! Şarkıyı en azından ilk nakarata kadar dinlerseniz Jisung'un içsel ruh halini daha iyi görürsünüz.
TMI : bende çok severim bu şarkıyı :D
Spor salonu bu tip bir salon ;
.
.
Felix'i uyandırıp hazırladığım uydurma kahvaltıyı yedikten sonra hazırlanıp çıktık. Felix iyiydi bir darbe alarak bayılmadığını söyledikten sonra kinim daha da azalmıştı öğrenciye. Eğitim için yola çıktığımızda ikimizde meraklıydık ve neler olabileceği hakkında konuşuyorduk. Konuyu onunla uğraşmak için Changbin'e getiriyordum, onun hakkında konuşurken Felix gülümsemeden duramıyordu. Onun bu hallerini görmek hoşuma gidiyordu. Hem onun mutlu olduğunu görmek hoştu hem de bu duygulara özeniyordum. Bazen, her zaman değil ama özeniyordum. Birini çok sevmek ve onunda beni çok sevmesi düşüncesi çok iyi hissettiriyordu, sanki tamamen huzur bulacakmışım gibi hissediyordum.
Bana yaklaşan alfalar ya sadece kızgınlıklarını geçirmek için ya da feromonlarımın ününü duyup deneyimlemek istemesi gibi sebeplerden yakınlaşmak istediler. Bana gerçekten değer vererek yaklaşan kimseyi görmedim, sadece feromonlarıma bir bakıp gitme amacı vardı hepsinde. Meraktı ama bana duyulan bir merak değildi. Bu yüzden Felix gibi gülemezdim. Onun buna sahip olabilmesi içimi rahatlatıyordu, gerçekten bunu hakkediyordu. Ailem olmadığı için ömrüm boyunca sevgisiz ve bağsız büyümüştüm. Öğrenciyken tanıştığımda bana gerçek sevgi veren tek kişiydi Felix, bu yüzden bende gözümde hiç kimseyi yerine koyamayacağım şekilde seviyordum onu.
Hala laflarken Changbin'den konuşuyorduk ve Felix'i utandırarak eğleniyordum. Lafımı keserek "Asıl senin o alfaya bakışların neydi?" dediğinde bir an ona baktım " Önüne bak ve bilmiyormuş gibi davranma" dediğinde kahkaha attım. "Neyi bilmiyormuş gibi?" diye sorduğumda oturuşunu düzeltti ve bana bakmaya başladı "Ona ilgini çekmiş gibi bakıyordun, nasıl desem alıcı gözle sanki, bayağı süzdün çünkü" gözlerimi devirmeden edememiştim.
"Baygınlığına veriyorum halüsinasyon gördün herhalde" dediğimde kıkırdadı "Gerçekten farkında değilsin herhalde" diye şaşkınca konuştu yani ciddiydi bu konuda "Alıcı gözle bakmak ne oluyor ki? Evet süzdüm ama sebebi benim gibi Tüm General'e cevap verebilmesiydi, hoşuma gitti" hoşuma gitti dediğim anda Felix'in verdiği aşırı tepkilere güldüm "Hayır, yani tim olacaksak beni destekleyen biri olacakmış gibi hissettim" dediğimde "peki öyle olsun" dedi. Ona nasıl baktığım hakkında gerçekten en ufak bir fikrim yoktu evet ona bakmıştım ama bakışlarım dışarıdan nasıl anlaşılıyordu bilmiyorum. Üzerine düşünmeyecektim de bakmıştım geçmişti, aklımdaki soruları yanıtlamak istiyordum ben.
Tesis güvenliğinden geçtikten sonra otoparka yöneldim, arabayı park edip asansör ile giriş kata çıktık, giriş kattan da çıkıp bahçeye adımladık. Yürürken biraz ileride Changbin ve Hyunjin'i gördüğümde Felix'e baktım 'yapma' der gibi baktığında gülerek elimi kaldırdım "Heey! Hyungjin Changbin" sesim ile durup bize döndüler "Bekleyin" dediğimde bize dönük bir şekilde beklemeye başladılar. Hemen yanlarına varmıştık zaten, birlikte yürümeye başladığımızda tuhaf bir sessizlik olmuştu. Felix ve Changbin sessizce selamlaştı, onlardan sonra herkes birbirine genel bir selam verdi. "Nasıl bir takım olacağız sizce?" diye sorduğumda Changbin "Ben uyumlu olacağımızı düşünüyorum, operasyonlarda hiç sorun yaşamadık sonuçta" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CALMING KING - MİNSUNG
FanfictionCalming Tesislerinin mükemmel omegası Binbaşı Han Jisung ve yurt dışı tesislerinden memleketine sürülen Yasaklı Lee Minho bir gün karşılaşır. Kurguya bir anda ard arda bölüm attığım için okunması az bölüm sayısına göre bu yüzden okunma sayısına baka...