Ünsal ailesinin göz bebeği, mesleğinde oldukça başarılı genç biz kızın yolu, bu hareketli hayatından uzaklaşmak üzere en yakın arkadaşının yanına Şırnak'a düşer. Nereden bilebilirdi ki hayatının en zorlu günlerinin orada geçeceğini, büyük kayıpları...
Altta ki küçük yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ⭐️
Keyifli okumalar dilerim 🦋
Sınır: 150 Vote & 150Yorum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
İçimde kötü bir his vardı bugün.
Sabah biraz eğlenmiştim ama o da Alkan sayesinde yarım kalmıştı.
O an bize öldürecek gibi bakarken özellikle de bana o an buralardan gitmek istemiştim. Ama öyle bir bakmıştı ki ben bile kendimi kötü hissetmiştim.
Daha fazla orada duramayarak Kerem'e ve Geveze'ye hiçbir şey söylemeden oradan ayrılmıştım.
Sağlık ocağına geldiğim de olanları ve özellikle de o komutanın bakışlarını Tuğçe'ye anlatmıştım. Tuğçe ise bakışlarının normal olduğunu ve herkese öyle baktığını söylemişti.
Sanırım mesleği yüzünden hep böyle sertmiş.
Ama o güzel kahverengi gözlerine öyle bakışlar hiç yakışmıyordu.
Şimdi ise sağlık ocağının camından dışarı da oturan Merve'yi izliyordum. Merve evde sıkıldığı için öğle saatlerin de buraya gelmişti.
Derin bir nefes alarak camdan geri çekildim ve Merve'nin yanına ilerledim. Elini karnına koymuş hafifçe okşayarak bir şeyler mırıldanıyordu.
Korkmaması için boğazımı temizleyerek yanına yaklaştım. Sesimi duyunca oturduğu yerde dik bir konuma gelerek bana baktı. Hafifçe tebessüm ederek ''ne konuşuyordunuz?'' diye sordum karnını işaret ederek.
Yüzünde ki içten tebessüm ile ''babası ile olan anılarımızı anlatıyordum'' dedi. Başımı anladım dermişçesine sallayarak etrafa baktım.
''Hep böyle sakin midir buralar?'' diye sordum. Merve derin bir iç çekerek ''bu sessizlik şuan da huzur demek'' dediğinde anlamsızca ona baktım.
Ne demek istemişti?
''Anlamadım?''
''Yani şöyle, Gölge timi göreve gittiği zamanlarda burada bir huzursuzluk olur. Herkes strese girer'' diyerek açıklama yaptı. Sanırım bu tim Alkan komutanın timiydi.
''Lina''
Bedirhan'ın bana seslenmesi ile arkamı döndüm. İçeriyi işaret ederek ''Gelmen lazım'' dedi. Kaşlarımı çatarak içeriye ilerledim. Bedirhan'ın yanına geldiğim de ''sorun ne?'' diye sordum. Gergince boğazını temizleyerek ''İçeride 40'lı yaşlarda bir hasta var, yanın da ise torunu. Vücudun da sivilce benzeri döküntüler ve yaralar var. Benim aklımda bir şeyler geldi ama bir de sen bak'' dedi.
