Yine terk etmeyecek miydin? |25

227 24 99
                                    

Haha slm.
Oy sınırını 30 falan yapsam yüreğinize iner yine 15 yapalım biz.
İyi okumalaar.
Tedirgin olduğumu şu ➳➳➳➳. Noktalardan anlayabileceğinizi düşünüyorum.
Başlayalım Hadi bismillah.

*🐙
Mutfaktaki loş sarı ışığın altında browni yapıyordum. Gece gece bizimkiler yarın bizde olacaklarını söylediklerinden dolayı bende kalkıp tatlı hazırlamaya karar vermiştim.

Bugün bardan çıktığımız gibi eski okulumuza gitmiştik. Ve evet orada 2. Evet İKİNCİ evlilik teklifimi almıştım. Kabul ettim mi?

Aslında cevap vermeden dudaklarına yapıştım sanırım bu evet demek? Karnıma giren sancıyla duraksayıp gözümü tezgâhtan karnıma indirmiştim, tam elimi karnıma atıp okşamayı hedeflerken arkamdaki beden benden önce davranmıştı.

İlkte sıçrayıp korksam da onun dokunuşlarıyla kendimi daha huzurlu hissediyordum. "Sakin ol bebeğim, benim." korktuğumu oda anlayıp mırıldanmıştı. Karnımı okşamayı bırakıp belime sarılınca bende belimdeki kollarını okşamaya başladım.

"Uyudular mı?" elime aldığım kaptaki karışımı tepsiye dökerken sormuştum. "Zor uyudular tam çıkayım güzel eşimin yanına gideyim diyorum Minji mızmızlanmaya başlıyordu." güldüğümde boynuma öpücük kondurmuştu.

"Bu satte siz n'apıyorsunuz Felix bey?" sessiz çıkan sesiyle telefonumun ekranınk açıp saat'e bakmıştım. Gece ikiye 25 dakikadan az vardı. "Abimlerle konuştuk yarın bizdelermiş." Hmm sesi çıkartıp belimdeki kollarını gevşetmişti.

"Cinsiyetlerinin ne olmasını isterdin?" sorduğu soruyla anında karnımı okşamaya başlamıştı. "Hmm, sanırım erkek çünkü zaten iki yaramaz kızımız var." onaylayan mırıltılar çıkarıp benden ayrılmıştı. Tezgâha yaslanıp pür dikkat beni izlemeye başlayınca heyecanlanmıştım.

"İşin nasıl, hiç sormadım sanırıım?" uzatarak söylediği şeyle gülümseyip elimdeki kaseyi kenera bırakmıştım.

"Kazılar düzenliyorduk en son ama Hyunjin çağırınca tüm kazı planları iptal ettirdim." aklıma gelen şeyle Minho'ya sordum. "Sen nasıl geldin Japonya'dan buraya? Hangi rüzgar estirdi."

"Daha doğrusu Hyunjin numaranı nasıl buldu." dediğim şeyle omuzlarını silkmişti. "Aranızda bilgisayar mühendisliği yapan da yok anlamadım bende..." dalga geçer gibi söylediği şey ile öğlen konuştuğumuz konuyu dile getirmişti.

"Japonya'ya gidicem, biliyorsun." aniden huzursuzlaşmış ve kıpırdanmıştım. "Neden?" yaslandığı tezgah'tan arkasını dönüp bardağı su ile doldurup içmişti onun içmesini beklerken bende bir yandan tepsiyi fırına veriyordum.

"Halletmem gereken işler var." ne işleri Minho, tanrı aşkına ne işleri bitmek bilmeyen işler mi? "Biliyosun buraya apar topar sadece 4 gün için gelmiştim, ama şuan dört ayı bitirdik öyle değil mi?" başımı sallamıştım.

"Birlikte gid-" sözümü böldüğü gibi konuşmuştu, "Hayır." çok net söylediği şeyle yüzüne aval aval bakmaya başlamıştım. "Neden gelemiyorum?" sorduğum soruyla iç çekip off lamıştı. İşte yine başlıyorduk.

"Dediğim gibi halletmem gereken, yapmam gereken işler var Felix. Olmaz. " ikimizde sinirlenmeye başlamıştık ama farkında değildik. "Yanın da gelsem ne değişir Minho, bırakmak istemiyorum." Minho başını iki yana sallamıştı.

"Olmaz."

"Minho neden olmaz diyorum senden cevap istemiyorum ben!" hafif yüksek çıkan sesimle dilimi yanağımda gezdirmeye başlamıştım.

"Dinlesen anlarsın!" onunda sesinin yükselmesiyle hafifçe gülmüştüm, "Bana dinle diyene bak." Minho yaslansığı yerden uzaklaşıp cevap vermişti.

 Beatitude | MinlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin