Medyadaki şarkı bu bölümde bahsi geçen şarkı, dinlemeniz rica olunur..
Keyifli okumalar..
______________________________________Bir şey söylemedim. Gülmedim de.. Yani gülesim geldi ama dudağımı ısırıp engel oldum çünkü hoşuma gittiğini düşünmesini istemiyordum. AMA HOŞUMA GİTMİŞTİ..
Ki bence bunu o da biliyordu ama, neyse..
Hazırladığımız pizzaları fırına attıktan sonra birlikte sohbet etmeye devam ettik. Ama artık çok soru sormuyordum çünkü acıkmıştım iyice. Fazla aç olunca konuşasım gelmiyordu.
Ve pişen pizzaların kokusu mutfağa yayıldıkça daha fena oluyordum. Masadan aşağı sarkıttığım ayaklarımı sabırsızca sallarken kendi kendime söylendim.
"Ne zaman pişecek bunlarr??"
"Az sabırlı ol." dedi Batuhan tezgaha yaslanmış bir şekilde beni izlerken. "Bir 5 dakikası daha var.."
Dudak büzüp kafa salladım pek memnun olmayarak. Batu bu halime hafifçe gülümsedi.
"Ben çok konuşan birini istiyorum diyince bir sessizleştin sanki sen.."
Ona kaşlarımı çatarak baktım çünkü alakası yoktu. Dediğim gibi, aç olduğum için pek konuşmuyordum. Yoksa.. Onu istiyordum tabiki.
Ama "Sussana!" dedim yalnızca. Sonra yine fırına kaydı gözlerim. "Pişti gibi.."
Batuhan bana gülerek buzdolabına yaklaşırken "Daha değil." dedi fırına bile bakmadan. Sonra buzdolabını açıp içine biraz göz gezdirdi. "Ne içmek istersin bu arada..?"
Bende oturduğum yerden buzdolabına baktım onun gibi. "Bilmem, fark etmez.." Sonra bakışlarım buzdolabının içinde değil de, tezgahın köşesinde duran bir şişeye kaydı. "Şu ne?"
Batu gösterdiğim yere bakıp "Şarap." dediğinde hiç düşünmeden "Onu içmek istiyorum!" dedim. Biraz fazla mı heyecanlı oldu, emin değilim.. Ama hiç şarap içmemiştim hayatımda. Merak ettim.
"Şarap mı içmek istiyorsun?"
Bunu öyle bir sordu ki, izin vermeyeceğini düşündüm. Neden bilmiyorum belki de içmemi istemiyordu ama, ben hevesle kafa sallayınca "Peki.." dedi yalnızca. "Biraz içebiliriz herhalde."
"Biraz.." diye tekrar ettim onu. Sonra 2 tane kadeh çıkarıp şarapları sakince dolduruşunu izledim.
Kadehlerden birini bana uzattığında elinden alıp "Şimdi.." dedim merakla. Sonra onun elindekini işaret ettim. "Kadehlerimizi tokuşturacak mıyız?"
Nedense bu söylediğime kahkaha attı. "Neden böyle şeyler istiyorsun?"
Ne bileyim ben..? Böyle değil miydi bu işler? Filmlerde falan hep görüyorduk yani.. Hem ne olmuş heves etmişsem???
Sorusuna yalnızca omuz silktim. Sonra kadehimi kaldırıp "Şerefe!" dedim filmlerdeki gibi şımarıkça. Beni gülerek izliyordu..
"Neyin şerefine?"
Hmm.. Güzel soru. İşte bunu hiç düşünmemiştim. Kaldırdığım kadehi geri indirirken dudak büzdüm. "Bilmiyorum ki.."
Yanıma yaklaşıp elindeki kadehi masanın üzerine bıraktı ve yine iki yanımdan masaya yasladı kollarını. "Başka şeylere kadeh kaldırabiliriz.." Sesi imalı ama huzur vericiydi.
"Neye?" diye sorduğumda yüzüme yaklaşıp tenime sürttü dudaklarını. "Güzelliğine.." dediğinde sesi fısıltı gibiydi artık. Sıcak nefesi yanağıma sürtünürken sesi ritmik bir hal alıp aşina olduğum sözleri söyledi kulağıma. "Teslimiyetim, geçmiyor niyetim.. Sardım güzelliğine.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella Vista (+18)
ChickLitBu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!! Aşağıdaki alıntı hikayenin bir bölümünden olup, bir mesajlaşma kısmıdır. Fakat hikayenin "texting" türünde olmadığını belirtmek isterim. (Bu arada, Bella Vista bir çeşit tatlı ark...