16

92 16 4
                                    

Geçici olarak kaldığı bu odadaki tavanla bakışmaktan artık sıkılmış olacak ki Jisung iç çekerek ayağa kalktı.

Danışacak birine ihtiyacı vardı, Hyunjin'e yakın olmayan ve sırrını saklayacak birisi.

Arkadaşlarına söylerse onunla dalga geçeceklerdi ve buna hazır değildi, bu yüzden başka birine ihtiyacı vardı.

Dışarıdan bir göze...

Düşünmek adına hızlı adımlarını banyoya çevirdiğinde Jeongin'i görüp durdu ve küçüğünün kendisine yargılayıcı bir şekilde bakmasına izin verdi.

"Neyin var lan senin?" Jeongin'in ilerisinde oturmuş olan Felix de başını uzattı.

"Yine mi duşa giriyorsun? Evin su faturasını bu ay sen ödeyeceksin, ben bunu üçe bölmem." Jisung derin bir nefes aldı.

"Biraz destekleyici olsanız..." Jeongin sahte bir heyecanla yumruk yaptığı elini kaldırdı.

"Mastürbasyon güzel bir şey, devam et hyung wuağow!" Felix onun eline vurdu.

"Ben yapacağım, go girl!" Jisung onlara göz devirip sessizce banyoya girdi.

Sakince kendini suyun altına atıp ılık suyun sesi eşliğinde düşünmeye dalmıştı ki birden kafasına dank etti ve hızlıca suyu kapattı, bornozunu giydi, odasına geçip giyindi ve eşyalarını kaptığı gibi bir şey demeden, saçlarını kurutmadan evden çıktı.

Hızlı adımlarla, hatta koşarak, uzun bir yol ilerleyip sonunda aradığı eve vardığı anda merdivenleri çıkmayı bırakıp önünde durduğu kapıyı çaldı.

Kısa süre sonra Minho kapıyı açıp merakla ona baktı.

"Jisung?" Jisung dudaklarını birbirine bastırıp yanaklarının daha şişkin gözükmesine sebep oldu.

"Şey... Abi tavsiyesi vermek ister misin?" Minho dağınık saçlarını elleriyle iyice dağıtıp geçmesi adına geriledi.

"Düşünürüm, ne hakkında?"

"Aşk hakkında."

"Siktir, ben bu konuya çalışmadım." Minho onun kolunu kavrayıp tekrar evin dışına sürükledi. "Üzgünüm, bu dünyada sana aşk tavsiyesi verebilecek son kişi bile değilim. Bana başvurduğun için teşekkür eder iyi günler dilerim." Jisung yüzüne kapanan kapıyla bir süre gözlerini kırpıştırdı, zaten şaşkınlığı geçmeden önce Minho kapıyı geri açıp onu tekrar içeri çekmişti. "Kıyamadım, hadi geç." Jisung kendine geldiğinde ayakkabılarını çıkardı.

"Senin tuhaf bir insan olacağına inanmazdım."

"Tuhaf değilim, sadece kendi aşk hayatım boka sarmışken sana çok mükemmel tavsiyeler veremem." Minho onun ayakkabısını çıkarması bittiğinde adımlarını içeri çevirdi ve eliyle salonu gösterdi. "Sen otur, ben de hemen geliyorum." Jisung usulca salona geçip oturdu ve Minho'yu beklemeye başladı, Minho da kısa zamanda elinde kahve bardaklarıyla gelmişti.

Birini Jisung'un önüne bıraktığında Jisung ona teşekkür edip kahveyi masadan aldı.

"Öyle çat kapı geldiğim için üzgünüm ama aniden esti, mantıklı düşünseydim önce saçlarımı kurulardım." Minho onun ıslak saçlarını fark edip birden ayağa kalktı.

"Üşüteceksin, bekle."

"Bir şey getirmene gerek-" Minho çoktan içeri koştuğu için Jisung lafını yarım bırakıp o gelene kadar kahvesini izlemeye koyuldu.

Minho kısa sürede odaya döndü ve Jisung'un omzuna bir ceket bıraktı, bir havluyu kafasına sardı ve geri yerine oturdu.

"Oldu, hadi anlat şimdi." Jisung kahvesini bırakıp ceketi giyerken Minho'ya olanları anlatmaya başladı.

Day: 143, but I still 4 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin