"Bebeğim" yüzüme konan öpücük ile gözlerimi aralamıştım, "min?" yatağa oturmuş beni izleyen sevgilimi görmemle dikleşmem bir olmuştu. "Tamam yavaş kalk başın dönmesin" başımı sallamıştım. "Başın dönmesin diyorum başını sallıyorsun, neyse iyi misin"
"Sence?" Minho ayaklanıp krem getirmişti, "tamam sormak hataydı" kremi sürdükten sonra ayaklanmaya çalışmıştım ki kucağına almıştı.
"Çok hızlı oldu" kollarımı boynuna sarıp mırıldandım, "4 yıldır bekliyorum çok mu az" kahkaha atıp alnımı öpmüştü.
"Kızlarımızı ne zaman almaya gıdıcez" sorduğu soruyla hmm layıp cevap verdim, "jisung büyük ihtimalle bizi davet eder öyle gideriz" tezgâha oturtturmuştu, eskiden yaptığı gibi.
"Bence bana anlatman gereken şeyler var hm?" başımmı sallamıştım, "Minji ve Chaeyeon 7 aylıktı o zaman Avustralya'ya gittik" Minho bir yandan kahvaltı hazırlıyor bir yandan baş sallıyordu.
"Aslında abim gönderdi daha iyi olmam için, 4 yıldırda oradaydık ben orada arkeolog arkadaşlarımla çalışıyordum. Evde kimse olmayınca olivia bakıyordu kızlara" başını sallamıştı yine.
"Arkeolog arkadaşların Niki ve Taehyun değil mi?" başımı sallamıştım. "Zor bir hamileliğim vardı Minho" Minho elindeki yumurtaları bırakıp bana doğru geldi, bacak arama girip dudağıma buse kondurmuştu.
"Biliyorum ki doktora göründüğümüz de doktor hamile kalmanı bile imkansız bulmuştu, o yüzden aklımdan hiç hamile olabileceğin geçme di" gözlerinin içine bakıyordum onu tekrardan benim olarak görmek kalbimi hızlandırıyordu.
"Minho sen Japonya'da iken doktorluğuna devam ettin mi?" Minho başıno iki yana olumsuz bir şekilde sallamıştı, "hayır uğraşmam gereken bir çok şey vardı" anlamamıştım bana tam olarak neler yaşadığını anlatmamıştı bende dinlemek istemiyordum açıkcası...
"Sen" Minho tekrar kahvaltıyı hazırlamaya dönerken, cevap verdi. "Efendim?" bende cümlemi devam ettirmiştim, "4 yıl boyunca sen ne yaptın" derin bir nefes alıp iç çekmişti. "Kolay bir şey değildi benim için."
"Her gün sen işe tehdit edilmem yetmiyor muş gibi sana zarar vermeye çalışıyorlardı, tabi sen bunun farkında değildin" dediği şeyle şaşırmıştım cidden bir şey yaptılar mı? "En son buda yetmedi kardeşimi araya katmaya başladı"
"Direnmeye çalışıyordum çünkü yaptırmak istediği şeylerin hepsi iğrenç ve yasal olmayan şeylerdi." yutkunmuştu bende tezgahtan inip yanına adımladım. "En son ise kendimi kardeşimin mezarının başında buldum zaten ondan sonra her dediklerini yapmaya başladım çünkü aynı şekilde seni de öyle görmekten korktum" yanına gidip sıkıca kollarımla sarmıştım onu.
"Ben buradayım sevgilim, kızlarımız burada Minju için üzgünüm ama biz sağlıklıyız!" oda bana sarılmıştı bırakmak istemiyordum ama çalan kapı ile ayrılmak zorunda kalmıştık.
"Ben bakarım" başımı sallayıp Minho'nun yaptığı işe devam etmiştim. Minho hâlâ dönmediği ve ses seda da gelmediği için elimdeki tabakları bırakıp kapıya yönelmiştim. Gelen kişi jungwon du, jungwon Minho'nun ilk geldiğinde sevgilim diye tanıttığı kişiydi ama tahminimce Minju'nun ölümünde parmağı olan biriydi.
"Hayırdır?" çok kibar bir şekilde giriş yaptığım için ikiside susup bana dönmüştü, "ne işin var senin burada?" diye soru yönelttim karşımdaki adama. "Sevgilimi almaya geldim" daha da yaklaşıp Minho'nun önüne geçmiştim.
"Senin sevgilin olmadığını ikimizde biliyoruz" sevgilim'e nasıl benim sevgilim derdi bu çocuk. Neyse sakin kal Felix. "Hadi ama siz dört yıldır birbirinizi bile görmüyordunuz" daha da sınırı aşıcaktı sanırım.
"Senin yüzünden!" sinirlerime hakim olamıyordum, Minho ellerimizi kenetlese bile sakin kalamıyordum. "Senin ve şu pislik adamın yüzünden benim kızlarım başka birine baba diyor biliyor musun!" Minho beni kendine doğru çekip sarmalamıştı.
"Shh sakin ol çilli" diyip jungwon'a dönünce konuşmuştu, "istediğini yap sikimde değil ister japonya'ya geri dön ister paramı ye ama unrumda değil. Ve sana ne dediğimi unutma." karşımda ki şahıs başını sallayıp, "Japonya'ya dönücem ama tekrar geldiğimde yalnız olmayacağım Lee Minho"
"İyi görüşürüz hadi bys" diyip Minho'nun kapıyı yüzüne kalatması beni güldürmüştü en olmadık yerde ciddiyetinin kaybolmasına bayılıyordum.
Sırtına atlayıp konuşmaya başladım o ise dengede kalmaya çalışıyordu, "dün canımı çok acıttın pisliksin sen" sırıtınca kafasına geçirmiştim. "Bugün kölemsin yani haber vereyim dedim"
"Her gün kölen olurum çilli" gülüp cevap verdim, "çok romantiksin kıyamam" beni koltuğa bırakıp mutfağa gitti, "eskisi gibi televizyondan istediğin bir şeyi aç kahvaltını getiriyorum sevgilim" kahkaha atıp oturduğum yerden kumandayı elime aldım.
Birlikte kahvaltıyı ederken izlediğimiz film ile güzel vakit geçiriyoduk yani telefonum çalana kadar. Jisung arıyordu, "Hı?" diye açtığım telefon ile Minho tabakları alıp mutfağa götürmeye başlamıştı.
"Kanka, KANKA JEONGİN DOĞURUYO" birden belimin ağrısını unutup ayaklanmıştım, "OHA AMINA KOYAYIM NE ARA" bağırdığım gibi Minho yanıma gelip ne oldu demişti.
"KAPA KAPA GELİYORUM" kapattığım gibi Minho'ya dönmüştüm. "Aşkım jeongin doğuruyomuş koş koş"
▶
"Baba jeongin amcaya bir şey mi oldu" kucağımdaki Chaeyeon'un sorduğu soruyla gülümseyip cevap verdim, "bebeğim hani demiştim ya size arkadaş gelicek kardeş gelicek diye" Chaeyeon anlamaz şekilde başını sallamıştı, "dün ne yaptınız?" Chae'nin sorusuyla dönüp Hyunjin'e baktım.
"Anlamdım balım?" Chaeyeon cevap vermişti, "hyunjin amca ve jisung amcanın konuşmasını duydum da Minho amca senle kalmış" başımı sallayıp cevap vermiştim, "evet tatlım birlikte kaldık" Chaeyeon cevabını alamamış olacakki, "baba Minho amca'nın yanına gitmek istiyorum" diyip kucağımdan inmişti.
Hyunjin'e doğru ilerleyip kıstırmıştım, "kızımın aklına ne sokmuşsunuz öyle?" hyunjin tırsarak Changbin hyung'un arkasına geçmişti, "of akşam konuşuyoduk duymuş işte"
"Bilerek beni Minho ile yalnız bıraktınız değil mi?" hyunjin başıno sallamıştı, "ama işe yaramadı yaptığınız şey haberiniz olsun" aslında dün seviştikte bilmenize gerek yok.
"Barışın artık valla kalpten gidicem" abim arkamdan gelip söylediği şey beni şaşırtmıştı, "Hamile olduğumu söylememe izin vermeyen kişi sendin hyung" diyip aralarından çıkmıştım. "Şimdi ise ben günlerce kızlarıma bunu söylersem ne olacağını düşünüyorum, Chan de alışmıştı ikisine kızlarımda" Changbin hyung beni kendine çekmişti.
"Daha küçükler anlamazlar bile bi bakmışsın Minho'ya baba diyorlar" başımı iki yana salladım, "şuan anlamasalar bile büyüdüklerinde farkına varırlar hyung"
"Benim eşim doğum yapıcak siz ne konuşuyorsunuz susun." abimin deidği ile herkes susmuştu bende Minho'nun kucağında uyuya kalan kızlarımıza bakıyoedum. "Bence sana şimdiden alıştılar" kafasıno sallamıştı, "onlar benim kızlarım tabi alışacaklar" dirsek atıp susturmuştum, "beni senden daha çok seviyorlar öyle de kalıcak."
"Chaeyeon'u bilemem ama Min sana çok düşkün aynı benim gibi" göz kırpıp dedi şeyle başımı iki yana sallayıp bende başımı Minho'nun omzuna koyup uyuklamaya başlamıştım.
★
Benimki doğurdu
Geçiş bölümü işteee
Jungun şerefsizlik yapması gereken konular var
Neyse neyseNasılsınıızzz
Kendinize iyi bakııın
Minlix ile kalın 🎨Benim tatlış okurum nasılmış 🍂
Kendine iyii baaaak
Görüşürüzzz
☁