Ünsal ailesinin göz bebeği, mesleğinde oldukça başarılı genç biz kızın yolu, bu hareketli hayatından uzaklaşmak üzere en yakın arkadaşının yanına Şırnak'a düşer. Nereden bilebilirdi ki hayatının en zorlu günlerinin orada geçeceğini, büyük kayıpları...
Okumaya başladığınız saati ve tarihi buraya alabilir miyim? 🩷
Altta ki küçük yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ⭐️
Keyifli okumalar dilerim 🦋
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Etrafta ki kameralara bakarken ellerim istemsizce heyecandan titriyordu. Birçok kez röportaj yapsam da her kameranın önüne çıkışımda ilk gün ki gibi heyecanlanıyordum.
''Lina Hanım hazırsanız başlıyoruz'' diyen adam ile oturduğum yerde dik konuma gelerek başımı salladım.
''Son 3,2,1 kayıt. Gir Çiğdem!''
''Herkese sağlıkla ile ilgili her şey programından günaydınlar'' diyerek neşe ile içeri girdi Çiğdem Hanım.
''Bugün ki konuğumuz genç ve oldukça başaralı doktorumuz Lina Ünsal'' dediği anda bütün kameralar bana döndü. Yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirerek tatlı bir şekilde kameralara el salladım.
Çiğdem hanım elinde programa ait kartıyla masaya oturarak konuşmaya başladı. ''Merhaba Lina Hanım, programımıza gelerek bizi mutlu ettiğiniz için size çok teşekkür ederiz'' dediği anda kamera arkasında olan konuklar alkışlamaya başladı.
Utançtan ve heyecandan yanaklarım kızarırken nazik bir şekilde başımı eğdim ve konuklara baktım. Alkışlar kesildiği anda Çiğdem Hanım bana biraz yaklaşarak sorular sormaya başladı.
''Öncelikle kaç yaşındasınız ve nerelisiniz?''
Boğazımı temizleyerek ''25 Yaşındayım ve İstanbulluyum'' dedim. Anneannem, dedem ve birçok akrabam doğma büyüme İstanbulluydu.
''Peki hangi üniversiteden mezunsunuz?''
''Hacettepe üniversitesi''
''Sizi sağlık okumaya iten şey neydi?''
''Rahmetli dedem benim hep doktor olup onu iyileştirmemi isterdi. Aslında moda tasarım okumak istiyordum ama dedem benim için çok kıymetli olduğu için sağlık yönünde ilerledim. Ama maalesef dedemi kurtaramadım yani ben lise yılındayken kendisi kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti'' dedim üzgün bir şekilde.
Umarım beni şuan da gurur ile izliyorsundur dedeciğim.
Çiğdem hanım her katıldığım röportajda olduğu gibi klasik soruları sormaya başladı. Artık cevaplarımı ezberlediğim için cevap verme konusunda pek düşünmüyordum.
''Öyleyse size internetten gelen birkaç sorumuz var, cevaplamak ister misiniz?'' diye sordu Çiğdem Hanım ne olur kabul edin gibi bakarak.
İnternetten gelen soruların çoğunun özel hayatım ile ilgili olduğunu biliyordum. Ne kadar çok cevaplamak istemesem de bir şartla kabul ettim.
