burada uyursun??!
-hey sabaha kadar elimi bırakmayan sendin ayrıca bana sarılarak uyuyan da sensin!
-sarılmak mı.. ne .. ben mi ?!
" ikimiz de birbirimize bağırıyorduk."

Bağırma ile birlikte odaya mike ve Aaron da hızla girdi.
Mike- Noluyo lan! " ah mike çok komik görünüyor. Yeni kalkmış haliyle saçları darmadağın ,ve kafasında bir bandana var!"
Aaron-Mike biraz daha kibar ol lütfen burada bir bayan var.
Mike- Ne ,ne ah çok üzgünüm mary.
Mike da Aaron da bize anlamsız bakışlar atıyorlardı.
O zaman nasıl bir halde olduğumu hatırladım ve domatese döndüm.
Aaron-siz ne yapıyorsunuz burada?
Ancak mike çoktan sırıtmaya başlamıştı.
-Hayır Mike yanlış anladın! Biz.. ahh Mike Tanrı aşkına sırıtmayı bırak!
T- Sence de ne yaptığımız çok açık değil mi Aaron? " o ... o az önce ne dedi ?, o ne..?"
Yanımdaki adamın ne ima ettiğini duyunca gözlerim kocaman oldu ve ona döndüm.
-sen ne ded-
Mike-tanrııımm! Tae dostum.. " sırıtması mümkünmüş gibi daha çok arttı"
Mike'nin bana inanmayacağını anladım ve Aaron'a döndüm.
-Aaron asla... katiyen öyle bir şey yok!
Tae-Neden bunu ona açıklıyorsun, bizden ona ne ki?
" aynı anda"
-Bizden mi?
Aaron-Sizden mi?
Tae-evet bizden. Yani lütfen ..
Mike-Aaron biz..bizim işimiz var zaten . Tae dostuuumm...😉😁

Aaron-Ama ..Mary..
İsminin Tae olduğunu yeni öğrendiğim adam Aaron'a öyle bir bakış attı ki ben bile tırstım ! ( adam resmen sanki onun olanı vermeyeceğini bakışları ile söylüyordu!!)
" ancak.. ben onun değildim ki?!"
Mike ve Aaron odadan çıktıktan sonra Tae bana döndü.
-Sen...
Tae- Teşekkür bekliyorum!!
-Ne..ne teşekkürü be! Sen ne yaptığını sanıyorsun pislik!
Tae-Pislik mi?....
-Bizi mi? ..hangi hakla ..ne münasebet!
Tae-bana teşekkür etmen gerek!
-Neden??
Tae-Seni o çapkından ve özellikle arsızdan kurtardım .
-Ne?! Arsız mı?
-Evet arsız! Daha yeni tanıştığın birine nasıl saçını yıkatırsın?! Daha da önemlisi nasıl ona-
-Ne, ne diyorsun lan! Seni pislik . Nasıl seninle-.... Bunu nasıl yaparsın?
-Bu bir sorun mu?🤨
-Evet!
Tae-Neden? O arsız sana yürüsün diye mi!?
-Ne? Hayır hayır.. çık dışarı!
Tae- Neden?
-Ne demek neden ya!
Tae'yi itekleyerek odadan dışarı çıkardım ve yalnız kaldım.

Az önce neler oldu öyle? Nasıl bi duruma düştüm ben...

Mafya Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin