Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3
Ulsan Seul arası uçuşunu tamamlayan uçak tekerlerini piste değdirdiği anda minho derin nefesler almıştı. Yükseklik korkusu olduğu için uçak seyahatleri onun için zorlu olsa da sürekli farklı şehirlere iş nedeniyle gitmesi gerektiğinden alışmaya çalışıyordu.
Dolandırıcılıkta bir yerde zorlu bir meslekti sonuçta.Nerdeyse boşalan uçaktan yanındaki felix ve hyunjin de kalkıp inerken chanı aradı gözleri. Onu göremediğinde de çıktığını düşünüp hızla kendisini dışarı atmıştı. Yeterince garip kokulu, boğuk havayı solumuştu.
Yüklü miktar para ve çalıntı bir tarihi eser ile uçağa binemiyecekleri için mark ve heachanı önden kiralık bir araba ve valizleri ile birlikte göndermişlerdi.
Bu yüzden kafası da rahattı. Birde tek tek valizleri aramakla uğraşamazdı.Ellerini cebine koymuş ve sallana sallana havalimanın koltukların da oturan çete üyelerinin yanına vardı.
"Eee ne yapıyoruz?"
Hyunjin omuz silkip telefonu ile ilgilenmeye devam etmişti. Felix ise dudaklarını büzüp chana bakmıştı.Chan telefon görüşmesini bir kaç kelimeyle bitirmiş ve elini saçlarından geçirerek ona bakan arkadaşlarına dönmüştü.
"Polis çevirmesi varmış havalimanı yolunda.
Mark, heachanı ve eşyaları eve bırakıp öyle bizi almaya gelecek. Yarım saat daha burdayız."Felix sıkkın bir nefes verip online oyun oynayan hyunjine sırnaşıp onu da oynatması için ikna etmeye çalışırken chan da koltuğa oturup kafasını geriye atıp uyuma pozisyonuna geçmişti. Dün gece herkes uyurken kendisi uçak biletleri ve kimlikleri halletmişti.
Minho bir süre etrafına bakınmış yapacak bişey bulamayınca kahve almak için gözüne bir cafeyi kestirmişti. Diğerlerine sorduğunda istemediklerini söylemişlerdi. Minho ise omuz silkmiş ve havalimanının sonundaki cafeye ilerlemişti.
...
Jisung Amerika kore arası olan uzun uçuşunun ardından ağır bagaj taşıma arabasını bir köşeye bırakmış ve kendini koltuğa atmıştı.
Doktorasını birincilikle bitirdiği haberi Ghim ailesi tarafından duyulunca jisungu evlerinde küçük bir kutlama yapmak için davet etmişlerdi.
Koreye geldiğinde aklında sadece bir kaç hafta kalmak vardı ancak annesi büyük babasının planlarından ona bahsetmesiyle koreye kesin dönüş yapmasını istemişti. Bütün eşyalarını Kargoyla göndersede bir kaç valiz ve kendisi için önemli olan ve yanından ayırmak istemediği eşyaların bu kadar ağır olacağını düşünememişti.Ayrıca üstüne üstlük ailede anne ve babasından sonra en sevdiği evin şoförü Changmin polis çevirmesi yüzünden trafiğe taklıp geç kalacağını haber vermişti.
Valizleri bir köşeye yığmış ve sorun olmadığına emin olduktan sonra aracı ilk aldığı yere ilerlemişti.
Görevliye teslim ettikten sonra ilerdeki kahve otomatıyla en azından bir süre uykusuzluğunu giderebileceğini düşünmüş ve şekersiz bir espresso almıştı.İlk izlenime göre Kore fazlasıyla gelişmişti.
Nerdeyse japonyayla kıyaslanabilecek kadar ilerlemişti.
En son on yıl önce amcasının eşinin büyük babasının aklına girmesiyle Japonya ya gönderilmeden önce görmüştü. İnsanlar şuanın aksine o zamanlar fazla yobaz ve geri kafalılardı. Şimdi gördüğü üzere büyük şehirler gerçektende büyümüştü.Ailesi ile arası pek iyi değildi. Annesini çok sever ve onunla sürekli konuşmaya bayılırdı. Yaşı ilerlemiş olsa da zeki ve bilgiliydi. Babasını ise sevsede onunla arasına mesafe koyduğu için pek görüşmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love seeking revenge Minsung
FanfictionBir insanı sevebilirsiniz , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız. Tabi bazen bu teori değişebilir de Bir insanı sevmeye de bilirsiniz en nihayetinde , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız.