🚨 Mihre-i Lem-Yezel 🎨
Nur Suresi'nin 32. Ayeti: İçinizden evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden de evliliğe müsait olanları evlendirin. Eğer onlar fakir iseler, Allah onları lütfuyla zengin eder. Çünkü Allah'ın lütf-u keremi çok geniştir; O her şeyi hakkıyla bilir.
50.Bölüm
Final
Yatak odası gezmesini yukarıda çağırılmayla bitirmiştik. Yukarıda yemeğe çıktığımızda babaannelere mutfağa girmiştim. Onlarla güzel sofralar hazırlıyor, sohbet ediyordum. Ellerimde tabakları masaya bıraktığımda Yasin gidip kapıyı açtı. O sırada Eda'nın coşkulu sesi geldiğinde aile tamamdı. Herkes masa başına toplanmış sohbet eşliğinde masaya oturuyordu.
"Şükürler olsun haydi buyurun"
Babaanne ile yemeğe koyulduğumuzda çorbamdan bir kaşık aldım. Babaanne gülerek baktı ve "Ehh artık koca koca insanların sesinden bıktık. Böyle Gözde gibi minik minik çocuk sesleri gelse ne güzel olur"dediğinde çorbaya ekmek banıp ağzıma götürdüm.
Çiğneyerek onlara bakarken gözlerin bana Eda'nın gözlerini ayıra ayıra bana baktığını gördüm. Ne oldu? Çocuk dedi benimle ne alakası var? Başımı salladığımda kız salağa bakar gibi bakıyordu. O sırada başımı çevirdiğimde Hamza sırıtmış tabağıyla bakışıyordu. Ha biz mi? Doğru ya şurada tek evli çift biz olduğumuza göre...muhtemelen biz!
Yutkunup arkama doğru yaslandığım sırada birden bir el hissettim. Ellerimin üzerinde duran ve sıcacık olan eller...
Aslında yel estikçe kokusunu hatırlatan, baktıkça onu gördüğüm çocuklar...ne güzel olurdu. Midemin bile kelebeklendiği düşüncelerin güzelliğini düşünmeden edemiyordum. Ona benzeyen, bana benzeyen bir güzellik olacaktı. Gözleri ona benzeyen, gülüşünde onu bulduğum güzellik...
Beni onu tanıyordum. Ruh ikizi olur ya, onu görünce yıllardır tanıyor gibi hissedersin...öyleydim. Hamza, ailemin gidişiyle gelmiş ailemdi. Öyle başka bir hissiyatım var ki sanki yokluğuyla sınansam kahrolurum gibi...sanki bir gün gidecek olsa mahvolurum gibi... Allah'ım ben ne onun yokluğuyla ne de varlığıyla sınanmak istemiyorum.
Ellerin sıcağından mahrum etme beni. Her geçen gün daha çok alışıyorum, her geçen saat daha da yaklaşıyorum. Evet ben sanırım onu istiyorum. Gerçek bir yuvayı, bir çocuğumuz olmasını istiyorum. Onun her şeyini her şeyiyle istiyorum.
Baktığım ellerine diğer elimi koydum ve gülümseyerek hafifçe ona doğru eğildim ve o mavilere hayran hayran baktım. Hayranlıkla baktığı gözlerine tebessüm ettim. Eğildiğimde yaklaştığım omuzu üzerinde durdum ve sadece onun duyacağı şekilde "Gözleri sen gibi olacak bir bebekse neden olmasın"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mihre-i Lem-Yezel
EspiritualBizim silahımız vardı. Benim elimde fırça ve paletten onun ise sahiden silahı vardı. Çizime zarar verme kaç yıldan başlar bilmem ama cezan sadece bir gece...bir gecen bana ait