16.Bölüm-Anı Seyahati

70 5 2
                                    

Multimedya:Ahmet Sezer

Rüzgar'dan

2 ay hasretiyle yanıp tutuştuğum kızın uyuduğuna emin olunca alnını bir buse bırakıp yataktan kalktım ve pencerenin önüne geçip cebimden telefonu çıkardım. Ahmet'ten gelen birkaç mesajı okumak için ekran kilidini açıp mesajlara girdim.

Gönderen:Ahmet
Mesaj:Ne demek 3gün sonra?

Gönderen:Ahmet
Mesaj:Bizimle dalga mı geçiyorsun?

Gönderen:Ahmet
Mesaj:Kaç gün oldu haberin var mı?

Gönderen:Ahmet
Mesaj:Ya yarın getirirsin ya da biz gelir alırız.

Son mesajını okuduktan sonra kaşlarımı çattım. Ne demek gelir alırız?

Gönderilen:Ahmet
Mesaj:Neyini anlamıyorsun doktor bir şeyleri hatırlatmaya zorlarsak bunun kötü sonuçlar doğuracağını söyledi.

Yatakta uyuyan Nefes'e baktıktan sonra telefonumu pencerenin önündeki masaya bırakıp yanına gidip yere çöktüm ve ezberlediğim yüzü sanki ilk ve son defa görüyormuşcasına gibi dikkatle incelemeye başladım.

Elim yanağına değince ürperip yatakta kıpırdandı fakat gözlerini açmadı. Bundan aldığım cesaretle elimi yanağında bıraktım.

Onun sorularını cevaplamak istedim ben, her zamankinden çok. Ama o bana sadece iki şık sundu, açıklama yapmama izin vermedi.

Oysa verseydi belki daha farklı şeyler olabilirdi, hatırlardı mesela.
Beraber geçirdiğimiz vakitleri hatırlardı, iyisiyle kötüsüyle. Gülünce çekik gözlerinin, göz bebeklerini saklamak istercesine kısılınca ne kadar güzel göründüğünü hatırlardı. Onun herbir saç teline ayrı ayrı verdiğim değeri hatırlardı. Her göz göze gelmemizde bir sır daha eklenen kirpiklerinin arasına sakladığımız sırları hatırlardı. Güldüğü sırada dudağının yanında zar zor farkedilen, sesi kısık olmasına rağmen 'Ben buradayım!' diye bana seslenen gamzesine bir buse kondurmak için olan uğraşlarımı hatırlardı. Eğer açıklama yapmama izin verseydi belki bizi hatırlardı.

O duymasa bile ben cevabımın devamını getirmeye kararlıyım: Hayır biz nişanlı değiliz ama birbirimizi çok seviyoruz. Hani demiştim ya aşık değiliz, yalandı, söylememe fırsat tanımadın. Onca şeyden sonra beni ve hissettiklerimizi hatırlamıyor olman canımı yakıyor. Şaka gibi geliyor. Biliyorum, senin suçun yok ama ne bileyim lan işte sanki olanların nedeni benim gibi geliyor... Sanki seni bir başına bırakıp gitmeseydim böyle olmazmış gibi geliyor. Hem nedenim olmasaydı ben seni bırakır mıydım? Ben daha sevmenin ne olduğunu hatta ne anlama geldiğini bile bilmediğim sırada sana aşık oldum.

Kimse bana, sana karşı hissettiğim duyguya 'aşk' dendiğini söylememişti, seninle öğrendim ben bunu. Seni düşününce kalbimin ritminin bozulması, heyecanlanıp kızarmam, sana bakınca zamanın kirpiklerini tek tek sayabileceğim şekilde yavaşlaması, kokunu daha iyi duymak için derin nefes alış verişlerim, hemen hemen her işimi seni düşünerek yapmam, sen düştüğünde sana elimi uzatmak için ayakta durmayı öğrenmem, buna aşk diyorlarmış. Seninle öğrendim.

2 ay boyunca seni izledim, korkuyla. Korktum çünkü seni kaybedeceğimi söylediklerinde elimden aksini kanıtlayacak hiçbir şey gelmiyordu. Bir keresinde gözünden bir damla yaş aktı yastığına doğru ama kimse bana inanmadı. Gördüğüm şeyi yorgunluğuma yordular, çoğunlukla iğnelerle uyutmaya çalıştılar, komiğime giden tek şeydi bu. Seni iğnelerle uyandırmaya çalışırken beni iğnelerle uyutmaya çalışıyorlardı. Doktorlar her gün odaya geliyor defterlerine birkaç şey karalayıp gidiyorlardı bu yüzden birkaçına daha çok uğraşmaları için bağırmıştım ama nafile, beni umursayan yoktu. Deli yerine konulmaya başlamıştım diğer hasta ve hasta yakınları bana acıyarak bakıyorlardı ama sorun değildi sen uyanınca buradan çıkacaktık, bir daha gelmemize gerek kalmayacaktı...

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin