-28-

120 27 10
                                    

"Neden böyle oldu John?"

"Kaderinde bu varmış."

"Acı çekiyorum."

"Çekme."

Hıçkırarak onun omzuna başımı koydum. Az önce arabada ağlama krizine girmiştim. Açık hava iyi gelir düşüncesiyle John, beni arabadan dışarı çıkarttı.

Şu anda uçurumun kenarında oturuyorduk. "Asıl sorun ne biliyor musun?" diye sordum.

Göz ucuyla bana baktı. "Ne?"

"Öz annemin beni yetimhaneye bırakması."

İç çekti. "Belki de sana bakacak gücü yoktu."

"Belki," diye mırıldandım. "Ama insan evladını nasıl o yere bırakır?"

"Hanna, yeter artık. Üzme kendini."

"Hiçbir şey bilmiyorsun."

"Biliyorum!" diye bağırdı. "Şu anki acını biliyorum ve bu benim canımı sıkıyor." Aniden bağırmasının yarattığı şokla sessiz kaldım. "Özür dilerim."

"Ne için?" diye sordum çekingence.

"Bağırmamalıydım."

"Önemli değil."

"Sürekli bu konuyu düşünüp, canını sıkmanı istemiyorum."

"Bunu düşünmemek elimde değil."

"Bir şeyler yapalım." Sorarcasına ona baktım. "Bunları düşünmemen için."

"John, hiçbir şey yapmak istemiyorum."

"İtiraz yok." John beni ayağa zorla kaldırdı. "Avazın çıktığı kadar bağır."

Durup düşündüm. Gerçekten bunu yaparsam rahatlayacak mıydım?

"Senden nefret ediyorum anne! Beni yetimhaneye bıraktığın için. Senden de nefret ediyorum üvey anne! Bana bunca zaman yalan söylediğin için."

Nefes nefese kaldığımda John'a döndüm. Gülüyordu. "Neden gülüyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

"Bağırırken çok komik gözüküyorsun."

Ona dilimi çıkarttım. Tam ağzımı bir şey söylemek için açmıştım ki John'un arkasında bir karartı görmemle ağzımı geri kapattım.

"John," dedim fısıltıyla.

Gülerek "Hanna," dedi.

"Arkanda..."

John'un gözleri irileşti. Arkamda bir noktaya odaklanmıştı. Arkamı dönüp baktığımda Evan'ı gördüm.

Ağzımdan tek bir kelime döküldü. "Evan."


Yeniden DoğuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin