Sevgili Simülasyonu

3.1K 106 24
                                    

______________________________________

Allah kahretsin, Allah kahretsin, Allah kahretsinnn!! Şimdi öküz gibi içeri dalacaktı hayvan herif!

Kapının açılma sesini duymamla birlikte altımdaki örtüyle yer değiştirmem bir oldu. Hızlı ve panik dolu bir hareketle doladım örtüyü yarı çıplak ve ıslak olan vücuduma. Böyle saçma bir durumda, gerizekalının biri tarafından basılmak da anca benim gibi bir bahtsız bedevinin başına gelebilirdi zaten..

Neyseki Batu anında önümde siper olmuştu da Atlas beyinsizi görmemişti hiçbir şey. Ama ne bok yediğimizi anlamıştı tabii.. Bu yüzden fal taşı gibi açılmıştı gözleri...

Batuhan arka arkaya küfürler edip onu azarlamaya başladığında ise aptal bir sırıtış yerleşti Atlas'ın suratına. "Siz ikiniz.. Şey mi yapıyordunuz?" dediğinde nedense çok eğleniyor gibiydi. "Sizi gidi çifte kumrular siziii!!"

Kendi kendime göz devirdim ve biraz daha sıkı sarıldım örtüye. Batuhan ise hala sövüyordu..

"Oğlum sen salak mısın lan? Hasta mısın, ne sikime dalıyorsun odaya camış gibi?? Bak harbi sikicem belanı, Atlas. Siktir git lan şurdan!!"

Batu'nun söylediklerine yüzde yüz katıldığım için kafa sallayarak destek verdim ona. Sonra "Hala duruyorsun!" diye söylendim Atlas'a. "Sapık.. Defolsana be!"

Yüzsüz gibi sırıtmaya devam etti.. Ama yine de "Tamam tamam.." diyerek çıktı odadan. Kapının arkasından sesi hala geliyordu. "Kolay gelsin sizeee! Hayırlı işler, bol güneşler.."

O gidince oflayarak Batu'ya döndüm.

"Az kalsın çok saçma bir şekilde yakalanacaktık!"

Umrunda değilmiş gibi omuz silkti. "Sorun bu değil.." dediğinde üzerimdeki örtüde geziniyordu gözleri. "Ne yaptığımızı bilmesini umursamıyorum. Önemli olan seni.. Bu halde..görmemesi, anlıyor musun?"

Şarapla ıslanan vücudumu görmezden gelerek kaşlarımı çattım. "Ne varmış halimde??" Sesim biraz tripliydi yine. Onun çelişkili ya da belirsiz tavırları yüzünden huysuzdum..

Batu da pek memnun sayılmazdı bu durumdan. "Çıplaksın ya hani?!" dediğinde bir tık sinirli gibiydi. Üzerimdeki örtüyü çekmek için elini uzattı. "Şu haline bak.."

Yine aynı soruyu sorarak "Ne var halimde ya!?" diye sızlandım. Az önce ağzının suyu akıyordu beni şarapla ıslatırken. "Sanki hoşuna gitmiyor.."

Örtüyü kenara çekip açığa çıkan vücuduma bakarken "Gidiyor.." diyerek dürüst davrandı. "Vücudun hoşuma gidiyor da.. Hareketlerin gitmiyor."

"Ne?" dedim biraz yüksek sesle, şaşırarak. Sanki mümkünmüş gibi kaşlarım daha çok çatıldı. "Ne var benim hareketlerimde??"

Sanki soruma verecek cevap bulamıyormuş gibi iç çekti bana bakmaya devam ederken. Ya da cevap belliydi ama söylemeye cesaret edemiyordu..

"Ne bileyim, Açel. Yani şu yaptıklarına bak, seni buraya getirmesem.. Atlas'ın önünde görevi tamamlayacaktın. Sonra onun önünde bana dokunmaktan çekinmemen var tabi bir de.. Zaten oyunun uygun olmadığını söylememe rağmen ısrar etmen başlı başına bir hata!! Derdin ne anlamış değilim.."

Bütün bunlar ne demekti, cidden çözemiyordum. Bir süre susup somurttum boş boş.

Sonra kafamı yana eğip "Eee?" dedim anlamadığımı belli ederek. "Ne olmuş bunları yapmışsam?? Sanane.."

Benimle ciddi şeyler düşünmeyen kendisi değil miydi sanki..? Yaptıklarım onu ne ilgilendirirdi ki??

"Ne demek sanane Açel??" derken siniri kaybolmuş, yerine başka bir duygu gelmişti adeta. Bir tık kırılganlık gibiydi, bilemedim. "Baksana, senin için ne anlam ifade ediyorum ben??"

Bella Vista (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin