______________________________________
Rezillliğin daniskası resmen!!
Yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu görmesem bile hissedebiliyordum, vücudum yanıyordu utançtan.
Hızlı bir hamleyle kendimi tekrar kanepede buldum ve battaniyeyi kafama kadar çekip beyinsiz gibi yüzümü gizledim. ALLAH'IM!! Ne yapıyordum ben?? Adam zaten görmüştü ki yüzümü..
Ben gerçekten rezil biriydim. Çok, çok rezil biri..
Nefesimi tuttum ve konuşulanları duymak için sessizce beklemeye başladım. Ama yalnızca "Batuhan." dedi adam. "Biraz içeri gelsene sen benimle.."
Siktir! Burada konuşmayacaklardı yani, öyle mi??
Acaba ne söyleyecekti Batuhan'a..? Allah kahretsin, yüzümü de görmüştü!?!?
🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫
~Batuhan'ın anlatımıyla~
Harika, işte şimdi başlıyoruz..
Bu kızın derdi neydi bilemiyorum ama abimle göz göze geldiğinde teninin rengi soluklaşmıştı resmen. Beti benzi atmış, yanakları kızarmaya başlamıştı. Sonra da telaşla battaniyenin altına saklanmıştı birden..
Onun bu hallerine anlam verememiştim ama abimin kaşları çatılmıştı gördükleri yüzünden. Önce aynı kanepede uyuyan Atlas'a ve Açel'e, daha sonra da hala masanın üzerinde duran şu salak saçma kutu oyununa baktı gergince.
Bakışları bana döndüğünde "Batuhan." diye mırıldandı. Sesi alçak olmasına rağmen tok ve sertti. "Biraz içeri gelsene sen benimle.."
Cevabımı bile beklemeden odama yöneldiğinde hala açık olan dış kapıyı örtüp hızlıca abimin peşine takıldım. Neden bilmiyorum, ama gerginliğinin izleri havada bir elektrik akımı gibi çatırdıyordu sanki. Sebepsizce burnundan soluyordu..
Odama vardığımızda geçmem için bana yol verdi ve ben içeri girdikten sonra sertçe kapattı kapıyı arkamızdan. Yüzüme bile bakmadan "Ne bu?" dediğinde bariz bir şekilde açıklama bekliyordu benden. "Anlat Batuhan, dinliyorum."
Bana yalnızca çok çok ciddi olduğu zamanlarda Batuhan derdi. Onun dışında hep Batu'ydum ben...
Gergin bir nefes vermekten geri duramadım.
"Ne anlatayım abi..?"
Sorumla birlikte hırçın bir nefes verdi ve "Anlat!" dedi yeniden. "Kim bu içerideki kız?"
"Açel." dedim bir anlık boş bulunarak. Sonra yavaşça boğazımı temizledim. "Yani Açelya. Bizim..pastanede çalışıyor."
"Pastanede, öyle mi?"
Gergin bir tavırla şakaklarını ovuşturup sabır dilenircesine gözlerini kapattı. Ardından tekrar açtı ve gözlerimin içine dikti hançerli bakışlarını. "Pastanede çalışan kızın burada işi ne?" dediğinde sesinde bastırmaya çalıştığı bir öfke vardı. Neden bilmiyorum, ama delirmiş gibiydi. Ve abim kolay kolay sinirlenen biri değildi normalde..
Belli belirsiz omuz silktim.
"Yani.. Bunun ne gibi bir sakıncası var ki..? Biz Açel'le-"
"Ee Batuhan??"
Ses tonu yükseldiği için şaşkınca duraksayıp yutkundum. "Arkadaşız" desem daha çok sinirlenecek, ağzıma edecekti muhtemelen. Çünkü onun gördüğü kadarıyla pek arkadaşa benzemiyorduk.
Bu yüzden şu dün konuştuğumuz "Sevgili simülasyonu" oyunundan da destek alarak "Açel benim sevgilim." dedim hiç düşünmeden. Ama galiba yanılmıştım, çünkü abim zerre sakinleşmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella Vista (+18)
Genç Kız EdebiyatıBu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!! Aşağıdaki alıntı hikayenin bir bölümünden olup, bir mesajlaşma kısmıdır. Fakat hikayenin "texting" türünde olmadığını belirtmek isterim. (Bu arada, Bella Vista bir çeşit tatlı ark...