Şöyle bi içimden geldi paylaşım dedim djehdushiw
Harry'nin dudaklarından o isim döküldüğü anda herkes şok içinde bir kaç adım geri gitti...
Final maçının üstünden tam bir buçuk hafta geçmişti. Bu gün 24 Haziran'dı. Yani Cedric'in geleceği gün. Herkes gibi bizde hazırlanıp avluya indik. Kaç dakika orda öylece bekledik bilmiyorum ama Profesör Dumbledore ve Cedric geldiğinde öğle vaktini biraz geçmişti ama yinede güneş kavurucu sıcaklığıyla tepede duruyordu. Neyseki okulun devasa duvarları avlunun büyük bir kısmını gölgede bırakıyordu.
Bütün bu kalabalık, bina ayırmaksızın, herkes büyük bir coşkuyla Cedric'i alkışlıyordu. Üç Büyücü Turnuvası'nı birincilikle bitirmişti.
Etrafı o kadar kalabalıktı ki bırakın yanına yaklaşmayı onu göremiyordum bile. Herkes Büyük Salona gidene ve kalabalık azalana kadar bekledim. Bu ortamda ona asla ulaşamazdım. Sonunda Büyük Salonda onu kendi masasında otururken gördüğümde hızla ona doğru koşmaya başladım. Cedric beni görünce gülümseyip ayağa kalktı ve kollarını açtı. Hiç çekinmeden kendimi onun üzerine attım. Cedric beni kaldırıp etrafında döndürdü. Sonunda ayrıldığımızda Harry'ler de yanımıza gelmişti.
"Kazanacağından hiç şüphem yoktu!" Dedim saçlarını karıştırken. Boyu benden uzun olduğu için parmak uçlarımda yükselmem gerekmişti.
"Yalancı" diyip güldü Cedric, hemen ardından Harry'nin uzattığı eli sıkıp sarıldılar. Tebrik faslını geçtikten sonra Cedric yeniden bana döndü ve beni kolunun altına alıp çıkışa doğru yürümeye başladı.
"Quidditch maçını kazandığını duydum" dedi gurur duyduğunu gizlemeden
O gün yaşananları hatırlayınca yüzüm düşmüştü. Voldemort'un dönmesine ayrı, ölümden dönmemize ayrı, kimsenin bize inanmayışına apayrı üzülüyordum. Malfoy'un beni arkamdan vurmasını ise saymıyordum bile, ama galiba içlerinden en çokta buna üzülmüştüm. Cedric yanlış bir şey söylediğini fark edip konuştu.
"Özür dilerim Y/N, seni üzmek istememiştim"
"Önemli değil.."
Aramızda tuhaf bir sessizlik oluşmuştu. Cedric derin bir nefes alınca anlamıştım ki ağzındaki baklayı çıkarmaya karar vermişti.
"Y/N, ben, bazı dedikodular duydum. Doğrusunu senden duyana kadar bunun hakkında konuşmak istemedim-" elimi kaldırıp Cedric'in susmasını sağladım ve ben konuşmaya başladım.
"Tam olarak ne duydun bilmiyorum ama Harry ve benim deli olduğumuz kısmı tamamen yalan. Önce o konuya bir açıklık getirelim"
Cedric küçük bir kahkaha attı ve konuştu. "Bunu duyduğum iyi oldu"
Cedric'in pazısına sertçe yumruk attım. Cedric ise buna daha çok gülüp beni kollarıyla sarmaladı. Ve ekledi
"Ayrıca günün birinde delirirsen de seni sevmeye devam ederdim"
"Yalancı"
"Hiçte yalan söylemiyorum ve söz veriyorum. Bir gün delirirsen seni en çok sevecek kişi ben olacağım" dedi. Cedric bana hiç sahip olmadığım abim gibi davranıyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu
"Khm-khm. Rahatsız etmiyorum ya?"
Kafamı Cedric'in kollarından kurtarıp bu tanıdık sesin sahibine çevirdim. Malfoy'u karşımda gördüğüm anda kendimi Cedric'ten iterek uzaklaştırdım. Sanki yanlış bir şey yaparken annesine yakalanmış bir çocuk gibi hissediyordum kendimi.
"Bir şey mi isteyecektin Malfoy?" Diyen kişi soğukkanlılığını koruyan Cedric olmuştu.
"Sadece seni tebrik edecektim" diyip elini uzattı Malfoy.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy
FanficMalfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfoy ve Black daha fazla vakit geçirmeye başlayınca ikisi de gerçekten birbirlerinden nefret edip etmed...