Sınır: 15 oy 75 yorum
Kontrol etmedim yazım yanlışları olabilir, ve bir haftadır bölüm atmadığım için fazlasıyla uzum bir bölüm yazdım iyi okumalarr 🌟☃️
"Baba,baba,baba,baba,baba" paytak paytak koşup babasına ulaşan Minji kollarını uzatmıştı, Minho'da işareti anlayıp küçük kızını kucaklamıştı."Efendim minik kedi?" Arkadan gelen sevgilisi ve kucağındaki kızı ile gülümsemesi daha da büyümüştü. "Dışarı mı çıkıcaz! Birlikte?" Minho kafasını aşağı yukarı sallayarak onay vermişti o sırada sevgilisinin konuşması ile ona odaklanmış dinliyordu.
"Aklıma gelmişken dori ve sonnie hala Japonya da mı sevgilim?" Minhonun yeni aklına gelen şeyle gözlerini büyütmüştü, "Ananı sik-" kafasına yediği darbeyle yanında kızları olduğunu hatırlayıp boğazını temizlemişti.
"Aklım nerdeyse canım kızlarımı evde unutmuşum hatta Japonya'da..." Minji dudağını büzmüştü, "Baba başka kızların mı var?" Minho duyduğu şeyle kahkaha atıp kucağındaki kızının burnunu öpmüştü. "Hayır minik kedi, kızlarım dediğim yani kedilerim."
Minji'nin gözleri parlamıştı, "Bizimde bir kedimiz var biliyor musun" Felix gülümseyip cevap vermişti, "Doongie de babanın zaten bebeğim." Minji'nin küçük ağzı kocaman açılmasıyla Felix gülmüştü.
"Bebeğim Chaeyeon'u da bana ver." Minho'nun dediği şeyle Felix tip tip sevgilisine bakmıştı, Minho ise çilli sevgilisine yaklaşıp karnını okşamıştı. Felix'in unuttuğu karnındaki bebekleri ile gülümsemişti. "Hamileyken bir şey taşıyıp yapmaktan kaçınmalısın."
Felix kucağından inmeye çalışan kızını yere bırakıp sevgilisinin karnının üstünde olan elini kavramıştı. Minho ise ayni şekilde diğer kolunda Chaeyeon'un yanına gitmek için çırpınan kızını bırakıp iyice çilli çocuğa yaklaşmıştı.
"Baba, ve baba sizi bölüyorum ama ben s-ı-k-ı-l-d-ı-m hadi gidelim artıııık!" Minji'nin yakınmasıyla Felix sevgilisinin dudağına küçük bir öpücük bırakıp kızına ilerlemişti "koş o zaman bakalım kapıya!" Minji babasının dediği ile hızla Chaeyeon'un elini tutarak kapıya koşturmuştu.
Minho kızlarıno izlerken birden mırıldanmıştı, "4 aydır iki kızım olduğumı biliyorum ama hala ağır geliyor, kendimi yaşlanmış gibi hissediyorum." Felix sevgilisinin yakasıyla oynarken ona bakmak için kafasını yukarıya kaldırdı.
"Yaşlısın zaten, yirmi sekize girmene az kaldı be lemi hyung!"
"On sekiz yaşına girmene az kaldı be lemi hyung!" Felix'in telaşla karışık söylediği şey karşısında Minho gülümseyip kısa boylu çocuğu kendine çekmişti.
"Ne ima etmeye çalışıyorsunuz Felix beey?" Felix hyung'unu ittirip cevap vermişti, "Hiiç!"
"Hyung." dediği şeyden sonra Minho'ya seslenmesi ile Minho kısa çocuğa eğilip ne dermiş gibi bakmıştı, "Chan hyung sinemaya davet etti! Sen de gelmek ister misin, lütfen, lütfen, lütfen" arkadan onları izleyen Chan'den habersiz sormuştu bu soruyu Felix.
Minho ise cevap vermişti, "Neden olmasın?"
"Chan hyung sinemaya davet etti, sen de gelmem ister misin hyung? Lütfen, lütfen, lütfen" Felix'in dediği şey ile o gün ikisinin gözünde de canlanmıştı, "Neden olmasın? Ayrıca hyungun yesin seni." Minho'nun söylediği ile felix Minho'nun yakasını çekip sıkıştırmıştı.
"Bence yeterince yiyo hm?" Minho Felix'in söylediği şey ile dudaklarınk birleştirmişti taki kızlarının off layan seslerine kadar...
*
"Bebeğim mavi botun Avustralya'da şimdilik sarı giysen olmuyor mu?" Minji başını iki yana sallamıştı, "Babam mavi giyinmiş sarı giyemem, o-l-m-a-z olmaz!"