A Teacher's Love

Ten.

Bölümleri öyle zorlanarak yazıyorum ki, aklımda bir sürü fikir var ama bunları yazıya dökemiyorum neden böyle olduğunu asla anlamadım. Ya da yazsam bile asla beğenmiyorum ve siz hergün bana yeni bölüm nerde diye soruyorsunuz hepinizi döverim ha yazmaya çalışıyorum işte aaaaaaa.

Yazım yanlışları varsa affola.

İyi okumalar...

❋

Hürkan öyle söylediğinde küçük bir kalp krizi geçirdim. Beni çok heycanlandırıyordu yavaşça ondan ayrıldım o ise etrafa biraz bakınmış ardından yanağıma küçük bir öpücük bırakmıştı, gözleri ile dudaklarımı yiyordu ama sanırım cevapımı duymadan beni öpmekte istemiyor gibiydi. "Senin dersin yok muydu?" Dediğimde belimden hafifçe iterek arabanın kapısını açtı ve beni arabaya bindirdi. Ardından kapıyı kapatıp o da hızla arabaya bindi ve sonunda cevapımı yanıtlamak için dudakları aralandı "Küçük bir toplantım var, sabah sesini duymak istedim bu yüzden aradım ama madem okula gidiyorsun neden seni bırakmıyayım ki?" Dediğinde hafifçe başımı salladım.

"Güzelsin acaba seni kendime mi saklasam? Şuan seni kimse görmesin istiyorum" dediğinde kıkırdadım "hadi ama hürkan hiç birşey yapmadım bir tişört bir pantolon" dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı "lütfen sus o kadar güzelsin ki, mavi rengi bir insana ancak bu kadar yakışabilir ve gerçekten seni şuan okula götürmek istemiyorum" dediğinde ağzımdan küçük bir 'yaa' nidası döküldü. Beni şımartıyordu ve eğer beni şımartmaya devam ederse güzel şeyler olmayabilirdi çünkü şımarınca biraz daha arsız ve yüzsüz oluyordum. "Şımartıyorsun beni" dediğimde bir eliyle saçlarımı okşadıktan sonra hızlıca arabayı çalıştırdı.

Okula gelmiştik, tabi şuan okulun otoparkındaydık çünkü biri bizim aynı arabayla geldiğimiz görürse başımıza iş açılabilirdi. Hızlıca saatte baktım 13.15 geçiyordu 15 dakika içinde kafetarya'ya gitmem gerekiyordu. "Küçüğüm sana kolay gelsin, güzelce çalış çünkü torpil uygulamayacağım" dedi ardından kulağım hafifçe fısıldayarak şunları söyledi "seni seviyorum" kalbim duracakmış gibi hissediyordum ve yanaklarım kesinlikle kızarmıştı hızla onun yanından ayrıldım ve utançla koştur koştur otoparktan çıktım arkamdan gelen hürkanın kıkırtıları ise kulağıma güzel bir melodi olarak gelmişti.

❋

Kafetarya'ya gelmiştim. Saat 13.25'di karşımda Miray oturuyordu oda 1-2 dakika önce gelmişti ve şuan telefonla konuşuyordu, masadaki kahvemi alarak kahvemden bir yudum daha aldım. Miray kulağındaki telefonu indirerek gözlerime baktı "üzgünüm önemli bir telefondu" dediğinde önemli değil dercesine başımı salladım ve kahvemi masaya geri bıraktım "açıklama yapmana gerek yok Miray önemli bir telefon ise tabiki açmalısın" dediğimde hafifçe gülümsemişti. "Hey! Ne kadar erken gelmişsiniz!" Diyen bir başka kız sesi duyduğumda başımı arkaya çevirerek masaya doğru gelen inciyi gördüm. Tatlı kızdı ama kesinllikle ilgimi çekmezdi çünkü zaten mükemmel bir aşkım vardı. İnci hzıla gelip mirayın yanağından öptüğünde ve "üzgünüm sevgilim" dediğinde irileşen gözlerim ile onlara baktım sevgili olduklarını tahmin edemiyordum.

"İnci biraz sakin ol sanırım emre biraz şaşırdı" diyerek gülen miraya baktım "üzgünüm homofobik değilim hatta eşcinselim ama sizin sevgili olduğunuzu bilmiyordum o yüzden şaşırdım" dediğimde inci ve Miray gülümsemişti aslında böyle bakınca gerçekten çok yakışıyorlardı. "Ah öyleyse seninle gezebilir miyiz? Hem belki sana da bir manita buluruz" diyen inci ile hafifçe gülümsedim çok samimi bir kızdı. "Benim zaten sevgilim var" dediğimde hızlıca üzgünüm demişti ve bende ona sorun olmadığını söyledim. Birkaç dakika sonunda yanımdaki sandalye çekilip Berk yanıma oturunca yine saate baktım 13.40'tı dün zaten geç gelebileceğini söylemişti.

Berk geldikten sonra Miray oldukça ciddi bir insana dönüştü ve Astronomlar listesi konusun altındaki başlıkları bize dağıtmıştı ve onları araştırmamızı istemişti. Birkaç şey araştırmış ve görselde bulmuştum miray slayt yapmak istiyordu ki bu bence şuan bizim için en mantıklı fikirdi. Omzuma dolanan bir kol hissettiğimde hızla yanıma döndüm Berk kolunu omzuma dolamıştı. Ona şaşkınca baktım ve "ne yapıyorsun acaba?" Diye sordum onun da bakışları bana döndü "Güzelsin şansımı denemek istiyorum" dedi hızlıca ondan ayrıldım ve sandalyemi de ondan uzaklaştırdım. "Sevgilim var" diyerek miraya biraz daha yaklaştırdım sandalyemi Miray ise korumacı bir anne gibi Berke biraz laf atmıştı.

❋

Benim konum bitmişti ve miraya göstermiştim, oda çok beğendiğini söyleyince gülümsemiştim ve telefonuma düşen bildirime bakmıştım.

Hürkan - Emre İnstagram konuşması

Hürkangügen
Odama gel.

Emrekaraaslan
Birşey mi oldu?

Hürkangügen
Odama gel dedim.

Telefonu yavaşça kapattım ve kaşlarımı çattım, ne oluyordu? Ya da hürkan beni neden birden odasına çağırıyodu? Bakışlarım flörtleşen Miray ve inci çiftine döndü "Miray eğer benimle bir işin kalmadıysa gidebilir miyim? Birkaç işim var" dediğimde Miray bana bakmış ve başını onaylarca sallamıştı. Ona teşekkür ederek çantamı toparlamış ve hızlı adımlarla hürkanın odasına ilerliyordum. Hatta resmen koşuyordum. Kahverengi kapının önünde biraz soluklanmış ve kapıyı tıklatmıştım. İçerden gelen "gir" sesi ile hızla kapıyı açtım ve koltuğunda kaşları çatık bir şekilde oturan hürkanı gördüm kapıyı arkamdan kapattıktan sonra tam ona ilerleyecektim ki "kapıyı kitle" diyen sert sesini duydum. Sesini ilk defa bu kadar sert duyuyordum o yüzden biraz şaşırmıştım.

"Buraya gel" diyen hürkanın sesi ile yavaşça ona ilerledim eh, birazcık korkuyordum hatta birazcık değil baya korkuyordum. Tam yanına geldiğimde hızlıca belimden tutarak beni kucağına çekti. Şaşkınlıkla genzimden tiz bir ses çıktı ve irileşen gözlerimle ona baktım o ise kalçalarımı kasıklarına bastırarak inlememi sağlamıştı ardından sert sesi ile şunları söyledi.

"Seni uyardım, bu kadar güzel olma dedim ama sen hem güzel olup hemde bir erkeğin sana yaklaşmasına izin verdin. Sana ceza vermeliyim."

❋

Selaaaaaaam

Nasılsınızzzzz

Bölüm nasıldı biraz karışık olmuş olabilir ama okulda yazdığım için biraz hızlı yazdım o yüzden biraz kötü olmuş olabilir.

Yıldızıma basar mısınız? ⭐

Sizi seviyorummm 🐰💗

Flys kaçarrr...