1,
Tanışma,
~~
Kitaplarımı dizerken şarkı dinliyordum. Açıkçası Ankara da dinlenecek on müzisyenden birisi sanırsam Serdardı, şarkıları o kadar güzeldi ki, Ankara'nın kasvetli havasından ancak bu şekil çıkabiliyordum."Defne!" Babam aşağı kattan bağırırken içten bir nefes aldım. Yeni evlenmişti, yaklaşık olarak bir haftalık! Bu süre cici annemle anlaşmaya çalışmıştım, ama nafile. Ama yine de onu seviyordum..
"Defne bak, kimle tanıştıracağım seni?"
Kitapları son kez koyarak Sıla ablanın yanına ilerlemek için merdivenlerden aşağıya doğru indim. Kapı açık bir şekilde duruyordu, babam kollarını bağlamış yeni annemle sohbet ediyordu.
Beni gördüklerinde derin bir nefes aldı Sıla abla, "Seni oğlumla tanıştırmak istiyorum," Oğlum, Oğlum derken?
Kafamı eğmiş babama bakarken olayı anlamaya çalıştım. O gerçekten oğlum mu demişti, yoksa mecazı anlamda mı?
"Murat, gelsene oğlum." Başımı Sıla ablaya çevirirken, içte bir nefes aldım. Bunu bana yaklaşık bir yıl önce demeleri gerekmiyor muydu? "Sıla abla,"
Gözlerim kapıda bavul sesiyle gelen Murat'a kayarken dudaklarımı kapattım. Bana bunu nasıl söylememişlerdi? Aklım almıyordu.
"Sana söyleyemedik, çünkü." Lafını kesen babam oldu. "Biz yurt dışına çıkacağız biliyorsun, oğlum yeni geldi İngiltere'den babanla konuşup buraya gelmesini doğru bulduk."
Doğru bulduk derken? İngiltere'den buraya gelmesini mi doğru bulmuşlardı? Fazlaca komikti.
"Sende umursamaz bir kızsın Defne,"
Babam pür dikkatli bakarken derin bir nefes aldım. Gözlerimi Murat'a çevirirken nutkum tutuldu, bu niye bu kadar yakışıklıydı?
Annesi sarılması bittiğine gözleri etrafı taradı. Küçük ama tatlı bir villa da yaşıyorduk. Koyu kahve tonları hakimdi evde. Sıla abla oğluna bakarken koluna sarıldı ve başını koydu.
"Yeni evin," Ardından gözleri bakarken boğazımı temizledim, fazla abartmamış mıydı, sanki? "Yani evimiz," gözlerimi devirirken alabileceğim kadar içten bir nefes aldım.
Hiç kimse bu evde değişmeyecekti bunu anlamıştım. Bedenimin ısındığını fark ettiğimde adımlarımı merdivene yöneltim. Kaotik bir ortam oluşmuştu ve ben bu durumdan hiç memnun değildim.
"Defne daha ailecek akşam yemeğini yemedik." Merdivenin başındayken bana bağırmış babama baktım. "Evet biliyorum," bir adım daha atarken sinirle başımı yukarı kaldırdım.
"Abiciğinle tanışmayacak mısın Defne?"
Hafifçe güldüm, tahminen bir doksan siyah saçlı, mavi gözlü, vücudunun yüzden doksan dokuzu kas olan yeni abimle mi? Sanırsam hayır.
"Defne!" Bu sefer Sıla abla bağırmıştı. Ellerini sıkmış merdivene adım atarken, saçlarına takıldım. Sarışın bir kadından siyah saçlı çocuk nasıl çıkmıştı, tek merak ettiğim şey anlık olarak buydu.
"Siz yiyin ben tokum." Kapıya vardığımda hafifçe döndüm. "Ben uyuyorum, rahatsız etmek isteyen olursa posta kutusuna sebebini yazabilir."
Odamın içine girdiğimde içten bir nefes aldım, onca sorunumun içinde nasıl bir abi şahsiyeti karşıma çıkmıştı anlayamıyordum.
Yetmezmiş gibi, belalı sapığımla uğraşıyordum. Mertle. Ders için masama ilerledim. Bir kaç hafta sonra sınavlarım vardı, gidip çalışmak en iyisiydi.
Saat on ikiyi bulduğunda ışığı kapattım. Coğrafya ve Fiziği halledebildiğime şükür etmiştim. Aşağıdan gelen gülümsemeler on birde kesilmişti.
Murat benim odama yerleşmediği için ayrı mutlu olmuş, dersime daha çok odaklanabilmiştim. Yatağa geçtiğimde telefonumdan gelen mesaja baktım.
Bir kişi size mesaj göndermek istiyor.
055* ** ** : Ben nerede yatacağım?
055* ** ** : Üvey kardeşim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİM / +18
Random*Yarı Texting Üvey ABİM: "Defne bana direk havlumu getir!" Üvey ABİM: "Sana hemen diyorum!"