"Ne demek Minji yok?"
-
"Pizza, pizza, pizza!" küçük kız etrafta zıplarken aynı zaman'da pizza diye bağırıyordu. Bunun üzere küçük kızın seslerine uyanan kas yığını adam daha gözlerini dahi açamadan küçük kız etrafında fır dönmeye başlamıştı."Chang bin amca Chang amcaa!" yere eğilip kucağına almıştı küçük kızı, "Efendim, kelebek?" küçük kız kıkırdarken bir yandan da kucağında bulunduğu adamın saçlarını çekiştiriyordu. "Canım pizza çekti! Babam nerde bizi götürsün." sevinçle söylediği şeyle Chang bin bir eliyle gözlerini ovalayıp, cevap verdi.
"Tamam söylerim Chan'e ama ben gelemem" Minji dudağını büzmüştü, "Neden ama..." dudaklarına parmağını vurmuştu koca adam. "Klinikte yapılacak işler var hem Jeongin amcan da gelemediği için işler birikti" diyip cevap vermişti.
"Babam neden iş yapmıyo! Siz yapıyorsunuz" Chang bin hangisinden bahsettiğini anlamadığı için, "hangisi?" demişti. Küçük kız kahkaha atıp, "Tabii ki çilli olan babam, Chang amca!" küçük kızın neşeli sesiyle Changbin de kıkırdamıştı. "Baban arkeolog Minji, arkeolaglarında işi yoğun olur hatta bizden daha çok yorulurlar. Ama şuan yıllık iznine ayrıldığı için işe gitmek zorunda değil."
Minji'nin suratı birden durgunlaşmıştı Changbin nedenini merak ederken Minji konuştu, "şimdi benim babam Minho ise Avustralya'ya bidaha gitmiyecek miyiz! Ben Japonya'ya gitmek istemiyorum hem Minho baba nerde çalışıyoki?" Changbin'in tek dikkat ettiği Minho baba kelimesiydi o öyle durunca Minji kaslarına bir yumrul geçirdiğinde kendine gelmişti.
"Ah Minho doktor, babanın burda hastanesi bile var Minji kendisi baş hekim ayrıca kalp cerrahisi. Anlıyacağın senin baban para babası" Minji Changbin'in dediklerinden sadece para babası kavramını anlamıştı, kızın korecesi böyle şeylere yetmiyordu. "Anlamadım kalp cerrahisi ne demek"
"Üst seviye bi doktor gibi bişey diyelim kelebek" sonra kucağındaki kızı zıplatarak cevap vermişti, "hadi üstünü giydirelim!" küçük kız minnak adımlarla merdivenleri tırmanırken arkasından gelen Changbin'in yakalamaması için elinden geleni yapıyordu.
-
"Hadi ama sizde amma uykucusunuz!" Felix bıkkınlık ile çıkan sesiyle bilmediği kadar seslendiği kızı ve sevgilisine tekrar seslenmişti. Ama tık yoktu en sonunda koltuğun dibine çömelip izlemeye başlamıştı sevgilisi ve tatlı kızını.Minho'nun uyanık olduğunu biliyordu ne istediğinide bildiği için sevgilisinin dudağına eğilip buse kondurmuştu ki dudakları birbirine değer değmez kızlarının gözlerinin açılması bir olmuştu.
"Ben görmedim bişe baba merak etme siz devam edin" kızının dediği şeyle onlarca kez göz kırpıp bakarken kızına bu lafları kimin öğrettiğini bulmaya çalışıyodu. Minho ise kızını kucaklayıp ayaklanmıştı "hadi hadi elimizi yuzumuzu yıkayalım, yoksa mikrop kapar mışız" Minho kızının ilgisini çekerel söylediği cümle ile banyoya ilerlemişti.
Felix'in aklındaki tek kişi ise Minji idi.
(Bikaç saat sonra işte)
"Aç bakalım ağzını." Kızımın ağzıno açmasıyla yemediği peyniri ağzına götürmem bir olmuştu. Karşımdaki çilli bizi izlerken kıkırdamıştı, "yha baba napıyosun bu iğrenç!" bende kızımın ağzının kenarındaki peyniri peçete ile silip gülmüştüm.
"Ama yemen lazım yoksa hastalanırsın, " Chaeyeon elimdeki peçeteyi alıp kendi ağzını silmişti, "sen doktor değil misin! Kızını iyileştirirsin" tekrar gülüp burnundan makas almıştım.
"O işler öyle olmuyor bebeğim" masanın titremesiyle telefonumun çaldığını anlamıştım ki Felix hemen telefona dönüp, "kim?" demişti bilmiyorum anlamında omuz silkip telefon ekranından kimin aradığına bakmıştım. Chan?