🔫1. Lem-Yezel, Tanıtım

11.8K 314 55
                                    

🚨Mihre-i Lem-Yezel🎨

Bismillahirrahmanirrahim

Araf Suresi, 19. ayet: Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.

(Mihre -i Lem-Yezel)
(Güneş kadar parlak sevginin, sonsuz ve ebedi oluşu)

1.Bölüm
(İlk karşılaşma-Tanıtım)

O tatlı kokulu masanın başında,elinde kitabını okuyan,bir yandan misk kokularının kendisinde bıraktığı huzurun tadını çıkaran bir kadın düşünün. Hayatının tamamı şans ile donatılmış biri...hah işte o ben değilim. Ben tamamiyle bahtsız bir bedeviyim.

Hasta kız kardeş ve yaşlı bir kadına bakmak zorundayım. Evet polyanna hayalleri olan kitap karakterlerine alışıksınız beni görünce şaşırdınız tabi. Bugünde alacağım ilaç parasını iptal ettiler. Bir de pişkin pişkin "Mihre Hanım ben bu çizimi iptal ediyorum,çünkü bana hitap etmedi"demez mi? Ahh bak yine aklıma geldi.

Evet ben bir şey yaptım. Kalktım gittim hayallerimin peşinden gidip resim öğretmeni oldum ama atama sınavına 9 ay var! İş yok, para yok! Geçimimi çizimle sağlıyordum. Bu alacağım da 5 bin civarı bir şeydi. Evet iki kişiye bakmak için az bir miktar ama...mecburdum.

Hayır arkadaşım madem iptal edecektin son dakikaya mı bırakılır? Bana o cibiliyetsiz fotoğrafını yapmadan önce haber verseydin ya! Tabii ben senin o gebeş suratına hayranım ya evimin duvarına potrelerini asacağım! Ayh gerçekten çıldıracağım!

"Tamam. Söylesen anlamaz mıydım? Son dakika iptal etmek nedir ya! Allah'ım kafayı yiyeceğim ramak kaldı!"

Kolumdaki serumun verdiği sızıyla başımı kaldırıp baktığımda bitmişti. Evet üzüntüden soğukta kalmış bir de üstüne ağız burun birbirine girmiş halde hastalanmıştım. Ne uğruna? Hı söyleyin ne uğruna?

Yavaşça eğilip "Hemşire hanım bakar mısınız?"dedim. Gözlerim oradan oraya koşan insanları arıyordu ama yoktu. Allah sağlıkçıların yar ve yardımcısı olsun. Az önce kusan,işeyen,bağıran her türlüsü vardı. Şahsen çocuklara bakmak daha kolay geliyor.

Tekrar eğilip "Hemşire!"dedim. Yok ay o da yok! Ayaklarımı sedyeden sarkıtıp ayakkabımı giyecekken seruma kan gitmeye başlamıştı. Ha bir de sen gel!

"Allah'ım ben şu an neyle sınanıyorum! Allah'ın bir kulu bakmıyor. Atanma desen atanamadım, çalışma desen imkanı bile yok, evlilik desen değil birinin karşıma çıkması yanımdan geçesi bile yok! Hemşireler mi bakacak?"

Çünkü neden ben bir farenin bu dünyada yaşam mücadelesi verişi gibi yaşıyorum. Evet,ortada bir mücadele var ama benimki en fazla arbede şeklinde.

"Ben alıverem gızımı"

Duyduğum yaşlı sesle edilemediğim için çarpılmış gibi giymeye çalıştığım ayakkabım ile öylece kaldığım sırada başımı kaldırdım. Yan sedyede bir teyze aynı benim gibi serum taktırmış beyaz tülbentini başına tamamen sarmış yatarken gülerek bakıyordu.

Aman teyze geç kalma bir de sen çık başıma olur mu? Hani olurda bir yüzüm falan güler hemen müdahale et olur mu? Benimle dalga geçiyorlar. Yerimden kalkıp "Kız teyze ben onu mu dedim? Bak kan gelmiş yüz beş kilo kanım akıyor seruma! Amaan gidip bulayım ben." Deyip yanlara düşen botumu sürükelemeye başladım. Dappeden çıkmış halimle bir elim havada serumu tutuyor, ayaklarım ayakkabıyı sürüklüyordu.

Mihre-i Lem-YezelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin