Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~~ Murat ve ben, ikimiz yana yana tutuştuk bu sevdada.
Murat'ın koluna girdiğimde hafifte olsa içime tatlı bir telaş oldu. Birbirimize bakmış, bu bakış saniyeler sürmüş olabilir fakat, gözlerinde salise boyunca yüzdüğümde yemin edebilirim.
Adım attığında bende onu takip edip içeri girmemizi sağladı. Etrafta hoyratça çalan müzik, sınıfımdan tanıdığım bir kaç arkadaşım ve Almina.
Bu Almina kelimesini, Mert'in alnına yazıp dolaştırmak istiyorum. Ama bunu yapmam Marsa çıkmaktan nitekim daha zordu.
Hepimiz keriz olduğunu biliyorduk değil mi?
Murat düşüncelerime def etmek ister gibi, hızlıca dip köseye geçti. Önümüze koyulan içkiler ile garsona baktım.
"Hangi mezuniyete içki oluyor?" Murat kara kaşlarını çatarken masanın altından gözükmeyecek şekilde elimi tutmayı da ihmal etmemişti.
"Melisa hanım, oy birliği ve veli imzasıyla içki dağıtılmasına olanak sağladı." Melisa, bir kaç saniye gözlerim içeride dolaştı. Doğru ya, Elif hocamın en iyi arkadaşı, Melisa Müdür.
"Bu müdür, bilerek mi yapıyor bunu?" Derin bir nefes alıp meyve suyundan bir yudum aldım.
"Yani, efendim bu konu da maalesef ki bir bilgilendirme yapamıyorum, fakat Felsefe hocası olan Eylül Hanım belki size yardımcı olabilir."
Garsonun gülümseyip gideceği sıra, yanımıza mutlulukla yürüyen Eylül geldi.
"Ya, MURAT!" İğrenç kahkahası kulaklarımda inlerken gözlerimi devirdim. Felsefe hocası neden gelirdi ki, mezuniyete?
