Because i love you

557 56 7
                                    

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar

Maven ile birlikte okul sınırına geldiğimizde bizi profesör Dippet karşıladı. "Merhaba profesör." Diyerek başımla selam verdiğimde o pek hoşnut gibi durmuyordu.

"Hoş geldiniz." Diyerek başını eğdi profesör Dippet. Mavenla göz göze geldiğimizde okulu işaret ettim. "Oyalanmadan gidelim. Hemen."

"Sizi gördüğümüze sevindik profesör ama buraya gelme nedenimiz farklı. Kraliçem okulda unuttuğu eşyalarını geri almaya geldi. Ve birde birkaç kaçağı..." Maven son cümlesini saf nefretle söylemişti. Bazen 'keşke onun gibi Marvolo'dan nefret edebilsem' diye düşünürken buluyordum kendimi.

Profesör bizi okulun bahçesine kadar getirmişti. Maven'a onunla gitmesini işaret etdiğimde ikisi birlikte koridorda gözden kayboldu. Bense hızlı bir şekilde koridorları geçerek ikinci kattaki kızlar tuvaletine gittim. Demek Marvolo okuldan çıkmıştı ha? Demek görenler olmuştu? Buna kahkahalarla gülerdim.

Yüzümdeki zafer hissinden oluşan sırıtmayı silme zahmetine girmedim bile. Riddle beni buraya getirmemeliydi... Lavabonun kenarında kımıldayan bir yılan işlemesi gördüğümde elimi işlemede gezdirdim büyüyü hissediyordum. Birkaç adım geri giderek denedim. "Açıl."

Lavabolar çekilerek ortada bir delik açtığında etrafı kontrol ettikten sonra içine atladım. Ayaklarım kemikleri ezerken çıkan ses bütün odayı doldurmuştu. Daha önce geldiğimde geçtiğim yolları takip ederek o ihtişamlı sırlar odasına girdiğimde etrafa bakındım. Burada olduğunu hissediyordum.

Odada yankılanan adımlarımla Salazar Slytherin'in heykeline doğru ilerledim. Suyun içine girmeden heykele olduğunca yaklaştığımda durarak onu hissettim. Tünellerden birinin ucundaydı ve kımıldamıyordu. Biraz sonra bana yaklaşmış ve yanımda durmuştu.

"Buraya saklanman aptalcaydı Riddle." Dedim gözlerimi heykelden çekmeden. O yeşilleri gördüğümde içimdeki sinirin azalacağını biliyordum.

"Çataldili bilmen saçma Valeria." Ses tonu nötrdü. Ona döndüğümde o da bana dönmüştü. Aramızda sadece birkaç adımlık mesafe vardı.

"Buraya bağırıp çağırmaya gelmedim. Gidiyoruz." Diyerek gözlerinin içine baktım. Yüzümdeki ifade oynamasa da içimde fırtınalar kopuyordu şuan. Onu özlemiştim... Yaptığı şerefsizliğe rağmen onu özlemiştim.

"Gelmiyorum." Başımı omzuma eğdim ve gözlerimi kıstım. "Pardon? Seçim şansı mı sundum?" Gözlerini heykele çevirdi. "Basilisk hâlâ yaşıyor. Bunu biliyorsun değil mi?"

EŞİT - TOM MARVOLO RİDDLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin