6

95 19 46
                                    

Day: 51

Dün gece hissettirdiklerin hala benimle.

Sanki hala omzuma yatmışsın, fark etmediğimi düşünerek kokumu içine çekiyorsun ve ağlamamak için bazen derin nefesler alıyorsun.

O an seni neden sevdiğimi bana hatırlattın ama bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum, sadece bunları Jiwon'la da yapıyor olduğun düşüncesi beni rahatsız hissettiriyor.

Neden bana bunu yapıyorsun?

Neden canımı yakıyorsun Channie? Neden üzülmemi umursamadan sürekli bana yaklaşıyorsun?

Seni görmek de görememek de bana acı veriyor, eskisi gibi olmak istiyorum sadece.

Ama imkanı yok, değil mi? Sen artık beni öyle sevmiyorsun.

Artık senin için her zaman dibinde olduğun sevgilin değilim, sadece birisiyim.

Ama buna rağmen bana fazla samimi davranıyorsun, duygularımla sorunun mu var senin?

Cevabı duymak istemiyorum, sadece...

Seni seviyorum.

Case 143, I love you

Jeongin kollarını arkadan Seungmin'in boynuna doladı.

"Ders mi çalışıyorsun?" Seungmin kalemin arkasını ısırmayı bırakmadan mırıldanarak onayladı. "Sınavlar var gerçi..." iç çekip başını geriye yatırdığında küçüğünün sert karnını hissedip birden ayağa kalktı.

"Aman Tanrım, bu tişörtün altında ne cevherler var?" Jeongin anında kollarını karnına bastırdı.

"Sakın yaklaşma bayım."

"Sadece yaklaşmakla kalmayacağım..."

"FELİX!" ikili art arda koşarak odadan çıkarlarken Chan da Seungmin'i düşünüyordu.

Changbin ve Minho'yla beraber oturmuşlardı fakat ortamla hiç alakası yoktu, sadece Seungmin ile geçirdikleri bir ya da iki saatlik o anı düşünüyordu.

Seungmin'in omzuna yaslanmışken dünyadaki en huzurlu insan gibi hissetmişti kendini, onun rahatlatıcı hissi yanındayken kendini ilk kez bu kadar güvende hissetmiş gibiydi.

Tanıdık bir histi, tanıdık bir rahatlık.

"Hyung?" Changbin onun omzunu hafifçe sıktığında Chan hayal dünyasından sıyrılıp onun endişeli gözlerine baktı. "Son zamanlarda pek iyi değilsin, neyin var?" Chan bakışlarını kaçırdı.

"Dalmışım sadece, iyiyim." Changbin onun yüzünü kavrayıp tekrar kendine çevirdi.

"Bizimle konuşabilirsin, biliyorsun." Chan usulca başını salladı.

"İyiyim ama, endişelenmene gerek yok." derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Lavaboya gideceğim, geliyorum." Chan odadan çıktığında ikili bir süre birbirlerine baktılar.

"Seungmin yüzünden mi..?" Minho'nun sorduğu soruyla Changbin iç çekti.

"Yüzünden değil hyung, yaşadığı kafa karışıklığı kötü bir şey değil. Artık onu gerçekleri öğrenmekten geri tutmak istemiyorum, Chan'la aramızı istediğiniz kadar bozun ama onu Seungmin'den uzak tutmayacağım. Burada değil onunla mutlu." Minho dudaklarını birbirine bastırdı.

Day: 143, but I still 4 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin