Seungmin sertçe önündeki kapıyı açıp Chan'ın üstüne adeta atladı ve yakalarını kavradı.
Tercihleri o gün başlamıştı ve şimdi Chan'ı il dışında okuması için, hayali olan okulu seçmesi için, sürüklemesi gerekliydi.
"Tercih yapacağız." Chan yatakta üstüne çıkmış olan sevgilisini ittirdi.
"Hayır siktir git."
"Christopher yapacağız dedim!"
"Ya geleceğime karışmasana!"
"Karışırım, Changbin hyung bana izin verdi."
"Changbin'in de amına koyayım senin de, çekilsene ya!"
"O zaman senin yerine ben yaparım." Seungmin ayağa kalkamadan Chan onu geri tuttu.
"Hayır."
"İstediğin okula puanın yetiyor, derdin ne lan senin?" Chan iç çekti.
"Gitmek istemiyorum."
"Ne demek gitmek istemiyorum? Bu puanla sana güzel yurt da çıkıyor. Chan beni delirtme, ne istiyorsun?"
"Seni." Chan sevgilisini iyice kendine çekip yüzünü boynuna gömdüğünde Seungmin sıkkın bir nefes verip onu kendisinden uzaklaştırdı.
"Benim için geleceğinden ödün veremezsin."
"İki yıl daha bekleyebilirim."
"İki yıla kadar ilişkimizin devam edeceğinin garantisini kim verdi bilmiyorum ama ben vermiyorum, seni sevdiğimi de sevginin bazen bazı şeylere yetmeyeceğini de biliyorsun. Beni, bizi düşünerek geleceğinden bu şekilde vazgeçersen ileride olur da ayrılırsak daha çok üzüleceksin. Bu yüzden şimdi kalkıyorsun ve tercih yapıyorsun." Seungmin onun yanından kalkıp Chan'ı da çekerek kaldırdı ve mızmızlanan büyüğünü bilgisayar başına çekti, Seungmin onu çekerken Chan pek direnmese de yardımcı olduğu da söylenemezdi.
Seungmin onu zorla sandalyeye oturtup bilgisayarı açarken Chan mızmız bir tonla konuştu.
"Tek başıma gitmek istemiyorum~"
"Minho hyung da geliyor."
"Ben seni istiyorum."
"Aha bak alırsın." Seungmin ona el hareketi çekince Chan onun karnına hafif bir dirsek attı.
"Ciddiyim."
"Ben de, hadi tercih yapıyoruz." Seungmin onun bileklerini tutup ellerini bilgisayarın faresine ve klavyesine bıraktığında Chan söylenerek de olsa kendi verilerini girdi ve ekranın açılmasını beklemeye başladı.
O sırada Changbin de aralık kapıdan içeri girip Seungmin'in omzuna kolunu attı ve Chan'ın da omzuna elini koydu.
"Ne yaptınız?"
"İkna ettim onu, tercih yapıyoruz değil mi sevgilim? Sevgilim evet de." Changbin kıkırdarken Chan homurdandı.
"Bok vardı gidecek zaten."
"Bu kadar erken doğmuş olman bizim suçumuz değil, işini hızlı bitir de Minho hyunga da yardım edelim." Chan başını sallayıp aradığı okulları buldu ve tercihini yapıp ekranı kapattı, daha sonrasında ikili Chan'ı dışarı sürüklemişlerdi.
Chan kazayı hatırladığı zamandan beri motorunu süremediği için yürüyerek Minho'nun evine gittiler, üçünün el ele ve dip dibe yürümesi kaldırımdaki insanların yolunu kapatıyor olsa da pek umurlarında değildi o an.
Minho'nun evine varıp da Changbin'e verdiği yedek anahtarla kapıyı açtıktan sonra salona girdiklerinde üçü de gördükleri görüntüyle duraksadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Day: 143, but I still 4 3
FanfictionGün, 143 Sen beni hatırlamıyorsun ama ben seni seviyorum Case 143, I love you.