Mafya Gelin

Davetsiz misafir

Kaldırımda duran simsiyah bir araba ve içinden çıkan üç adam gördüm...

Beynim bana oyun oynuyordu sanırım..çünkü bir anlık kendimi Tae'nın kollarında hissettim.."onun kolları olduğunu nereden anladım ben de bilmiyorum"ancak sonrası çok bulanıktı..

Birisi ismimi söyleyip duruyordu ve beni iki omzumdan tutarak sarsıyordu..
Sanki beni kendime getirmeye çalışıyordu..
Ancak ben şu anda o dünyaya geri dönmek istemiyordum ki..
Burada karanlığa teslim olmak ve biraz olsun vücudumu bu yükten beynimi bu aldatmacadan kurtarmak istiyordum..
Ancak karşımdaki güç ısrarcıydı ve beni zorla da olsa bu dünyaya geri getirdi.

T-çok güzel..ah şükürler olsun.. iyisin tamam mı... o pisliği unutabilirsin ..başının çaresine baktık biz sen sadece nefes al tamam mı
"Bunları bana değil de kendine söylüyor gibi bir havası vardı..sanki kendini rahatlatmak ister gibi"
-bırak.."tek tük bir şeyler söyleyebiliyordum."
T-evet konuş ..ahh tamam..
-neredeyim? "İçimi birden bi telaş kaplamıştı"
Tekrar oraya "ölmeye"gitmek istemiyordum.
-ahh neredeyiim ..kollarımı bırak!! "Hızlı nefesler almaya ve başım dönmeye başladı"
T-hey..sakin ol ..arabadasın. Bir şeyin yok.
-hayııır..kah*%in hayıır dönmek istemiyorum hayır.."sesim yükselmişti ve başımı bir deli gibi iki yana sallıyordum" "ne kadar utanç verici..ne kadar çaresiz..."
T-nereye..nereye dönmek istemiyorsun ??
-Hayıır beni öldürme lütfen lütfen..lütfen yalvarırım öldürme "ağlıyordum"
T-ne ..ben mi?! Hayır seni öldüreceğim falan yok asla..ben seni seviyorum asla böyle bir şey yapmam!
-hayııır "olabilirmiş gibi daha da çok ağladım"
-sevmiyor ..yalan..yalan söylüyorsun duydum..kullanıyorsun işte..
T-Ne?!
-telefonda duydum kullanıyorsun..
T-sen..patronla konuşmamı mı duydun.
-anında öldüreceksin ..anında..
T-(derin bir nefes aldı) tamam şimdi beni çok dikkatli dinle.
-...
T-derin bi nefes al .
-..(ne istiyorsa onu yaptım ölmeyi istemiyordum çünkü.)
T-çok güzel şimdi..beni dinle..öncelikle seni asla ASLA öldürmeyeceğim.
-..
T-ayrıca sana neden yalan söyleyim? Seni sevmemle işgili..neden Tanrı aşkına NEDEN yalan söyleyim?
-...kasa..
T-kahrolası kasa kimin umrunda!
T-neden seni birkaç kuruş için satayım , neden sana bunu yapayım ??
-..orada para yok..
T-ne?!
-.o kasada para falan yok..sadece bir kağıt parçası var..
T-sen neyden söz ediyorsun?
-kasanın nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.. sadece biliyorum ki ..içinde isteyebileceğiniz bir para yok..(ağladıktan sonra istemsizce çekilen o nefes)
T-.. tamam..bu beni ilgilendirmiyor..seni hiç ama HİÇ bu yüzden kullanmam.
T-ben sadece..görevimi yapıyordum ama..AMA onu bile beceremeyerek görevimdeki kıza aşık oldum .
-..
T-işte böyle oldu.. yani ağlamayı ya da kaçmayı ya da öleceğini düşünmeyi bırak.. çünkü bunların hiçbiri gerçekleşmeyecek. Buna izin vermeyeceğim! Babam denen o pisliği öldürücem ve ..ne bize ne hayatımıza ne de duygularımızı engellemesini durdurucam.
T-yani lütfen LÜTFEN ağlama.
-..(göz yaşlarımı sildim )
T-ayrıca o pisliği de unut. İşe yaramaz piç kurusu!
-..aa..
T-pardon..
-..sorun değil..
T-şey..bu barıştık demek oluyor değil mi ? Yani sana sarılabilirim değil mi?!
-🙂..(başımı evet anlamında salladım)
                                        ***
Roy denen pislikten ayrılalı yaklaşık iki gün oldu...
Ve Tae ile teknik olarak barıştım. Ama içimde bir yerlerde hala sürmekte olan şüpheci bir yan var... bu yanımı hiç sevmesem de davranışlarıma etki ediyor...
Tae'nın bana yaklaşmasına beni öpmesine izin vermiyorum"ne kadar çok onu istesem ve özlesem de" ve bu istemsizce oluyor.
Vücudum ve beynim o bana yaklaşmaya çalıştığında adeta alarma geçiyor ,bende bir korku uyandırıyordu.

Onu her gün görsem,yüzüne gülümsesem,konuşsam bile bu bana yetmiyordu...kalbim onun için atıyordu..ama beynim onun için çalışmıyordu.

Biliyorum çok karışık ve biliyorum çok anlamsız ama tam anlamıyla böyle...
Kalbim her ne kadar ona ihtiyaç duysa da beynimde bir yer..güvenimi sarsıyor...

*Saat akşam sekiz civarı*
Yemek yedikten sonra odama geri çıktım bu aralar günlerimi genelde odamda geçiriyorum. Yemek yemek dışında hiç çıkmıyorum. Ve Tae bunu fark ediyor , sürekli gelip iyi olup olmadığımı ,sorunun ne olduğunu soruyor... cevabım ise hep aynı ; iyiyim cidden..sorun yok...🙂
Bir sorun var diyemiyorum. İyi olmadığımı,güvenemediğimi,onu istesem de korktuğumu söyleyemiyorum...
Ve bu beni mahvediyor..

(Kapım tıklanmadan açıldı)
T-tamam bana cidden sorun ne söylemelisin...
-..ne oldu?
T-ne mi oldu..halini fark etmedim mi sanıyorsun??
-...bir şeyim yok benim..
T-cidden mi..çünkü yemek dışında odadan çıkmaman ,benimle konuşmaman,beni engellemen ve gülümseyememenden bir sorun olduğunu düşündüm.
-..sadece..biraz yorgunum..
T-bana neden böyle olduğunu söyle Mary... lütfen..
-bak sana güvenemiyo-
-..yok bir şey..sadece düşünceliyim..
T-...
T-bana..güvenmiyor musun..?? Seni...korkutuyor muyum????
-..hayır sadece.. bu zor.
T-...haklısın..kimse kolay olacağını söylemedi. Ama Mary..sana bunu daha önceden de söyledim sana bir şey yapmayacağım ve başına bir şey gelmesini de engelleyeceğim... artık tehlikede değilsin Mary...neden bunu anlamıyorsun??
-...bilmiyorum..sadece...yalnız kalmalıyım...
T-..tamam...

Tae'da odamdan çıktıktan sonra vücuduma bir yorgunluk Çöktü. Ben de uyumaya karar verdim..uyku şu anda tek huzurum..ve ben ona saklanıyorum...

Gece Saat 3.45
Nefes alamayarak gözlerimi acilen açtım..karanlık odamda bir karartı daha vardı ve benim üstümdeydi..nefes alamıyordum!!!
Nefes ..alamıyorum! Beni boğuyordu..
Ellerimle onu engellemeye çalıştım boğazımı tutan elini tırnakladım ..ama o vaz geçmedi.. sonra da karnımın orada bir acı hissettim..o kadar acıyordu ki..içinde bir şey vardı..
Ve bir kan kokusu...beni..bıçakladı..

Acıdan ve nefes alamamaktan bilincim kapanmaya başladı..sadece birden açılan ışıktan kamaşan gözlerimle gördüklerimi hatırlıyorum.. abim..benim üstümdeydi ..beni boğan ve bıçaklayan.. Tae'nın bağırışı ve abimi ölesiye dövmesi.. bana bakan acı dolu gözleri..ve boğuk gelen o sesi..
T-kahretsin!...Mary lütfen! ..çok üzgünüm çok üzgünüm.."sesi gitgide daha da boğuklaştı ve sonra da kesildi"

            ...