bozulmaz yemini

585 56 7
                                    

Bu bölüm geçiş bölümü olacak muhtemelen ve bu yüzden de yazmak çok sıkıcı olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölüm geçiş bölümü olacak muhtemelen ve bu yüzden de yazmak çok sıkıcı olacak. İyi okumlar!

Yılbaşı gecesinin sabahında bütün okula bir suskunluk hakimdi. Bu suskunluk kafamı toparlamamı sağlıyordu. Banyo yaptıktan sonra üstüme yeşil bir kazakla siyah bir bol paça kumaş pantolon giydim ve saçımı taradım. Bugün dersler olmadığından sivil giyinmiştim.

Yatakhaneden çıktığımda çalışma masalarında oturan Maven'ın yanına ilerledim. "Günaydın." Beni fatk etmesiyle kapanmak üzere olan gözlerini araladı. "Günaydın Valeria. Ne yorucu gün değil mi?" Onun bu haline göz devirerek karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.

"Dün saatlerce dans etdiğinden olabilir mi bu yorgunluk?" Hafifçe başını salladı. "Sanırım," Esneyerek konuştu. "muhtemelen." Yüzüne bir tane yapıştırma isteğimi bastırarak etrafa bakındım. "Aaron nerde?" Omuz silkti. "Bilmiyorum. Gece Hufflepufflı kızlaydı muhtemelen."

Onun bu gevşek haline daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım. "Kahvaltıya iniyorum ve sende geliyorsun. Uykun açılır, saçmalamazsın belki."

Büyük salona gidene kadar karşıma çıkan bütün Slytherinler son zamanlarda hep olduğu gibi bana yol verdiler veya başlarını eğerek selam verdiler. Büyük salona geldiğimizde masanın en sonuna oturup sohbet etmeye başlamıştık.

"Hayır, hayır. Adamı bir hücreden çıkarıp bir diğer hücreye tıkacak değilim." Maven göz devirdi. "Adam dediğin kişi Gellert Grindelwald. Sakin olması hiç hoşuma gitmiyor. Onu odaya kapatmalıyız. Malikanede gezmesine de izin vermeneliyiz."

Başımı iki yana salladım. "Malikaneden çıkamaz, kesin olsun diye o kadar büyü yaptım." Birkaç saniye sessiz kaldıktqn sonra yine konuştum. "Ama itiraf edeyim bu kadar sakin olması benimde hoşuma gitmiyor. En azından kaçma girişiminde bulunur diye düşünüyordum..."

Kahvaltıdan sonra üstümde gereksiz bir sinir vardı. Neye sinirli olduğumu bilmesem de sinirliydim. Bahçeye çıkarken önüme geçen bir grup Gryffindorlu kız öğrenciyi birkaç kaba büyüyle önümden çekmiş, onlara göre hakaret olan birkaç şey söylemiştim.

Normalde oturduğum ağacın altında bir çift vardı. Yanlarında durduğumda bakışları nihayet bana döndü. "Başka yere gidin."

Oğlan kaşlarını çattı. "Hiç sanmıyo-" Asamı çıkarıp ona doğrulttum. "Sana siktir olup gitmeni söyledim. Üçüncü bir şans vermeyeceğim bulanık." Kızla oğlan kalkıp yanımdan ayrıldılar. Giderlerken oğlanın "Ne sanıyor bu kendini?" Dediğini duymam son nokta olmuştu.

EŞİT - TOM MARVOLO RİDDLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin