(Gecikmeler için özür dilerim. Gün içinde paylaştığım ikinci bölüm. Sizi seviyorum.)
Üç gün sürem vardı.Üç gün...
Bu konu hakkında John'la arabada uzun uzun konuştuk. Bana bunun yanlış olduğunu söyleyip durdu. Bu iyi bir fikir değilmiş. Benim için hiçbir sakıncası yoktu. Bu olaydan kurtulmayı istiyordum sonuçta.
Eve geldiğimde annem beni kapıda karşıladı.
"Kızım," dedi ve sarıldı.
"Bugün Maria diye bir kadın geldi yanıma. Bana bir şeyler anlattı. Sence onlar doğru mu?" Annemle konuşarak oturma odasına gittik.
"Evet, çoğu doğru."
"Sence ne yapmam gerek?"
"En doğrusu bu gibi gözüküyor."
"Fakat John bunun yanlış olduğunu söyleyip duruyor. Neden bu konu hakkında bu kadar ısrar etti ki?"
"John haklı. Bazı yanları tehlikeli."
"Ne kadar tehlikeli?"
"Karşılığında senden istediği şeyi yapmazsan başın daha fazla belaya girer."
"Ama anne ben bunların hiçbirini isteyerek yapmadım."
İç çekti. "Biliyorum canım. Biliyorum."
"Anne korkuyorum."
Bana sarıldı."Korkma kızım."
"Ne yapacağımı bilmemek çok korkunç. Yardıma ihtiyacım var. Ve bu yardım beni bir beladan diğer belaya sürüklememeli."
"Haklısın. Bence bu işten vazgeçmeliyiz."
"Anne, hayır. Eğer o iblislerden kurtulma gibi bir şansım varsa bunu sonuna kadar kullanmak istiyorum."
"Tamam meleğim. Şimdi sen çık odana ve yat, uyu. Biraz dinlenmen gerek."
Kafamı onaylar anlamda salladım ve merdiven yukarı çıktım.
Odama girdiğimde Evan yatağımın üzerinde oturuyordu.
Kalbim pır pır etti.
"Selam," dedim."Selam."
"Nasılsın?"
"İyi. Cadılara mı bulaşacaksın? Başına bir bu belayı sarmadığın kalmıştı."
Ağzım açık ona bakıyordum. Ne diyordu bu böyle? Onu iki haftadan beri görmüyordum. Deli gibi onu özlemiştim. Ve onun dediklerine bir bakın.
"Beni azarlamaya mı geldin?"
"Hanna sen salak mısın yoksa saf mı?"
"Ne?"
"Bazen sana salak diyorum ama sen kesinlikle salak değilsin."
"Evan ne diyorsun anlamıyorum."
Kafam karışmıştı. Neden bana durduk yere hakaret etmeye başlamıştı?
"Bir insan gerçekleri göremeyecek kadar ya saf olur ya da salak. Sen salak değil safsın."
"Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi?"
"Yerine göre değişiyor. Şu an için kötü."
"Neden Evan?"
Yataktan kalktı ve yanıma geldi.
"Cadılarla iş birliği yapmanı kesinlikle istemiyorum."
"Neden? Bu benim şansım-"
Parmaklarını dudaklarıma bastırdı."Sus artık baş belası."
Gözlerini gözlerime sabitledi.
Aklımda bana söylediği sözler yankılanıyordu.Seni istiyorum...
Benim ol istiyorum...
Ben sadık biri değilim...
Tamam, bu kadar düşünmek yeterdi.
"Bu akşam çok istediğin bir şeyi yapacağız."
Ne?
(Yoruma Hanna'nın en çok istediği şeyin ne olduğunu tahmin edin ve yazın. Sizi seviyorum ♥♥)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğuş
FantasyHerkes orta çağ efsanelerini bilir. Kurt adamlar, vampirler, iblisler, cadılar, büyücüler ve daha niceleri. Peki ben size bunların gerçek olduğunu söylesem? Tabii bana inanmazsınız. Bu hikayedeki Hanna da ilk başta inanmamıştı. Ta ki onların gerçekt...