Nolur bol bol yorum yapın hem etkileşim açısından çok önemli hemde yorumlarınızı tek tek okumak çok keyifliiii♡
Bu sorumunda yanıtsız kalmasını umursamayarak kendimi uykunun kollarına teslim ettim..
~
Günler haftaları haftalar ayları kovaladı. Yaz tatili sona erdi. Herkes heyecanla okula dönmek için hazırlanıyordu. Ben hariç, yaklaşık 3 ay önce yaşananlardan dolayı çok stresliydim. Malfoy'u yeniden görme düşüncesi kalbimi hem neşeyle dolduruyor hemde kor gibi yakıyordu.
Yatağımda oturmuş kucağımdaki yepyeni duran günlüğüme bakıyordum. Acaba bu da öncekiler gibi acıyla mı dolacaktı yoksa bu defa beni şaşırtıp heyecan dolu satırlarla mı süslenecekti?
Zaten sonuna kadar açık olan kapımın tıklatılmasıyla kafamı kaldırıp kimin geldiğine baktım. Sirius elinde küçük bir hediye kutusuyla kapıda duruyordu. Yatakta hafifçe yana kayıp Sirius'a yer açınca içeri girip yanıma oturdu.
"Nasıl hissediyorsun?" Bendeki endişeyi seziyor olmalıydı çünkü bu öylesine sorulan bir soru değildi.
"Bilmiyorum, yani aslında tuhaf hissediyorum"
"Anlıyorum, bende senin yaşındayken bazı kalp kırıklıkları yaşamıştım.."
Bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. Çünkü biliyordum ki konuşmaya başladığım an kimden bahsettiğimi anlayacaktı. Üstelik ona kalp kırıklığı yaşadığımı bile söylememiştim. Aramızda geçen uzun ve rahatsız edici sessizliği bozup Sirius'un elinde tuttuğu hediye kutusunu göstererek konuşmaya başladım.
"O ne?"
"Ah, bu senin için küçük bir hediye" dedi kutuyu bana uzatırken.
Sirius'un gözlerine uzun uzun baktıktan sonra hediyeyi açtım. İçinden zincirlerin etrafına takılmış beş küçük taş olan bir bileklik çıktı. Taşların her biri içinde renkli sıvılar olan cam kürelere benziyordu. Teşekkür etmek için Sirius'a döndüğümde bilekliği elimden alıp bileğime takarken açıklama yapmaya başlamıştı.
"Y/N, bu sıradan bir bileklik değil. Bu dilek taşlarıyla oluşturulmuş sihirli bir bileklik. Etrafında yedi taş olan bu tılsımlı bileklik sana yedi dilek hakkı bahşeder. Ama bu seni yanıltmasın, sadece belirli dilekler dileyebilirsin. Mesela şans, cesaret, özgüven, cazibe gibi soyut şeyler" dedi ve sustu.
"Ama burda beş taş var?" Dedim soran gözlerle
"Biliyorum, iki dilek hakkını ben okul yıllarımda kullanmıştım" dedi mazinin getirdiği hatıralarla gülümseyerek
"Bu senin bilekliğin miydi?"
"Evet, sana yeni bir tane yapmak isterdim ama bunun yapımını sadece annem biliyordu ve anlayacağın üzere sadece Black ailesine özel bir şeydi bu"
"Sirius, çok teşekkür ederim ama ben bunu kabul edemem" evet, kabul edemezdim. Düşünsenize size beş dilek hakkı sunuyorlar ve siz onu başka birine hediye ediyorsunuz.
"Sana, bunu alır mısın diye sormadım Y/N"
"Ama Sirius, bu çok kıymetli bir şey, ben bunu nasıl kabul edebilirim ki?"
"Güzelim, emin ol buna benim ihtiyaç duyduğumdan daha çok ihtiyacın olacak"
Daha fazla söylenecek bir şey olmadığı için Sirius ayağa kalkıp çıkışa yönelmişti. Aklıma takılan bir soruyla onu durdurdum.
"Sirius, söylesene, sen ne için kullanmıştın?"
Sirius hafifçe gülümseyip cevap verdi.
"Güç ve şans" daha sonra odamdan çıkıp beni yalnız bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy
Hayran KurguMalfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfoy ve Black daha fazla vakit geçirmeye başlayınca ikisi de gerçekten birbirlerinden nefret edip etmed...