Multimedya:Buğra Taş (Enişte Bey)
Rüzgar gözlerini kısıp "Hatırlıyorsun" dedi fısıltıyla. Kollarını kaldırıp aramızdaki mesafeyi azalttıktan sonra birkaç saniye öylece durdu sonra ise gülümseyip sarılıp beni kendine çekti. Başım göğsüne geldiğinden kalp ritmini dinleyebiliyordum, sanki dışarı çıkacakmış gibi atıyordu. Başımı geri çekip dağılan saçlarımı düzelttim. "Aslında pek değil." Rüzgar geri çekilip "Pek değilden kastın?" diye sordu meraklı bir şekilde. "Birkaç şey hatırlıyorum... Onlarda bir önem taşımayan şeyler."
"Yavaş yavaş hatırlamandan sonra neleri hatırladığının bir önemi yok ki. Sonuçta önemsiz de olsa hatırlamaya başladın." Başımı geri çekmeme rağmen Rüzgar'ın tekrar sarılması nedeniyle başım yine göğüsündeydi. O kadar sıkı sarılıyordu ki kemiklerimin kırılmasından korkuyordum.
Rüzgar 1-2 dakika bana sarıldıktan sonra geri çekildi ve gülümsedi. "Uyumak istemediğinden emin misin?" Sesimi çıkarmayıp bakışlarımı aşağı indirdim. Ne diyecektim? Beyin kanaması bahane, odamın nerede olduğunu bilmediğim için burada durup gitmeni bekliyorum mu? Başımı salladım ve Rüzgar'a doğru dönüp ellerini tuttum, "Gülmeyeceksin." Rüzgar ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir eline bir de yüzüme bakıyordu. "Neye gülmeyeceğim?" Gözlerimi kısıp "Soracağım şeye," dedim fısıltıyla. Rüzgar anladığını belli etmek için başını sallayınca gülümseyerek ve gülmemesini umarak sorumu sordum. "Odamı gösterir misin?"
Rüzgar gülümseyip ayağa kalkınca tuttuğum eli nedeniyle ben de ayağa kalktım. Sanırım isteğimi kabul etmişti. Merdivenlerden çıkıp koridorda ilerlerken ben de onu takip ediyordum. "Teşekkür ederim."
"Sorun değil."
"Rüzgar sence de tuhaf değil mi?"
"Neyler?"
"Bu olanlar... Doğrusu olmayanlar..." Rüzgar birkaç saniye duraksadıktan sonra tekrar koridorda ilerlemeye devam etti. "Bence tuhaf bir şey yok. Her şey normal... Sen yaşıyorsun, ben yanındayım, Banu yanımızda. Okulumuza gidip geliyoruz falan?"
"Ama sanki bir şey eksik... bir şeyler."
"Hafızanı kaybettin ya ondan sana öyle geliyor."
"Uyandığım gün hastaneye gelen kişiler yani arkadaşım olduğunu söyleyenler, başka bir okula mı gidiyor?"
"Senden gizlediğimiz bir şey yok." Gizlemek?
Rüzgar bir odanın kapısında durup tuttuğum elini çekti ve kapıyı açtı. Açtığı kapıdan içeriye girip birkaç adım attıktan sonra ışığı açtı. Birkaç adım atıp odamı incelemeye başladım. Beyaz duvarlı geniş bir odaydı. Kapının tam karşısında kitaplık vardı. Kitaplığın yanında ise balkona açılan camlı bir kapı. Yatağımı görmek için birkaç adım daha atınca kapının sağ yanında başka bir kapı olduğunu gördüm. Kapıyı açıp içerisine baktığımda kıyafet odasını anlamam kısa sürdü. Kapının sol tarafına doğru yürüdüğümde ise yatağımı gördüm. Yatağımın üzerinde takım elbise giydirilmiş oyuncak ayıcık duruyordu. Odamı daha fazla incelemeden yatağımın üzerine oturup başımı kaldırdığım sırada odanın tavanının siyah olduğunu ve yıldızlar çizili olduğunu gördüm. "Rüzgar bu çok güzel." Sesimden etkilendiğim fazlasıyla belli oluyordu. Gülümseyip Rüzgar'a döndüm. O da benim gibi gülümsüyordu. Yanıma oturup bir süre beni izledi. "Ne oldu?" Merakla kaşlarımı çattığım sırada Rüzgar "Hikaye anlatayım mı sana?" Başımı salladıktan sonra ayakkabılarımı çıkartıp yatağa girdim, üzerimi iyi örtüp yandaki ayıcığı aldım ve merakla Rüzgar'a bakmaya başladım. "Bölmek yok, tamam mı?" Onayladığımı belli eden bir ses çıkardım ve Rüzgar'ı dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Teen Fiction"Dediğimi yaptın mı?" diye sordu sarışın kız karşısındaki erkeğe. "Yaptım civcivim. Kurtulabileceğini sanmıyorum." Kız, erkeğin cevabıyla tatmin olsa da canını sıkan bir şey vardı. Dile getiremiyordu, hangi kelimelerle ifade edebileceğini bilmiyo...