Mafya Gelin 26.BÖLÜM
Gördüğüm kabusun etkisinden çıkmam biraz sürmüştü. Mike'ı gözlerimin önünde sağlıklı şekilde görmek beni o kadar mutlu etmişti ki göz yaşlarım bu sefer mutluluktan akmıştı ve ona sıkı sıkı sarıldığımda onun da omuzlarının titrediğini fark ettim.
Yapı olarak esprili ve hiç ciddi olamayan adamın omzumda ağladığını fark etmek içimi burkmuştu... Tanrım şükürler olsun ki iyiydi...
Mike ile birbirimizden ayrıldığımızda Tae'ye döndüm ve ne olduğunu sordum.
Tae-başardık.
Mike-sen buna cidden başarmak mı diyorsun man kafa!?
-..ne oldu ki..?
Mike-paranın hepsi yandı lan!
-..hm?
Tae-babam öldü..onu sen öldürdün mary.
-...
Tae-ama babamın adamlarından biri başına vurunca sarsıntı geçirdin sanırım..bilemiyorum. Sonra da bayıldın. Babam ölünce diğer adamlar geri çekilme emri aldı.
-..kimden? Zaten babam öldüyse..emri kimden aldılar?
Mike-Aaron'dan ...o kötü biri değil..sadece biraz salak..
Tae-o bi pislik!
Mike-ah hadi ama dostum kız arkadaşını öpmeye çalıştı diye mi!?
Tae-mary'nin izni yoktu!
Mike-ayh evet tamam bi pislik..ama böyle konuşma artık..
Tae-(Tae başını haklısın anlamında üzgünce sallayınca ne olduğunu merak ettim)
-..ne oldu..?
Tae-..mary.. Aaron..
Mike bile bana bakamaz olmuştu. Nedenini anlamadım.
-ne oldu Tae?? Aaron'a ne oldu ..ev nasıl yandı!?!
Tae-..abin...(diye söze başladı) onu daha önceden de görmüştün değil mi? Babama çalışıyordu ve o ölünce..çıldırdı. Babam yanında patlayıcı getirmiş. Evle işi bitince imha edecekmiş...ama sona abin çıldırdı ve patlayıcıyı çalışır hale getirdi.Nefesimi tutmuş Tae'yi dinlerken içimi bi huzursuzluk kapladı.
Tae-biz yaralıydık..ve sen baygındın. Aaron seni taşıyarak koşmaya başladı..dışarı çıkmamızı söyledi. O da oradaydı... ve ben koşarken seni almak istedim. Karşı gelmemişti çünkü geride kalmıştı.. seni ondan alıp koşmaya başladığımda onun da yaralandığını gördüm ama..ona yardım edemedim çünkü ev çoktan havaya uçmuştu mary...ben ona yardım edemedim. (Sesinden onunda aslında çok üzgün olduğunu görebiliyordum.)
Tae-..o benim de çocukluk arkadaşımdı...Göz yaşlarım akarak Tae'nin konuşmasını bitirmesini beklerken suçlu ve..üzgün hissediyordum. O..o beni kurtarırken ölmüştü. Hayır o kötü biri değildi! Sadece sevmişti ve..karşılık alamadığında yanlış kararlara baş vurmuştu. O olmasa şu anda yaşamayacaktım. Ve ona teşekkür bile edemedim. Ben yaşarken o benim için ölmüştü... ve bu daha çok ağlamama sebep oldu...
*Aaron'un günlüğünden bi alıntı*
Büyük..çok büyük bir hata yaptım. Mary'yi zorladım. Ben iğrenç biriyim! Ama istediğim bu değildi...kendimi bir an kaybetmiştim. Ve büyük bi haya etmiştim. Ben..ben sadece Mary'yi sevmiştim. Ve sevgimden karşılık alamayınca..kendimi kaybettim...bi canavara dönüştüm.
Onu çok sevmiştim ama yaptığım hata onu benden uzaklaştırmamıştı..koparmıştı!
Ve ben kendimi affetmedim. Ondan özür dilemek istiyorum. Böyle olmamalıydı...
Kendimden utanıyorum! Hem de öyle bir utanç ki bu...
Bunu telafi etmeliyim. Edindiğim bilgilere göre bu gün dedesinin evine gidecek. Onlara yardım için şimdi oraya gideceğim. Umarım özrümü kabul eder. Ben kendimi affetmeyecek olsam da ..umarım o beni affeder.*Mary'den devam*
Bunu üzülerek söylüyordum ama..hikayenin sonu..Aaron için iyi bitmemişti.***
Öfke ve nefretim bitmek tükenmek bilmezken yeni sahibini bulmuştu. Abim...
Bu kadar ileri gidemezdi!
Önce bana karşı olan kötü davranışları,sonra bana karşı olan ihaneti,daha sonra beni bir geve boğarak bıçaklaması ve şimdi de Aaron...
Nefretim ölü birine karşı nasıl büyütebilirdi ki?? Evet..o patlamada abim de ölmüştü. Keşke ölmeseydi diyorum..çünkü onu ben öldürmek istiyordum. Evet ben işlediğim ilk cinayetle bir katil olmuştum ama bundan gram pişmanlık duymuyordum.
Çünkü öldürdüğüm insan bunu hak etmişti... ve şimdi aynı şekilde abimden alamadığım intikam benim içimi kemiriyordu.
Ayrıca haberlere de çıkmıştım. Her haber kanalının kocaman yazdığı ilgi çekici o yazı benim eserimdi. *BÜYÜK MİLYARDER ABEL NİGHT'IN EVİ ANİDEN GERÇEKLEŞEN GİZEMLİ PATLAMA SONUCU HAVAYA UÇTU*
*TORUNU MARY NİGHT O GÜN ORADA YARALANDI*
Evet kısaca haberler böyleydi abcak kimse gerçekte ne olduğunu çözemedi. Çünkü kimse anlatmadı. Sadece polisler Tae'nin babasının adamlarını yakaladı. En azından yaşayanları...*3 ay sonra*
Mike'ın kahvaltıda yapacağı krepleri yaktığını görünce onu bi güzel azarlamaya başlamıştım.
-sana başında dur demiştim mike!
Mike-Darlen aradı dedim ya!
-bi yandan mutfakta dursan ölür müydün ya!?
Mike-içeri gittim ve geldiğimde yanmıştı ne yapayım yani!?
-ayh! Bi şey beceremedin
Mike-iki gün önce sen buz dolabını bozduğunda bir şey demedik ama değil mi!Kavgamız dış kapının zili ile bölünmüştü. Tae'nin geldiğini düşündüm çünkü bu sabah erkenden kalkıp dışarı çıkmıştı. Bunun sebebi de bu mafyalık işinin oda devredilmesiydi. Bu aralar çok yoğun çalışsa bile bana zaman ayırabilmesi beni çok mutlu ediyordu.
Gün içerisinde de mike bazen Darlen'ı getiriyor kız kıza sohbet etmemize izin veriyordu.
Kapıyı kocaman bir gülücükle açmıştım çünkü işinin erken biteceğini biliyordum.
-aşkı-...
Tanımadığım siyahlara bürünmüş soğuk kadını görünce afalladım.
Kadın-iyi günler bayan. Siz Mary Night mısınız?
-..(tereddütle cevap verdim) evet..benim. Bir sorun mu var? Siz kimsiniz?
Kadın-ben dedenizin danışmanı Amanda. Dedeniz bu sabah saat 4.40 civarında hayatını kaybetti.
-...
Duyduğum şeyler karşısında şaşkınlığıma engel olamadım çünkü dedemi iki gün sonra görmeye gidecektim. O zarfta onun adresi yazıyordu.
-aa..
Kadın-(çantasından birkaç belge çıkarttı) bunlar size bırakılan miras. Normalde ev ile yanan paralar da mirasa dahildi ama maalesef şu anda bu üç arsa ve çek senetleri dışında bir mal carlığı bulunmuyor.
-...anlıyorum..
Arkadan mike'ın sesini duydum.
Mike-kim gelmiş fıstık?
-şey mike..dedem ölmüş....ve..üç arsa ile çek senedi sahibi olduk..
Duyduğum sevinç çığlığı mike'tan başkasının değildi.
Mike-gene zenginiiz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Gelin
Ficção AdolescenteKendi hayatını düzene koymaya çalışan Mary bir gün geç saate eve gitmeye çalışırken hiç görmemesi gereken bir olaya şahit olması ile Başını büyük bir belaya sokar. Karşısında ölen dedesi ile ilgisi olan bir mafya vardır. Peki mary başını bu beladan...