Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3
Gecenin ilerleyen saatleri altı kişinin bulunduğu salon da gergin dakikalar yaşanıyordu.
"Felix! Çıldırtma beni, hızlı oku şu nalet şeyi."
Hyunjin hiddetle felixe bağırırken genç olan irkilip hızlı okumaya başlamıştı.
"Chan, bro ben insanım, robot değil eğer biraz daha hızlı okursan dosyaları kafana geçirdiğim gibi evi terk ederim."
Chan yüzünü sıvazlerken ofladı. Başı çatlıyordu. İlk geldiklerinde şaşırsada bir süre sonra herkes bir yere dağılmış dosyaları bilgisayarlara geçirmeye başlamışlardı. Üç bilgisayar olduğu ve üç kişi de pek bilgisayardan anlamadığı için küçük gruplara ayrılmıştı. Biri dosyadaki önemli bilgileri okurken diğeri ise klavyeyle savaşıyordu.
Üç gruptan en sessizi minho ve jisungtu. Jisung minho yavaş okusada sesini çıkarmıyor ve ona uyum sağlıyordu. Uyum sağladığı için tartışmıyor ve işlerini daha hızlı bitiriyolardı.
Bir süre sonra ilk pes eden felix olurken son bir kaç sayfayı da kendi başına bitiren hyunjin jisungun ona verdiği flaş belleğe tüm bilgileri kaydetmiş ve oturduğu tekli koltukta kayarak rahat bir pozisyona geçiş yapmıştı.
Jeongin de işini bitirip aynı işlemi yaparken chan herkes için kahve yapmaya mutfağa ilerlemişti.
Minho ise dosyayı okumayı bitirdikten sonra hala birşeyler yazmaya devam eden jisungun odunsu ve ferah kokusunu solurken bir yandan da yüzünü izlemeye dalmıştı.
Gözleri uzun süre bilgisayar ekranına baktığı için kızarmış ve uykusuzluk göz altlarının şişmesine neden olmuştu. Dudaklarının rengi su içmediğini belli ederken dudağının kenarında ki yara onu iyice hasta gibi gösteriyordu.
Bir dakika, dudağındaki yara?
Minho ilk geldiği zaman görmediğine emin olduğu yaraya bakarken kalbi sızlamıştı. Biraz daha dikkatli baktığında aynı yaranın kaş çevresinde de olduğunu görünce gözleri iyice kısılmış ve kaşlarını çatmıştı.
"Beni koruyamadınız majesteleri. Benim canımı çok yaktılar ve siz beni kurtaramadınız."
Aklında bir anda yankılanan sesle yaşaran gözlerini kapatıp ellerini başına koyarken ne yapacağını şaşırdı. Canının yandığını hissediyordu.
Bu işten iyice sıkılmaya başlamıştı.
Sürekli onu rahatsız eden ses artık yakasını bırakması gerekiyordu.Jisung kendisini izleyen adamla iyice rahatsız olurken bilerek biraz daha bilgisayarda oyalanmaya başlamıştı. Ona baktıkça geriliyordu ve eli birbirine dolanıyordu.
Sonunda çaprazında oturan beden gözlerini kapatırken kendisi de bilgisayarı kapatıp başını masaya yaslamıştı. Gece saat iki buçuğu geçerken hepsinin gözünden uyku akıyordu.
Chan saatin fazla geç olduğunu fark ederken kahve yapmaktan vazgeçmişti.
"Saat çok geç oldu bu gece burada kalın."Jisung konuşan bedenle başını kaldırıp toparlanmaya başlamıştı.
"Rahatsızlık vermeyelim. Yarın akşam tekrar bir bu kadar daha dosya ayırmam gerekiyor. Yine sizi de dahil etmem gerekebilir."Jeongin oflamış ve orta sehpanın önünden kalkıp uzun koltuğa yatmıştı. Amerika da büyüdüğü için böyle şeyleri pek sorun etmiyordu. Parti sonrası başka evlerde sabahlamaya alışkındı.
"Rahatsızlık vermezsiniz. Sabah erken kalkman gerektiğini söylemiştin. Bir de arabayla uğraşma."
Onu yarı yolda bırakan jeonginle jisungta teslim olmuş ve diğerlerine ayak uydurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love seeking revenge Minsung
FanfictionBir insanı sevebilirsiniz , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız. Tabi bazen bu teori değişebilir de Bir insanı sevmeye de bilirsiniz en nihayetinde , eğer onu yeterince iyi tanımıyorsanız.