11

105 17 40
                                    

Day: 100

Sona yaklaşıyoruz.

Sen hala beni hatırlamıyorsun, ben hala seni seviyorum.

Ama bunun bir gün değişmesi gerekecek ve benim seni unutmaya başlamaya karar verdiğim güne çok yakınız artık.

O günden sonra seni bir daha görmemeye kararlıyım, şu an bana değer verdiğini biliyorum ama kendime verdiğim sözü tutmak zorundayım.

Bizi hatırlamıyorsan beni de unutman gerekir, ve sen ikisini de zaten hatırlamıyorsun.

Belki ben gittikten sonra beni yine unutursun, yapmadığın şey değil sonuçta.

Ama benim de senin yokluğuna alışmam gerekecek, onu nasıl yapacağımı bilmiyorum.

İleride, bir gün seni sevmeyi bırakacağım.

Ama şu an seni seviyorum.

Seni seviyorum Channie.

Case 143, I love you

"... Sonra Hyunjin söndürmeme yardım etti." Jeongin yediği yemeği yutamayıp öksürmeye başlarken Seungmin onun sırtını sıvazlayıp kıkırdadı.

"Cidden iyi anlaşmaya mı başladınız yani?" ikili birbirlerine bakıp yüzlerini buruşturdular.

"Hayır."

"Asla."

"Sadece Jisung evi yaksaydı ben de ölecektim, o yüzden yardım etmek zorundaydım." Jeongin sonunda yemeğini yutup üstüne de Seungmin'in suyunu içerek doğruldu ve kızarmış gözlerini sildi.

"Tanrım, bunlar yakında öpüşürler. Bence Chan hyung ve Seungmin hyungdan da önce öpüşürler." Seungmin ona dirsek atarken onları görüp yanlarına gelmiş olan Changbin Jeongin'in saçlarını elleriyle düzeltip ona doğru eğildi.

"Özlemişim seni, ne zaman geldin ya..?" Jeongin hızla ayağa kalkıp Changbin'e sıkıca sarıldı.

"Hyung-nim~" Changbin kıkırdayıp onun sarılmasına karşılık verdi.

"Bebeğim~" Felix sahte bir öksürükle ayağa kalktı.

"Hyung, alınıyorum yalnız. Senin bebeğin benim." Seungmin mırıldandı.

"Ben de sevgiline sulanmamasını falan söyleyeceksin sandım."

"Sulanmasın zaten, bana sulansın." Felix de ikilinin sarılmasına katılırken Seungmin omzunda birinin elini hissetti ve başını kaldırıp Chan'a baktı.

"Size katılabilir miyiz?" bakışları kısa bir an hafif çekingen bir ifadeyle geride duran Minho'yu buldu, sonra başını salladı.

"Tabii, kendinize sandalye getirip gelin isterseniz. Mümkünse şu ikisinin arasına değil." eliyle karşısında oturan ve birbirlerine bakmamak adına başka şeylerle ilgilenen ikiliyi gösterdiğinde Chan onların bu hallerine hafifçe gülüp başını salladı ve sandalye almak adına onlardan uzaklaştı.

O gittiğinde Minho hafifçe boğazını temizleyip Seungmin'e elini uzattı.

"Umarım benden hala nefret etmiyorsundur." Seungmin onun elini sıktı.

Day: 143, but I still 4 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin