Ağzım açık şaşkınlıkla bakarken abiminde bu ortamda olduğunu hatırladığımda kendimi toparlamıştım
Muhteşem dörtlü bana bakıp gülümserken barış nihali gözleriyle yiyordu halil pişmiş kelle gibi gülüyordu
Yunus:Ceroş naber
C:iyiyim, siz? Beklemiyordum burada sizi görmeyi
Halil:hayat işte ceroş
Barış:çok çok hoşgeldinizzz
İrfan:Kızlar gelin oturun
Boş yer bakıyordum, keremlerin yanında ki boş yere ilerleyecekken abimin öksürüğüyle ona bakmıştım
M:Gel güzelim
Evet uslu kız ceren mooduna geçiş yapıcaktım ama bir sorun vardı irfan abim ve ahtapot isonun olduğu ortamda rezilde olabilirdim? Ki abimin kıskançlıkları da vardı
Usulca abimin bıraktığı boşluğa otururken kolunu atmıştı omzuma, kerem gülümseyerek bakarken halil ellerini önünde birleştirmiş mümin mooduna geçiş yapmıştı yunus ise paşalar gibi yayılmış irfanla sohbet ediyordu nihal ise koşturarak barışın kolları arasına girmişti
Ve abim... o manzarayı görünce gözleri açılmıştı
M:Lan siz ikiniz hayırdır?
Nihal abimin varlığını hatırlayınca ecel terleri dökmüştü bu sefer 32 diş sırıtan ben olurken tüm ilgi abim barış ve nihal üçlüsündeydi
N:e şey mert abi...
Barış elini ensesine götürmüş ne diyeceğini düşünürken gözde de yanımda ki tekli koltukta kahkahasını patlatıyordu
Serdar:Ooo barış sevgili mi oldunuz siz?
Pancar gibi kızarmış yüzleriyle gözdeyle dahada çok tepiniyordum
M:Doğru mu bu lan? Nihal?
Halil Yunusa kısa bir gülüş attıktan sonra boğazını temizlemişti
Halil:Evet bunlar sevgili hemde ne zamandır
Barışın halile dönüp küfür mırıldanmasıyla abim çatık kaşlarıyla bakmaya devam ediyordu
İrfan:Ah be gitti kızlardan birisi
M:nereye gidiyomuş lan, nihal gel buraya abicim
Abim diğer kolunu nihale açarken , nihal gerilerek oturmuş hanımefendi haline geçmişti
M:doğru mu, bu zibidi sevgilin mi?
Barış:ya abi zibidi falan-
M:sus lan sana sormadım
N:eee şey
C:evet manitası işte