Belki bu bahar,bize iyi gelicek
Bir şans,son dans bizi döndürecek.Müziğin ritminin yavaşlamasıyla herkes masaya geri oturdu,bir biz kalmıştık pistte.
"Eğer onu bulursam sorularıma cevap vereceksin." Beni masaya çekti ve yanıma oturdu.
"Şart üstüne şart koşmak da sana yakışırdı." Kulağına eğilip fısıldamamı umursamadan masadaki konuşmalara dahil olmaya başladı.Az sonra yanıma oturan Suna'yla gülümsedim,adaşdık ama haberi yoktu.
Kısa bir süre sonra masadaki çoğu davetlinin ayaklanmasıyla ev sahibine baktık,piyasanın tanınan mücevher ustalarındandı.O sırada Suna'nın yerinde heyecanla zıplamasına kıkırdadım,yaşlı adamın gözleri bir saniyeniliğine bana kaydı.
"Beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkürler.Biraz rahatsızdım,size yeğenim eşlik etmiş." Eliyle yanımdaki Suna'yı gösterdi,bu bilgiye şaşırmıştım.
"Son zamanlarda içinde yeğeniminde imzasının olduğu bir defile hazırlığındayım.Fakat kimse onun gibi yeniyetme birisinin çizdiği mücevherleri takmak istemiyor." Yaşlı adamın gözleri benimle Suna arasında mekik dokuyordu.
"Bu gece bir çok genç hanım gördüm fakat Melisa Hanım'a teklif sunmakta karar kıldım.Eğer isterlerse mücevher mankenim-"
"Hayır." Ben daha cümleyi idrak edememişken Boris'in gür sesiyle bölmesi bir oldu.
"Lafımı bitirseydim genç adam."
"Melisa hiçbir defileye katılamaz.Yarın Fransa'ya dönüyor." Sebebini bilmediğim bir şekilde sinirliydi,kendini dizginlemek için dişlerini sıkıyordu.
"Üzüldüm doğrusu,böyle güzel bir hanımefendinin sadece Fransa sınırları içinde olması...Birde ona soralım gitmek istiyor mu?" Bakışlarım yaşlı adama kayarken inatçılığı karşısında şoka uğramıştım,sanırım Suna beni kendine yakın gördüğü için amcasından böyle bir şey rica etmişti.
Boris'in eli bileğime giderken konuştum."Çok isterdim fakat eğitimim için Fransa'ya döneceğim efendim." Ağzımdan çıkan cümle biter bitmez kolumu saran el tarafından çekiştirilerek sandalyeden kaldırıldım."Hepinize iyi akşamlar." Dedi çenesi kasılırken,ağzında yine bir şeyler geveliyordu ama duyamıyordum.Çıkarken bir çok kişi davetiye tutuşturmuştu ellerimize,bizede gelin diye.
Villadan çıkmıştık fakat eli hala bileğimdeydi,acıtmadan tutuyordu."Elini kırıp götüne sokmamı istemiyorsan bırak." Bana cevap vermeden bileğimi bırakmasıyla sinsice sırıttım,iki katım olan adamı hizaya getirmem şaka mıydı?
"Sikeyim!Senin o olmadığını biliyor,kafamı sikeyim!" Başını ellerinin arasında kıstırırken bir yandanda deli gibi küfür ediyordu.Bir şey söyleyecekken telefonu çaldı,yazan ismi görünce dilini sinirle dişlerinin arasına kıstırdı.Keşke bizimkini de böyle kıstırsa.Pisleşme çocum.
"Hani yatağından çıkamıyordu lan piç!Başlatma sakinine,Suna'nın Melisa olmadığını biliyor." Valenin getirdiği arabaya doğru ilerledik,korku bedenimi sararken koltuğa yerleştim o ise bir yandan telefonla konuşup diğer yandan sigara çıkarıyordu.
"Melisa'ya ulaş,ben arayamam.Üç gün çıkmasın evden,Steve'e söyle kapısında beklesin.O herifin ne yapacağı belli olmaz." Gerçekten Melisa diye birisi var mıydı?Beni nasıl bir oyuna alet etmişti?
"Biz çıkıyoruz,önümüzden Semih gelsin.Sende arkadan takip et.Dediklerimi aldın mı?" Villanın havuzlu bahçesinden çıkmıştık,bir kaç dakika sonra arkamızda ve önümüzde birer siyah araç vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Kız(+18)
Romance❕Uyarı❕ İlk bölümler cringe gelebilir ama her karakterinin iyiye evrilmesi için yazmaya devam ediyorum,önyargılı bir insansanız okumayın. ✯TANITIM✯ Sadist mafyanın yanlış kızı kaçırması ve o kızın başına açtığı işler çevresinde ilerleyen bir hika...