Multimedya: Rüzgar Demirel :3
Bu kadar korkulacak ne vardı ki canım, altı üstü yarın okula gidecektim. Korkmana gerek yok Nefes, korkma bir şey olmayacak. Okulda seni yemeyecekler ya ne bu korku.
Ben kendi kendimi teselli ederken Can elini Selin'in beline sararak "Bizden bu kadar, iyi eğlenceler size gençler. Bu arada aramıza tekrardan hoş geldin Nefes." dedi
"Hoş buldum, hastanedeki sözlerime rağmen geldiğiniz için teşekkür ederim. Tekrardan mutluluklar, çok yakışıyorsunuz" Cümlemi bitirdiğimde gülümsedim ve yanlarına gidip el sıkıştım.
"Biz teşekkür ederiz aramıza tekrar katıldığın, bizi bırakmadığın için"
"Böyle iyi arkadaşlar bırakılır mı?" diyerek dil çıkarıp gülümsedim. Can ve Selin masadaki diğer kişilerle vedalaştıktan sonra gittiler. Onların gitmesinden yarım saat kadar sonra diğerleri de vedalaşıp gittiler. Son olarak masada ben ve Rüzgar kalmıştık. Tereddüt ederek parmağımla Rüzgar'ın omzuna dokundum. Bana dönünce "Rüzgar biz ne zaman gideceğiz? Ben çok sıkıldım, kimse de kalmadı zaten" diye mırıldandım.
"Peki, gidelim. Seni evine falan bırakmama gerek yok nasıl olsa burada, ben eve gidiyim sabah 7'de seni almaya gelirim. Okula gideriz."
Evimde kaldığım ilk gün yangın çıkarmıştım Rüzgar'ın dediğine göre. Ona beraber kalmayı teklif etsem reddedilir miydim acaba? Bir evde yalnız kalmak istemiyordum. Tüm gece bugün olanları düşünüp dedikleri şeyleri hatırlamak için uğraşıp uyuyamayacaktım. İlla bir şeyleri hatırlamam mı gerekiyordu ki? Yalnız kalmak yerine bir erkekle bile kalabilirdim. Hem Rüzgar ne demişti;
"Ya ben?! Beni de unuttun mu? Sırdaşın, omzunda ağladığın kişiyi, beraber büyüdüğün yanından hiç ayırmadığın kişiyi, her işinde ben varım hiç mi bir şey hatırlamıyorsun Nefes!? Sen sadece Melek isminde olmayan kardeşini mi hatırlıyorsun!? Bu... bu çok saçma. Sen hep benimleydin bu çok saçma."
Derin bir nefes aldım ve elma suyumdan içtim. Daha sormadan kızarmıştım. Elma suyumu bitirerek masaya geri koydum, ellerim titriyordu hafif. Hep böyle olurdu çekindiğim de, korktuğum da ellerim titrerdi. Boğazımı temizleyerek "Rüzgar" dedim ne dediğim anlaşılmaz bir sesle.
"Efendim"
"Gitmesen olmaz mı?"
"Burada mı kalmamı istiyorsun?"
Kızaran yanaklarım daha da kızarıyordu. Bakışlarımı çevirerek "Hı-hı" dedim bir yandan başımla onaylarken. Kesin domatese benziyordum şuan.
"Olur ya neden olmasın, masada yatarım."
"Cidden gıcıksın, demek istediğim öyle değil yani... Öf ya anlamamazlıktan gelme. Yani sende benim evimde kalsana korkuyorum yalnız kalmaktan hem o kadar büyük bir evin sadece bir odası yoktur eminim. Hem sıkılırım, beraber olursak patlamış mısır yaparız, film izleriz. Belki birkaç şeyde hatırlarım. Olmaz mı?"
"Peki, anladım. Eskiden de yalnız kalmaktan korkardın. Bir şartla kabul ederim."
Gözlerim kocaman olmuştu, şartı ne olursa olsun kabul edecektim. Dediğim gibi yalnız kalmak yerine erkekle bile kalabilirdim. "Şartının ne olduğu fark etmez kabul ediyorum."
"İzleyeceğimiz filmi ben seçeceğim."
"Anlaştık, anneme haber verip öyle çıkalım."
Rüzgar başıyla dediğimi onaylayınca annemin yanına gittim. Bulmak zor olmamıştı, hala konuklarla ilgileniyordu. "Anne?" Bana doğru dönüp kocaman bir gülümsemeyle "Efendim Kuzum" diye cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Teen Fiction"Dediğimi yaptın mı?" diye sordu sarışın kız karşısındaki erkeğe. "Yaptım civcivim. Kurtulabileceğini sanmıyorum." Kız, erkeğin cevabıyla tatmin olsa da canını sıkan bir şey vardı. Dile getiremiyordu, hangi kelimelerle ifade edebileceğini bilmiyo...