______________________________________
Bu çocuk gerçekten ruh hastasıydı..
Söylediği şeye istemsizce gülümsediğimde "Salak.." diye geçirdim içimden. Hayır yani salaktı ama tatlı da geliyordu gözüme.. Ayarlarımı bozmuştu.
Tişörtünün yakasını kavrayıp hızlıca üzerinden çıkardığında dudağımı ısırarak baktım çıplak kalan vücuduna. Şuan onu arzuladığım için abartıyor muydum bilemiyorum ama biraz fazla seksiydi sanki.. Gözlerim sıkı karın kaslarında haddinden fazla oyalanmıştı.
Bunu fark ettiğinde dudakları küstahça kıvrıldı yukarı doğru. Sonra bir anda kolumdan yakalayıp kendine doğru çekti beni.
O hala masaya yaslanıyordu, bense ona.. Vücudum onun vücuduna değerken geriye doğru kaçmak istedim. Ama kolları belimi sarıp engel oldu bana..
Fısıltıyla konuşmaya başladığında "Korkuyor musun?" dedi hareketlerimden dolayı. Hayır, korkmuyordum aslında. Ama çok heyecanlıydım. Bir de, emin olamıyordum.. Sanki bu yaptığımız doğru değil gibi geliyordu bana. Bu nedenle tedirgindim.
Kafamı hızla iki yana salladım. "Hayır.."
"Güzel.." diye keyifle mırıldadığında sağ eli çenemi kavradı. Baş parmağı dudaklarımın üzerinde gezinmeye başladığında hafif bir tebessüm vardı yüzünde. Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Sonra daha fazla yaklaştı yüzüme. "Çikolata gibi kokuyorsun.."
Söyledikleri, tavırları ve davranışları bu kadar hoşuma giderken içimde hala neden huzursuz bir taraf vardı merak ettim. Tedirginliğim Batu'dan yana değildi sanki.. Kendimden yanaydı. Onu arzulamak ve bu kadar hızlı kapılmak bana biraz basit hissettirmişti. Bu duygudan kurtulmaya çalışarak kollarımı Batuhan'ın boynuna doladım.
"Sen de çok güzel kokuyorsun.."
Bunu söylediğimde gülüşü büyüdü ve bir anda kafasını eğip nemli saçlarını yüzüme sürttü. "Duş aldım.." dedi yaramaz bir çocuk gibi. Aynı anda hem bu kadar seksi, hem de böylesine tatlı olmasına gülümsedim.
Sonra belimdeki elleri kalçama indi ve avuçları sert bir şekilde kavradı bedenimi. Vücudumu kendi vücuduna bastırırken "Kokularımız birbirine karışsın istiyorum.." dedi fısıltıyla. "Ruhlarımız, bedenlerimiz.. Hepsi birbirine karışsın.."
Yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve dudaklarımı onun dudaklarına sürterek minik bir mırıltıyla tepki verdim bu söylediğine. Ellerim önce göğsünde, sonra karnında gezindi yavaş yavaş. Sıcak ve pürüzsüz teni içimi bir hoş etmişti. Kalbim yine hızlanmaya başladı.
Elleri kalçamı sıkıp beni kendine bastırırken pantolonunun önündeki sertliği hissedebiliyordum artık. Kasıklarım sızlamaya, parmak uçlarım karıncalanmaya başladı. Hızlanan nefesimi onun nefesiyle buluşturmak için dudaklarını öpmeye yeltendim. Ama o sırada kapı çalınca irkilerek geri çekildim aniden..
Batuhan kaşlarını çatıp yüzüme memnuniyetsizce bakarken "Kim bu?" dedi sert sesiyle. "Bilmiyorum.." der gibi omuz silktim. Her kimse zamanlaması mükemmeldi gerçekten.. Tam da en güzel yerinde gelmişti..
Sızlanarak kapıyı açmaya gittiğimde Batuhan'ın da kendi kendine küfür mırıldandığını duyabiliyordum.
Kapıyı açtığımda karşımda üst komşunun oğlunu görünce istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Bunun ne işi vardı burada Allah aşkına?
"Mert..? Hayırdır, bir şey mi oldu?"
Mert benim yaşlarımda, orta boylu, kumral ve yakışıklı sayılabilecek bir çocuktu. Ayrıca bana ilgisi vardı, biliyordum. Ama hiç karşılık vermiyordum ona. İlgimi çekmiyordu çünkü. Zevklerimiz pek uyuşmuyordu.. Bana bakan ela gözleri şüpheyle kısılırken "Napıyorsun Açelya?" dedi merakla. Sanki ne yaptığımı zaten biliyor gibiydi..
"Ben.." diyip elimle mutfağı işaret ettiğimde Batuhan'ın sert sesi sözümü kesti.
"Ne yaptığının bir önemi var mı?"
Bakışlarımı ona çevirdiğimde hala tişörtsüz olduğunu gördüğüm için gözlerim korkuyla aralansa da o benim aksime bu durumdan hiç rahatsız değil gibiydi. Mert'e bakıyordu doğruca. Ve bakışları sebepsizce gergindi.
Mert ona dönüp "Açelya'ya sordum." dediğinde bir kaç saniye süzmüştü Batuhan'ın vücudunu. Gözlerinde kıskançlıktan çok bir iğrenme var gibiydi. Ve muhtemelen bana karşıydı bu his..
Batuhan alaycı bir şekilde gülümseyip "Açel.." dediğinde yalnızca sustum ve onu dinledim. Önce Mert'e baktı bir süre, sonra yavaşça bana döndü. "Misafirine söyle.." derken hala dalga geçiyordu. "..bir daha böyle çat kapı gelmesin. İnsanların bir özel hayatı olabilir."
Sonra herhangi bir cevap beklemeden arkasını döndü ve oldukça ağır adımlarla mutfağa yöneldi tekrar. Arkasından mal gibi bakakaldım..
Mert bana dönüp "Neyse.." dediğinde biraz bozulmuş gibiydi. "Kolay gelsin Açelya, sana iyi sürtmeler.."
Son söylediği sözcükle gözlerim aralanırken "Ne?" dedim şaşkınlıkla. "Ne diyorsun lan?"
Cevap verecekmiş gibi durdu, gözlerime baktı ama sonra vazgeçerek bıkkın bir nefes verdi sadece. Ardından ellerini eşofmanının ceplerine sokup merdivenlere yöneldi. Batuhan gibi ağır ağır değil, hızlı adımlarla üst kata çıktı. Arkasından bir küfür mırıldandım.
Bana sürtük mü demek istemişti o?
Umarım yanlış anlamışımdır çünkü bir anda çok kötü hissetmeye başlamıştım. Mert'e sinirlenmiştim ama bir yanım da haksız olmadığını söylüyordu nedense.. Ben biraz önce hiç tanımadığım, daha bir gündür hayatımda olan bir adamla sevişecektim.. Böyle düşününce korkunç geliyordu kulağa..
Kapıyı kapatıp mutfağa gittiğimde Batuhan sıkıntıyla bana bakıp "Kimdi o sikik?" dedi. "Nereden tanıyor seni?"
"Üst komşum.." diye mırıldanarak cevapladım sorusunu. Sonra kaşlarım çatıldı. "Neden küfür ediyorsun çocuğa?"
"Çocuk mu?" Batuhan benden böyle bir tepki beklemiyor olmalı ki, sesi şaşkın çıkmıştı. Sonrasında baştan aşağı süzdü beni. "Kim bilir ne çocuğu?"
"Kes şunu!" dedim istemsizce yüksek çıkan sesimle. Şuan ne düşünmeliydim, ne hissetmeliydim bilmiyorum ama Batuhan'ın böyle davranması hoşuma gitmemişti. Çocuğu tanımıyordu bile, ne diye kötü konuşuyordu ki..?
Gerçi, Mert'i ne diye savunuyordum şimdi onu da bilmiyordum. Bana sürtük demişti ayı herif! Kafam gerçekten çok karışmıştı..
Batuhan benim sert çıkışım yüzünden kaşlarını çattığında "Sakin ol şampiyon.." dedi hafif bozularak. "Bir şey demedim, merak etme.." Sonra sandalyede duran ceketini aldı ve üstüne geçirdi direkt. Altında tişört olmadığı için fermuarını da yakasına kadar çekti. "Sevgilin olduğunu bilmiyordum. Ya da flörtün işte, her neyse.. Bu şekilde yakalandığımız için de üzgünüm ama keşke bana önceden söyleseydin. O zaman senin hakkında yanlış şeyler düşünmezdim." Kapıya doğru yürümeye başladığında söylediklerinden hiçbir şey anlamayarak bakıyordum ardından. Dalgınlığımı fırsat bilerek konuşmamı beklemeden kapıyı açtı. "Sana iyi geceler, Açel." Sonra da vakit kaybetmeden çıktı daireden ve kapıyı arkasından sertçe kapattı.
Ve ben ikinci kez arkasından mal gibi bakakaldım sadece..
______________________________________
Kendini sürtük gibi hissetmek istemediğin için duygularını hiçe saymaya çalışırken mal mal davrandın ve şimdi hem Mert'in hem de Batu'nun gözünde sürtük konumuna düştün.. Aferin sana Açel.. Bu watty kızları valla beni sinir ediyor..
Neyyyseee.. Bakalım diğer bölümde nolucakkk?? Umarım artık bir kiss fln gelir (daha 5 bölüm olmuştur ama benim iç ses)
Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnss. Sonraki bölümde görüşrüzz. HAYDİN BB.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella Vista (+18)
ChickLitBu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!! Aşağıdaki alıntı hikayenin bir bölümünden olup, bir mesajlaşma kısmıdır. Fakat hikayenin "texting" türünde olmadığını belirtmek isterim. (Bu arada, Bella Vista bir çeşit tatlı ark...