Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen <3
İşler gittikçe karmaşıklaşıyordu, en azından jisung için durum bundan ibaretti.
Dün akşam erkenden dinlenmek için genç beden onlardan ayrılmış ve annesinin onun için temizlettiği küçük ve evin en arka odasına ilerlemişti.
Aslında odasının değiştiği söylenmişti ancak jisung kabul etmemişti.
Odasını seviyordu. Yıllar önce içinde ne kadar kötü anısı olsa dahi.Büyükbabası küçükken en büyük ve en göz önündeki odaları göz bebeği olan torunlarıyla doldurmuş ve ailenin yüz karası olarak gördüğü Jisungu arka odaya layık görmüştü ve bu jisung için bir nimetti.
Odasına gittiği gibi kendini uykuya bırakmak yerine annesine emanet ettiği çiçeklerini sulayıp onları selamlamış ve gelirken Changmin hyunguna zimmetlediği yeni çiçekleri kutulardan çıkarıp odasında ki yeni yerlerine yerleştirmişti.
Sabah ise erken saatlerde Japonya da ki okul hayatı yüzünden erkenden uyanmış ve onu kahvaltı masasına davet eden büyükbabasını kırmamıştı.
Sessiz ama diken üstünde geçen kahvaltının ardından annesinin uğurlaması ile kendisine tahsis edilen şoförlü arabaya binip şirkete varmıştı.
Şimdi ise şirket dosyalarının önünde bulunduğu büyük toplantı masasında iki amcası, kendisinden büyük erkek kuzeni , babası ve büyükbabası ile ilerleyeceği plan doğrultusunda konuşuyordu ve işler çıkılmaz bir hâl alıyordu.
Büyük şirketlerin illegal yollarla kazandığı ihale davaları, küçük şirketlerin patent davaları, kaçak eserler yüzünden yakalanan ancak tutuksuz yargılanan ünlülerin dosyaları, Ceoların çalışanlarına uyguladığı tacizlerin ve aşağlamalarının toplandığı dört kutu dolusu dosya.
En önemlisi de Ghim Grup olarak savunulacak kişilerin hepsinin gerçektende suçlu olup hüküm giymesi gereken taraf olması.
Belki önündeki dosyadaki herkesi, yalancı şahit yada sahte dosyalar ve belgelerle kurtarabilirdi. Çok iyi bir savunma ve kendinden emin bir duruşla hepsinin üstesinden gelebilirdi. En azından bu evden ayrılan küçük jisungun karakteri bunu yapabilirdi.
Ancak bu yeni edindiği benliği ve vicdanı arasında ki çelişkiyle hayatına devam etmesi gerekecekti. Yeni Jisung bunu kaldıramayabilirdi.
Kafasını gömdüğü diğerlerine oranla biraz daha masum duran davayla baş etmeye çalışırken hareket eden sandalye sesi ile başını kaldırmıştı.
En büyük kuzeni Byung-ho elinde iki tane dosya ve omzundan sarkıtığı çanta ile hareketlenmişti.
"Ben çıkıyorum büyükbaba. Bir saate duruşmam var. Müvekelim ile görüşmeliyim."Kun-woo'nun başını salamasıyla Byung-ho odadan çıkmıştı.
"Herşey göründüğü kadar basit olmadığının farkındasındır umarım Jisungie."
Oğlunun çıkması üzerine konuşmaya başlayan Kun-woo'nun en büyük oğlu teamin , jisungun bir anda ailenin göz bebeği olmasından rahatsız görünüyordu. İki oğlu da Kore deki en iyi okulları birincilikle bitirmiş olsa da sırf yurt dışında okudu ve yabancı haber kanalarında övgüyle bahsedildi diye en küçük kardeşinin oğluna yıllarını verdiği şirketi kaptırmayacaktı.
" Kuzenlerinde okudukları okulları birincilikle bitirdi ve sen onlardan daha üstün olmadığını unutma lütfen. Bir anda göklere çıkmış olman bir anda yerle bir olmayacağın anlamına gelmez. Dikkat et ve bunu en sevdiğin amcandan bir tavsiye olarak düşün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love seeking revenge Minsung
FanfictionBir insanı sevebilirsiniz , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız. Tabi bazen bu teori değişebilir de Bir insanı sevmeye de bilirsiniz en nihayetinde , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız.