4 ay sonra
C:NİHAL!
Nihal:Yettim!
Stresten elim ayağım titriyordu, ikide bir kendime bakıyordum.
Yanıma gelen Nihal'e dönmüştüm,yalandan gözlerini siliyordu.
C:Sırası değil kızım, bak bir nasılım?
Nihal:Bebek gibisin, bebek!
Gülümseyerek tekrar aynaya dönmüştüm, tam o esnada aşağıdan ev yıkılırmışçasına sesler duyuyordum.
C:Yuh!
Nihal:Canay yine devirdi ortalığı!
C:Of Canay, off!
Birlikte aşağıya indiğimizde, Canay'a kızan Sudeyi görmüştüm. Başımı çevirdiğimde gözlerim açılmıştı.
C:CANAY!
Sude:Devirdi hepsini napıcağız?
Nihal:Ya ikramlıkları nasıl devirirsin? Ağzına sıçtığımın topu!
Sinirden yüzüm kızarıyordu, saatlerce uğraşmıştık. Hazırda almasını bilirdik ama emek vermiştik, saatlerimiz gitmişti onlar için.
C:Canay sakın gözüme gözükme!
Canay:Pardon aşkolar-
Zorla küfür ettirecekti!
Nihal:Sıçtırtma aşkona, defol git!
Paytak paytak yürürken sinirle arkasından bakıyordum, 4 aydır bizimle yaşıyordu.
Kim mi Canay? İzmirden üniversiteden arkadaşımız, aynı vakitte Nihallerin aile dostunun oğlu.
Tek sıkıntısı yönelimi, yani gay olması. O yüzden abim ondan kaçıyordu, herkes tetikteydi.
İlk geldiğinde Barış'a yavşamıştı, Nihalle kavga ettikten sonra vazgeçmişti. Son zamanlarda Altay'ı beğeniyordu, o da Allahtan burada değildi yurtdışındaydı.
Fakat onu aramam için, yazmam için darlıyordu. Birde çok konuşkan, çenesi durmayan tipti.
Sudeler etrafı toparlarken Nejla telefon konuşmasını bitirip gelmişti yanımıza, ona dönmüştüm.
Nejla:Konuştum, 2 saate yetiştirecekler merak etmeyin.
Derin nefes almıştım, gerçekten herşeyin güzel olmasını istiyordum.
Bu 4 ayda gelişmeler yaşanmıştı.
Kazımcan ve Sude resmi olarak sevgililerdi, Nejla ve Halil çok ciddiydi; Halil her an evlilik teklifi edebilirdi, Nihal ve Barış şuan ayrılardı.
Sebebi boştu, Nihal Barış'a inat başkalarıyla konuşuyordu. Barış ise birşey yapmıyordu, takmıyormuş gibi davranıp geceleri içip içip son ses müziklerle kapımızdan geçiyordu.