"Bu ne demek profesör? Benden ailemi gözümün önünde öldüren canavarı değiştirmem için geçmişe gitmemi mi istiyorsunuz? Bunu yapamam."
"Bu iş için uygun olan tek kişi sensin Valeria."
"Ya size ihanet edersem profesör? O zaman ne yapacaksınız?"
"Etme...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elbiseyi anlatamayacağımı düşünerek fotoğraf koydum, umarım anlatabilirim.
Oy ve yorumlarınız ile desteklerseniz sevinirim!
★
Valeria Andrea Rosewood'un bakış açısından
25 Aralık.
İç çektim. Akşam noel balosu vardı ve her zaman olduğu gibi bir köşede içki içip etrafı izlemekten başka bir şey yapmayacaktım. Dersler, sınavlar ve notlar derken dönemi bitirmiştik. Yarın sabah noel tatili başlayacaktı, çoğu öğrenci ailesinin yanına dönerken okul sessiz ve daha çekilebilir bir hâl alacaktı.
Saatin 6 olduğunu görünce hazırlanmak için kitabımı kapattım. Bu kargaşada doğru düzgün odaklanamıyordum zaten. Ayrıca sabah bakım yaptığımdan şimdi sadece süslenme işi kalmıştı. Dolabıma ilerleyip geçen haftasonu özel olarak diktirdiğim elbiseyi çıkarttım. Bu zamanın modasına uygun olmasa bile oldukça zarif, sade ve şıktı.
Açık cilt rengime zıt koyu yeşil bir elbise seçmiştim. Elbise saten kumaştandı, uzundu ve oldukça büyük yırtmacı vardı. Sırt kısmı belimin biraz üzerine kadar açıktı, ince askılarıyla birleşen ve hoş bir görünüm katan ipler vardı sadece. Göğüs dekoltesi ise yok denebilirdi. Ayakkabı olarak siyah topuklu ve ipleri olan bir ayakkabı seçmiştim. Takı olarak sadece elbiseye uyan gümüş, Ay ve Güneşin birlikte olduğu bir kolyeyi taktım.
Tırnaklarımdaki elbisemle aynı renk ojenin üstüne gümüş, küçük simleri olan ojeyi sürdüm. Ojeyi bir büyüyle kurutup saçlarıma geçtim. Yine bir büyüyle saçlarımı dalgalandırdım. Makyaj olarak yüzüme fondöten uyguladım, siyah far ile eyeliner çektim, maskara sürdüm, bordo rujumu da sürdüğümde artık hazırdım. Asamı almayarak odamdan çıktım.
Ortak salona geldiğimde eşlerini bekleyen oğlanların bakışları bana döndü. Etrafa bakınıp onu görmeye çalıştım ancak ortalıkta yoktu.
Şöminenin önündeki deri koltuklarda oturan Riddle ve grubuna yaklaştım, muhtemelen onlar da eşlerini bekliyorlardı. Riddle'a bir kere bile bakmadan Malfoy'a döndüm. "Maven'ın nerede olduğunu biliyor musun?"
